Adil Gülmez
Sıfırlama Nasıl Olur?
16 Temmuz (15 Temmuz değil, 15 Temmuz güneşin batmasıyla biter ve 16 Temmuz başlar) gecesi bir milat olsun dileği herkesin ortak temennisi. İktidarı da muhalefeti de bu dileği dillendiriyor. Daha önce böyle bir ortak nokta yakaladığımıza şahsen ben şahit olmadım. “Milat Olsun” temennisine olsun, deyip te içini doldurmadan geçersek 16 Temmuz’da yaşadıklarımızdan ders çıkarmamış oluruz.
O meşum geceden bu güne dek çevremizde olup bitenlere tanıklık ediyoruz. Millette olağanüstü bir hareketlilik var. İşçinin fabrikaya, memurun dairesine gittiği gibi vatandaş nöbete çıkıyor. Bazı aileler tüm fertleriyle meydanlarda. Sabaha kadar bekleyen, bebeklerini Albayraklarla kundaklayıp uyutan anneler, bacılar işin ciddiyetini anlamayanlara örnek teşkil ediyorlar.
Meydanlardaki sinerji ve coşkunun yönetim kademelerine yansıdığını söylemek pek mümkün görünmüyor. Bir anlamda meydandaki vatandaş yönetimdeki memura sesini duyuramıyor. Bu ülkenin insanları “tasaffi” beklerken yönetim bu beklentiye uygun hareket edip ”mutasaffi” kisvesine bürünemiyor.
Şu adam var ya, kesinlikle onlardan hatta onlara çalıştığına adım gibi eminim dediğiniz şahıslar hala hiçbir şey olmamış gibi hareket edebiliyorsa bu durum vatandaşın zihninde devletine karşı bir güvensizlik oluşturabilir. Vatanı için, canı pahasına sokaklara çıkan hiçbir halk bu aymazlığa mahkûm olamaz. Olayın korkutucu bir boyutu da bazı nüfuzlu şahsiyetlere dokunulmamasıdır.
Sıfırlama tabandan tavana doğru yapılıyor ama ivmenin çok yükseklere çıkacağına dair bir emare henüz yok. Hâlbuki dokunulması gerekenlere zamanında dokunulsaydı şimdi birilerinin “bana ahmak diyebilirsiniz” diye acziyet göstermesine gerek kalmayabilirdi. Ne yapalım şimdi, evet, sen ahmaksın mı diyelim? Şahsen ben umur görmüş bir insana karşı bu ifadeyi kullanamam, terbiyem buna müsaade etmez, benim boyumu aşar. Ama yarınlarda bu ifadeyi duyunca haklısınız diyecek o kadar çok üst düzey var ki… Yandı gülüm keten helva.
Birilerini itham ederek, ironiler yaparak bir yere varamayacağımın farkındayım. Bir öneri getirerek zülfü yâre dokunmadan aradan sıyrılayım.
16 Temmuz’un bir “milat” olabilmesi için basit bir formül var. Dikkat ediniz sihirli formül demiyorum. Basit bir formülden söz ediyorum. İşgalcilere karşı yek başına mücadele eden bir adam var. Sokağa çıkan vatandaş ta bu adama sahip çıkmak için meydanlarda.
Şimdi herkes ama herkes Cumhurbaşkanı’na ya da onun temsilcilerine tarihi atılmamış bir istifa dilekçesi sunsun. Biri diğerlerinden hiçbir şekilde haberdar olmayan komisyonlar araştırma yaparak istifasına gerek olmayanların dilekçelerini yırtsınlar ve dilekçesi yırtılanlar işlerine devam etsinler. Diğerleri de müstahak oldukları şekilde tecziye edilsinler.
İşte sıfırlama böyle olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.