Fuat ÖZGEN
Unutulan Gerçek: Öğretmen-2
Bitmiyordu demiştik ya; sadece evlere açılan dijital pencerelere konmuyordu öğretmenlerimizin pır pır eden yürekleri, aynı zamanda sahada yetişilemeyen yerlere de kanat vuruyorlardı. Bir bakıyorsunuz “Filyasyon Ekipleri” üyesi olmuşlar, bir bakıyorsunuz “Covid Tarayıcısı” olup sağlık çalışanlarına bel veriyorlardı. Bir adları “Fedakarlık” demiştik ya “Vefa Destek Grupları”nda umut dağıtıyorlardı. Ev ev, kapı kapı, bıkmadan, usanmadan “Umut” olmayı öğretiyorlardı.
En başında da ifade ettiğim üzere, ne kadar süreceğini bilmediğimiz “Pandemi” devam ediyor ve sürecin her yerinde sağlık çalışanlarımızın yanında Öğretmenlerimiz var, hep var oldukları gibi. Hani o üç ay yattığı zannedilen öğretmenler var ya işte onlar! Gebze’de bir öğrencisinin bıçak darbeleri ile şehit edilen Necmettin kardeşimiz ile Tunceli Pülümür’de hain PKK tarafından şehit edilen Necmettin kardeşimiz de öğretmendi, hatırlatırım! İsimleri gibi, kaderleri de adaştı. Batman’da yine hain PKK tarafından şehit edilen Aybüke kardeşimiz ise yatmak için orada değildi, tabi tabuta uzanmayı yatmak saymıyorsa eğer azıcık vicdanı olan gönüller!
Bu süreçler gösteriyor ki...Şimdi lütfen bu boşluğu vicdanınız doldursun. Çok şey istemiyor öğretmenlerimiz, bir “Meslek Kanunu” bile olmayan öğretmenlerimiz ne isteyebilirler ki? Sene de bir gün bile hatırlamayın, lüzum yok ama onların da vicdanları olduğunu unutmayın mesela. Yaptıkları işe sadece bir nesli layığı ile inşa etmek gözüyle bakan öğretmenlerimizi nefisleriniz için “Reklam” unsuru yapmayın ya da. Üstünüzden geçen kuş selam etmesin lüzumu yok, çünkü küçücük bir kağıt parçası, bir “Teşekkür” yüreklerini kuş cennetine çevirir zira. Arsızca hakarete uğradıklarında ya da darp edildiklerinde üç maymunu oynamayın, “Benim Öğretmenim!” deyin, sahip olun kafi. Hiçbir öğretmenimizin merdiven altı işçi olmadığını, öğretmene “Sınıf Ayrımcılığı” yapılamayacağını gösterin onlara, gösterin ki Öğretmen Odaları nefes alsın. Neslin inşasını emanet ettiğiniz Öğretmenin, ne giyeceğine de nasıl görüneceğine de kendisinin karar verebilme yetisinin olduğunu unutmayın bir de. Önlük biçmeyin onlara, zira onlar öncüdürler. Binaları, odaları, atölyeleri iyileştirirken, öğretmenin bütçesinin de iyileştirilmeye değer olduğunu da görmezden gelmeyin.
Günler, ayları, aylar yılları kovalayacak belki de ve insanlık “Pandemi” sıkışmışlığını uzunca bir müddet daha yaşayacak, evet. Ama,her şer saydığımız şeyin bir hayra, her hayır saydığımız şeyin bir şerre vesile olabileceği gerçeğinden hareketle bu süreçleri de hayra dönüştürebiliriz biiznillah. Özellikle “Öğretmenlerimiz” açısından; zira onlara ne kadar ihtiyacımız olduğunu hep birlikte müşahade ettik vesselam. Öğretmenlerimiz için “Nisyanı” bu kez öldürelim. Lütfen!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.