Abdullah Damar
MEB Yönetici Atama Yönetmeliğiyle Kaybedilen Haklar
13.8.2009/27318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 28 Şubat 2013/28573 sayılı Resmî Gazetede, yayımlanmasıyla birlikte yoğun tartışmalara neden olan yeni MEB Eğitim Kurumları Yöneticileri Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, önceki yönetmelikte varolan birçok hakkın ortadan kaldırılmasının yanında, geçmişte MEB’de değişik yöneticilik kademelerinde yönetici olarak görev yapan, ancak çeşitli nedenlerle görevlerinden ayrılan eski yöneticilerin “yeniden atama” hakkını da ellerinden almıştır.
Üstelik yeni yönetmeliğin “Korunan haklar” başlıklı geçici 1.maddesinde, “1-2 Ekim 2011 tarihlerinde yapılan yönetici seçme sınavından alınan puanlar, yapılacak ilk yazılı sınava kadar, bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılacak sözlü sınava katılabilmek üzere yazılı sınav sonucu olarak kabul edilir.” hükmüne yer verilerek, sanki eski yönetmelik şartlarına göre kazanılmış haklar korunuyormuş gibi yapılarak da, eğitim kamuoyu yanıltılmaya çalışılmıştır.
Eski yönetmeliğin “Yönetim kademelerinde geçmiş sayılan diğer görevler” başlıklı bölümünün 25.maddesinde “ (1) Öğretmenlikte adaylığı kaldırılmış olmak kaydıyla ve bu Yönetmelikteki yönetim kademelerine atamayla sınırlı olmak üzere;
a) Talim ve Terbiye Kurulu uzmanlığı, eğitim uzmanlığı, eğitim müfettişliği, APK uzmanlığı, eğitim ataşeliği, eğitim müşavirliği ile şube müdürü ve daha üst unvanlı görevlerde asaleten geçirilen süreler beşinci kademe yöneticiliğinde,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarında genel idare hizmetleri sınıfında tesis müdürü, şube müdür yardımcısı, şef, eğitim ateşe yardımcısı; ikili anlaşmalar çerçevesinde Bakanlıkça açılan ya da yönetici ve öğretmenleri Bakanlıkça görevlendirilen yurt dışındaki eğitim kurumlarında müdür olarak geçirilen süreler dördüncü kademe yöneticiliğinde,
c) İkili anlaşmalar çerçevesinde Bakanlıkça açılan ya da yönetici ve öğretmenleri Bakanlıkça görevlendirilen yurt dışındaki eğitim kurumlarında, müdür yardımcılığında geçirilen süreler ile görevli olduğu eğitim kurumunda eğitim kurumunu eğitim öğretime açmak kaydıyla kurucu müdür olarak geçirilen süreler, en az 1 yıl görev yapmış olmak kaydıyla müdür yetkili öğretmen olarak geçirilen süreler üçüncü kademe yöneticiliğinde, geçmiş sayılır.” hükmü yer alıyordu.
Yine eski yönetmeliğin “İsteğe bağlı yer değiştirme suretiyle atamalar ve diğer atamalar” başlıklı bölümünde yer alan 21.maddenin 3,4, ve 5.fıkralarına göre de eğitim kurumlarında müdür ve müdür yardımcılığı görevlerinde bulunup, çeşitli nedenlerle yöneticilik görevlerinden ayrılan eski yöneticiler, atama dönemlerinde başvuruda bulunarak, yeniden atama hakkından yararlanabiliyordu.
Bu hükümlere göre, geçmişte MEB’de ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çeşitli kademelerinde yöneticilik yapmış kişiler, atama dönemlerinde boş bulunan yöneticilik kadrolarına başvuruda bulunabiliyorlardı. Bu durum hem bu yöneticilerin kazanılmış haklarını koruma anlamında, hem de eski yöneticilerin deneyim ve birikimlerinden yararlanma anlamında idareye önemli bir seçenek sunuyordu.
Gerçi yeni atama yönetmeliği, eğitim kamuoyu ve sendikalardan gelen tepkiler üzerine, Bakanlık tarafından uygulanamadı ama bu durum yönetmeliğin uygulanmayacağı anlamına gelmez. Hem bu yönetmeliğe göre yönetici atamalarının yapılmaması, eski yöneticilerin yeniden atanma haklarının ellerinden alınmış olmasını engellemiyor.
Başta eğitim sendikaları olmak üzere, eğitim yöneticilerinin örgütlendiği UEYDER(Uluslar arası Eğitim Yöneticileri Derneği) ve EYUDER (Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği) gibi derneklerin bu konuyu gündemlerine almaları ve büyük bölümü kendi derneklerinin potansiyel üyelerinden oluşan eski eğitim yöneticilerinin kaybettiği yöneticilik haklarının geri alınması için girişimlerde bulunmalıdırlar.
Konunun, çalışanların kazanılmış haklarının alınması gibi bir durum olmasının yanında, MEB’in elindeki deneyim ve birikim sahibi kişilerin bu deneyim ve birikimlerini elinin tersiyle itme gibi bir sonucu da vardır. MEB’in, elinin altındaki sosyal sermayeyi bu şekilde insafsızca harcamaya hakkı yoktur. Eğitim sisteminin her zaman, bu deneyim ve birikimlere ihtiyacı olacağı unutulmamalıdır.