Mustafa KIR
Arakan’da müslümanlar değil, insanlık yakılıyor
3 Haziran 2012′de Myanmar’ın başkenti Akyab’ta ırkçı Budistler tarafından umre dönüşünde 10 Müslüman’ın öldürülmesinin ardından Arakan bölgesinde Rohingya adı verilen Müslümanların protestosu ile başlayan olaylarda binlerce Müslüman’ın öldürülmesi ve binlercesinin mülteci konumuna düşürülmesi olayını Sivil toplum örgütlerinin dünya kamuoyunun gündemine taşımaları ve ülke yönetimlerini harekete geçirmelerinin ardından başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere diğer İslam ülkelerinin gerçekleştirdikleri diplomatik girişimleri; Myanmar yönetimini Müslüman katliamının durdurulacağı, demokratik haklarının iade edileceği, topraklarından koparılan insanların evlerine geri döndürüleceği yönünde açıklama yapmak zorunda bırakmıştı.
Myanmar Yönetimi Olayların yayılmasının önünü açmıştır.
Ne yazık ki diplomatik girişimlerin arkasının kesilmesiyle birlikte aradan 1 yıl bile geçmeden Myanmar yönetimi verdiği sözleri yerine getirmediği gibi Rohingya Müslümanlarının yoğun olarak yaşadığı Meikhtila kasabasında ırkçı Budistlerin camileri ateşe vermesinde ve 32 Müslüman’ın öldürülmesinde pasif davranmak suretiyle olayların yeniden ülke geneline yayılmasına da katkı sağlamıştır.
Fotoğraflar kanımızı donduracak niteliktedir.
Sosyal medya paylaşımcıları tarafından servis edilen bilgi ve görüntülülere göre Irkçı Budistler tarafından evleri ateşe verilen, sokak ortasında ateşe atılarak yakılan, araçların arkasına bağlanarak sürüklenen, ağaç ve demir sopalarla vura, vura öldürülen Müslümanların fotoğrafları adeta kanımızı donduracak nitelikte olduğunu gözler önüne serilmiştir.
Arakan Müslümanları sistematik soykırıma tabi tutulmuştur.
Bizzat Myanmar devlet televizyonu tarafından Meikhtila’ya 64 kilometre mesafedeki Yamethin , Lewei ve Naypyitaw ‘da çok sayıda caminin ve çok sayıda evin ırkçı Budistler tarafından ateşe verildiğinin açıklanması üzerine ülkenin birçok bölgesinde eş zamanlı olarak başlatılan Budist saldırılarla ülke nüfusunun % 15 ini oluşturan Rohingya Müslümanları uygar dünyanın sessiz bakışları arasında insanlık dışı sistematik yöntemlerle adeta soykırıma tabi tutulmuştur.
Eğer İslam dünyası ve BM’ler harekete geçmez ve Myanmar Devlet Başkanı Thein Sein’in onay verdiği Budist ırkçı katliam durdurulmadığı takdirde çok kısa zamanda Güneydoğu Asya ülkesi olan Myanmar’daki’ Müslüman nüfusun tamamının tarih sahnesinden silinmiş olacaktır.
Ya yardım, Ya Ölüm!
Bilindiği üzere Arakan Müslümanları BM Bürosunun raporuna göre vatansız halklar listesinde ilk sırada yerini almıştır. Dini ve etnik nedenlerle ülkesini terk ederek Bangladeş’e ve Suudi Arabistan’a sığınan on binlerce Arakan’lı, mülteci hakkını kazandığı için düzenli yardım desteği gördüğü halde, Mülteci olarak kabul edilmeyen düzenli yardım alamayan yiyecek bulamadığı için ot ve ağaç yaprakları ile yaşam mücadelesi veren yüz binlerce Arakan Müslüman’ı Myanmar ila Bangladeş arasında insanlık âleminden uzanacak yardım elini ya da kendilerini acılardan kurtaracak ölümü beklemektedir.
Myanmar’da etnik temizlik!
Arakan’lı Rohingya Müslümanlara yönelik saldırılar ne ilktir ne de son olacaktır. Zira 1938, . 1942, 1954 ve 1978 ve 2012 yıllarında gerçekleştirilen katliamlarda binlerce Müslüman öldürülmek yüz binlercesi de bölgeyi terk etmek zorunda bırakılmak suretiyle mülteci konumuna düşürülerek etnik temizlik yapılmaya çalışılmaktadır.
Arakan Müslümanları, İslam kimliğine bağlı kaldıkları için öldürülüyor.
Bu gün yeryüzünde birçok İslam ülkesi stratejik konuma, zengin maden, petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip oldukları ve batılı emperyalist ülkelerin iştahlarını kabarttığı için işgal edildikleri halde Arakan’lılar yalnız Müslüman oldukları, İslam kimliğine bağlı kaldıkları ve çocuklarını da bu kimlik üzere yetiştirmeye çalıştıkları için adeta soykırıma tabi tutulmaktadır.
Myanmar’da Müslümanlar değil insanlık yanıyor!
Bu gün yine Myanmar’da Müslümanların yine gözyaşı dinmiyor. Yine küçük çocuklar boğularak ya da nehre atılarak öldürülüyor. Yetişkin kızlar analarının babalarının ellerinden alınarak bilinmeyen yerlere götürülüyor. Müslüman kadınları tecavüz edildikten sonra katlediliyor. Erkekleri elleri ayakları bağlanarak ateşe atılmak suretiyle diri, diri yakılıyor. Köyleri yağmalanıyor. Evleri ateşe veriliyor. Camileri, din adamları ve diğer dini mekânları özellikle hedef seçiliyor.
Devletin kimlik vermediği çocuklar okula gidemiyor, seyahat edemiyor, hatta evlilik yapmalarına bile müsaade edilmiyor. "Nüfus artışını kontrol" amacıyla ikiden fazla çocuk sahibi olan aileler hapis cezasına çarptırılıyor. Her doğum ve ölüm durumunda Müslüman’lardan haraç alınıyor. Müslüman köylerine elektrik verilmiyor, cep telefonu kullanmaları yasaklanıyor.
Şimdi soruyorum; aradan onlarca yıl geçmesine rağmen hala Ermeni veYahudi soykırımına ağıt yakanlar, halen Myanmar’da sürdürülen soykırım karşısında neden susmayı tercih ediyorlar?
Birleşmiş Milletler Topluluğu hangi Milletlerin Örgütüdür?
Myanmar’da Müslümanlar katledilirken, İslam dünyası bu katliamlar karşısında neden kamuoyu oluşturamıyor? İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği, Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Örgütleri bu insanlık dışı olay karşısında harekete geçirilerek, ırkçı Budistlerin zulmü sonlandırılmalı Arakan Müslümanlarının acıları dindirilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.