Adil Gülmez
Eğitim Sorunlarını Kim Konuşsun?
Meslektaşlarımız Eğitim sistemimizle alakalı meselelere bazen yeterli duyarlılığı göstermiyorlar.
Geçtiğimiz günlerde bazı liselilerin yayınladıkları bildiriler eğitim sistemimiz açısından önemli bir sorundu. Bu konuda yaklaşan sıkıntıyı sezinleyerek hakkında ilk önce yazı yazanlardan biriyim. (bakınız: Seri Kışkırtıcı Suflörler İşbaşında)
Olayı ilk gündeme taşıyan biri olmama rağmen fikri ilk sorulanlardan biri değilim. Sesimin makes bulmamasından müştekiyim. Kim nasıl anlarsa anlasın. Ben ve benim gibi eğitim sorunlarını yaşayarak idrak eden ve tecrübeleri muktezasınca çözüm önerileri sunan eğitimci-yazarların çilesidir bu yaşananlar. Sorunu ve nasıl halledileceğini biz ortaya koyuyoruz sonra profesyoneller olaya el atıyorlar, konuyu bizden araklıyorlar.
Cümbüş bu noktada başlıyor. Eğitim sisteminin içinden gelmeyen, bir eğitimcinin alanda karşılaştığı sorunları müdrik olmayan profesyoneller, ekran lakırdılarıyla başımızı ağrıtıyorlar. Dikkat ederseniz bu profesyoneller ne hikmetse memlekette ne kadar sorun varsa hepsinden haberdarlar. Her meseleye çözüm önerileri getirebiliyorlar. Biraz avami olacak ama her naneye maydanoz oluyorlar.
Biz bu tiplere malumatfuruş diyoruz.
Arapça bilgiler anlamına gelen malumat kelimesi Farsça satan, taslayan anlamına gelen furuş son ekinden oluşmuş, bir arada “bilgiçlik taslayan” anlamına gelen Osmanlıca bir kelime.
Daha kötüsünü söyleyeyim: Eğitim sorunlarıyla daima yüz yüze gelen, olayların mahallerinde olmaları hasebiyle problemleri bizzat yaşayan meslektaşlarımız sorunlarını dile getiren, eğitim yazarlarına değil de her konuda ahkâm kesen profesyonellere itibar ediyorlar.
Sevgili meslektaşım, kabine değişirken yeni bakanın veya bakanlık üst düzey yöneticilerinin haklı olarak eğitimci olmasını, eğitim sahasından gelen birinin olmasını talep ediyorsun da eğitim sisteminin sorunlarını ekranlarda konuşanların eğitimci kimlikli birilerinin olmasını neden talep etmiyorsun? Bu konuda neden duyarsız davranıyorsun değerli meslektaşım?
Bu münasebetle bir soru daha sorarak siz meslektaşlarımı biraz daha rahatsız edeyim. Eğitimciler birbirini anlayıp dayanışma içinde olmazsalar diğer vatandaşların eğitimcileri anlamasını onlardan nasıl bekleriz?
Değerli meslektaşlarım, bazı gazetelerde, internet sitelerinde yazılar neşreden eğitimci yazarlar bu işi ekstra bir iş olarak yapıyorlar. Tanıdığım hiçbir eğitimci yazar arkadaşım yazdığı yazılar karşılığı herhangi bir menfaat temin etmiyor. Tek arzuladıkları herhangi bir öğretmenin anlattığı dersin öğrenci tarafından dinlendiği görünce duyduğu hazdan başka bir şey değil.
Eğitimci yazar arkadaşlara ilgi ve alakayı çok görmeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.