Ünsal Erkan
DURMUŞ, YAKUP, ABDULLAH …
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kanaltürk TV ekranlarında gazeteci Faruk Mercan'ın gündemle ilgili sorularını cevaplarken çok çarpıcı açıklamalarda bulunmuş… Mercan'ın 'Hükümet Kürt sorunu konusunda birçok adım attı ancak bu sorun bir türlü çözülemiyor. Neden?' sorusuna Arınç'tan dikkat çekici örneklerle cevap geliyor. Bülent Arınç’ın bu soruya bir örnek hikâye ile verdiği cevap çok dikkat çekicidir:
İşte Bülent Arınç'ın ağzından o hikâye:
“Size üç arkadaştan bahsedeyim. Birisinin adı Durmuş, birisinin adı Yakup, birisinin adı da Abdullah. Tapu Kadastro Meslek Lisesi'nde arkadaşlık yapıyorlar. Ankara Demirtepe'de bir yerde bu okul. Anadolu'dan gelen öğrenciler bu yurtta bir aradalar. Üçü de namaz kılıyor. Üçü de inançlı insanlar. Maltepe'de beraber camiye gidiyorlar.
Beraber ders çalışıyorlar. Bunlardan Durmuş Avrupa'da tahsil yapıyor ve daha sonra Türkiye'de Merkez Bankası Başkanı oluyor. Uşaklı Durmuş Yılmaz.
İkincisi Yakup İnce… Konya'dan yetişmiş bir mühendis. 30 yıldan beri Medine-i Münevveriye'de mühendis olarak çalışıyor. Üçüncüsü de Abdullah… Bu da Abdullah Öcalan…”
Üçüncü şahısla ilgili üç noktayı da ben tamamlayayım… Üçüncüsü de Abdullah… Bu da Abdullah Öcalan… O da şu an İmralı’da Türkiye’nin yeni “Akil adamı”; “Gölge Başbakan” … Sanırız, geçmişte kıldığı namazların hürmetine bu kadar teveccüh. Abdullah’a olan muhabbetin sebebi anlaşıldı sanırım…
***
Ulusal bir gazetede yer alan 'Çatışmada ölen PKK'lıları nüfusa 'şehit' diye yazmışlar' başlığı ile verilen haberde, Siirt ve Ağrı Nüfus Müdürlüğü'nde çalışan terör örgütüne yakın bazı memurların, operasyonda öldürülen PKK'lıları kayıtlara 'şehit' olarak geçirdikleri tespit edildiği belirtilmişti. Bu haber üzerine Siirt Valiliği soruşturma başlatmış…
Şimdiye kadar böyle bir densizliğe cesaret edilebiliyor muydu? … Hayır! … Hükümetimiz “Habur Karşılaması” oynamasından sonra bu tür işler ayyuka çıkmaya başladı… Hani bir büyüğümüz “Güzel şeyler olacak…” demişti ya… İşte güzel şeylerden biri daha hayata geçmiş. Hani mühimmat deposu patlamasında bir de Ordulu şehidimiz vardı, hatırlayınız. Biz şehit sanıyorduk da devletlülerimiz “Hayır, o şehit falan değil.” demişti resmî olarak… Demek ki, bu payeyi alıp verecekleri başka birileri varmış muhteremlerin. Bizim şehidin payesinin nereye gittiği anlaşılmış oldu bu haberle…
***
Günlerden Pazar, Meclis TV’yi seyrediyorum. Mecliste Milli Eğitim Bankalığı bütçesinin görüşmeleri var. Herkesi dinledim sonuna kadar. Milli Eğitimle ilgili bir tek cümle duymadım. Dış politika konuşuldu istinasız. Bir de BDP’li milletvekilleri kürsüye çıktılar ve “Güney Kürdistan’dan, Doğu Kürdistan’dan, Türkiye’deki ‘Kürt Coğrafyası’ndan bahsettiler. Ortadoğu’da devletsiz iki halk vardır: Filistin ve Kürtler dediler. Sonunda da Kürtlere devlet olma özgürlüğünün verilmesi için hükümeti daha cesur adımlar atmaya ve çalışmaya davet ettiler.
Kısaca “Açılım” devam ediyor, “güzel şeyler oluyor” mecliste, hükümetimizin kontrolünde…
ÜNSAL ERKAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.