MEB de büyük bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Teşkilat yapısından kademeli eğitime geçişe kadar çok önemli adımlar atılıyor. Özellikle kademeli eğitime geçiş sürecinde binlerce okulun dönüşümünü gerçekleştirmek durumunda olan Temel Eğitim Genel Müdürlüğüne büyük iş düştü.

Temel Eğitim Genel Müdürlüğü Okul dönüşümleri yasanın koyduğu esasa uygun gerçekleştirilemedi. İlkokul ve ortaokulların ayrı binalarda kurulması esas olması gerekirken okulların çoğu tek binada sabah ortaokul, öğlen ilkokul olacak şekilde bırakıldı. İkili öğretim yapan okullarda zaten durum böyle idi. Yani binlerce okulda aslında dönüşüm yapılmadı.

İlkokulun 4 yıl olarak kabul edilmesiyle ortaya çıkan sınıf öğretmeni fazlalığına ve doğurduğu sorunların çözümüne ilişkin doğru icraatlar yapılamadı. Başta norm fazlası bulunan sınıf öğretmenlerinde, yan alan geçişi sonrasında açık ortaya çıktı. Yetişmiş sınıf öğretmenlerinin yetersiz oldukları yan alanlarına geçmelerine göz yumuldu. Bu öğretmenlerimizin girmiş olduğu sınıflarda eğitim-öğretim çalışmalarının yetersizliğinin bedelini çocuklarımız ödeyecek.

İlkokula kaydolacak 5 yaş çocuklarının ayrı sınıflarda eğim göreceğine ilişkin Sayın Bakanın açıklamalarına rağmen bu yönde bir yazı yayımlayamadı. Bazı okullarda karma sınıflar bazılarında ayrı sınıfların oluşturulmasına ve karmaşaya neden oldu.

İki yıl anasınıfına devam etmiş 7 yaşındaki çocuklara bile 5 yaş çocuklarına uygulanması gereken uyum programı uygulandı. Büyük öğrencilerin gelişimleri engellendi ve öğrencilerin okula karşı olumsuz tutum geliştirmelerine neden olundu.

Öğrenci nakillerini zamanında açamadı. Birçok öğrenci nakli yapılamadan yeni okullara devam etmek durumunda kaldı. Nakil genelgesi çok geç çıkarıldı. Üstelik 222 sayılı yasa ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’ne aykırı hükümler içeren bir nakil yazısı çıkararak hem karmaşaya hem de yönetmeliğe uygun nakil yapan binlerce yönetici hakkında haksız yere inceleme başlatılmasına neden olundu. 

Binlerce okulda tek bina, tek müdür  olduğu halde iki kurum iki mühür uygulamasıyla yönetim işlerini karmaşaya sürükledi. Bu kurulmada oku aile birliklerinin ikiye çkması, kantinlerin hangi birlikçe kiralanacağına ilişkin tartışmaların yaşanması, Tefbisteki tek alt yapıya hangi aile birliğinin gelir-gider girişinin yapılacağı, kurul ve komisyonların ikişer kez yapılması gibi onlarca sorun çıkmasına neden olundu.
Defalarca çağrıda bulunmamıza ve medyada yer almasına rağmen ilköğretim çağında olup terör eylemlerinde ön saflara sürülen çocuklarımızı kazanmak için hiçbirşey yapılmadı.

Özel eğitim gerektiren çocukların okul öncesi eğitim almaları zorunlu olduğu ve onbinlerce öğrenci eğitim almadığı halde bu konuda hiçbir çalışma yapılmadı.

Okul öncesinde teftişe yönelik  çalışmalara paydaş olarak eğitim müfettişleri çağırılmadı. Hatta Genel müdürlüğün sorumluluğuna verilen Teftiş yönergesi çıkarılamadı.

Temel Eğitim Genel Müdürlüğünün doğru yönetilmediği  gün gibi ortada. Temel Eğitimde yaşanan sorunlar, kamuoyunda da rahatsızlık yaratan meseleler. Sorun yaşanan hususların çoğu bu genel müdürlükle alakalı. Bu sorunlar, MEB’in bütün çalışmalarını gölgeliyor ve bu yüzden bakanlık zarar görüyor. Bunun sorumlularının bulunması ve gereğinin yerine getirilmesi önemlidir.

Bakanlığın çalışanların performanslarını dikkate alarak sürekli kadro değişikliğine gittiği görülmektedir. Dönüşüm sürecini iyi yönetemeyen bürokratlarını bu listenin başına koyması ve okullarımızı düştüğü karmaşadan kurtaracak yeni bürokratlar bulması doğru olacaktır.

Doğan CEYLAN
Müfettişler Derneği Başkanı