Zor İkilem, Sadakat mi Liyakat mi?

Öyle görülüyor ki Milli Eğitim Bakanlığı, bundan böyle öğretmen alımlarında “mülakat” yöntemini kullanacak. Malum, en son gerçekleşen öğretmen alımlarında da bu yöntem kullanılmıştı.

Kimilerine göre bakanlığın öğretmen istihdamında mülakat yöntemini kullanması çeşitli sıkıntılara sebebiyet verdiği için şikâyetlere konu oluyor. Bu günlerde gündemi en çok bu konu meşgul ediyor.

Devlet kadrolarına eleman almada bir yöntem olan “mülakat” niçin bu kadar şekvaya konu oluyor acaba diye baktığımızda mülakat uygulanan adaylara haksızlık yapıldığı iddiası ile karşılaşıyoruz.

Gerçekten bu böylemi? Yani mülakata alınan öğretmen adaylarının hakkı gasp ediliyor mu?

Bir başka ifadeyle Devlet adına onun programını icra edenler karşılarına çıkan herkese haksızlık mı yapıyorlar?

Elbette, hayır.

Ancak, mülakata alınan kimi adaylar puanlarının açıklanmasından sonra kendilerine haksızlık yapıldığını iddia ediyorlar.

Olabilir mi?

Olabilir.

Peki,  bu durumda haksızlık olmaması, herkesin mülakatta hak ettiği puanı alabilmesi için ne yapmak gerekiyor?

Mülakatta hakkın zayi olması dünyanın sonu değil. Çözümü var tabi ki.

Çözüm, mülakat kayıtlarının kayıt altına alınmasıdır.

Öğretmen adayına uygulanan mülakat şikâyete konu olduğunda oluşturulacak hakem heyeti nezdinde görüşme kayıtları yeniden gözden geçirilir ve mülakatı icra eden komisyon üyelerine sebebi sorulur. Komisyon üyelerinden alınan cevaplara göre hakem heyeti aynı puanı ya da daha düşük veya yüksek puanı adaya takdir ederek problemi çözmüş olur. Böylece kamuoyunu boş yere günlerce meşgul etmenin, kendilerine “atanamayan öğretmen” payesi vererek Milli Eğitim Bakanı’nı dahi istifaya davet etmenin hafifliğinden kurtulmuş olunur.

Türkiye çetin günlerden geçiyor. Bu günlerde uygulanacak toplumsal faaliyetler Devlet düşmanlarının istismar edebileceği küskün ve kırgın zeminler oluşturmamalı. Ne yazık ki bu ülkede Devlet icraatlarından bazı kesimler rahatsız olsun da biz de onları istismar ederek Devlet aleyhinde kullanalım diye ciddi ciddi beklenti içinde olan hainler var. Su uyuyor ama düşman teyakkuzda.

Liyakat mi, sadakat mi ikileminden kurtulmak için yakın zamanda yaşadığımız meşum hadiseleri göz önüne alarak ben tercihimi “sadakat” tan yana kullanıyorum.

Mülakatlar esnasında bazı öğretmen adayı kardeşlerimize kimi haksızlıkların yapılmış olabileceğini kabul ederek müsaadenizle bir soru sormak istiyorum:

Eğer adayları mülakata almazsanız o adayın devlete sadakatini hangi yöntemle ölçeceksiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.