Türk Eğitim-Sen: 4. Uluslararası Türk Dünyası Mühendislik ve Fen Bilimleri Kongresi Başladı.
Türk Eğitim-Sen ve Uluslararası Avrasya Eğitim Sendikaları Birliği (UAESEB) tarafından “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı Anısına” Düzenlenen 4. Uluslararası Türk Dünyası Mühendislik ve Fen Bilimleri Kongresi 30 Kasım-3 Aralık 2023 tarihleri arasında Anta
Kongreye Türk Eğitim-Sen ve UAESEB Genel Başkanı Talip Geylan, Türk Eğitim-Sen Genel Merkez Yöneticileri, TİSAV Başkanı Dr. Aybüke Yalçın, UAESEB’e üye kuruluşlardan Azerbaycan Tahsil İşçileri Azad Hemkârlar İttifakı, Kazakistan Eğitim, Bilim ve Yükseköğretim Çalışanları Sendikası, Kırgızistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası, Kosova Türk Öğretmenler Derneği’nden temsilciler ile Türkiye, Avrupa ve Türk dünyasından saygın davetli konuşmacılar ile bilim insanları katılıyor.
ABD, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirliği, Filistin, Galler, İran, İngiltere, Kazakistan, Kırgızistan, Kosova, Lübnan, Mısır, Özbekistan, Türkiye ve KKTC’nin de aralarında olduğu 15 ülkeden 450’ye yakın akademisyen 400 bildiri sunarken, aynı anda 10’u yüz yüze, 1’i çevrimiçi olmak üzere toplam 11 salonda 66 eş zamanlı oturum yapılıyor.
Kongremizi “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı Anısına” düzenleyerek, Türk milletinin geçmişinde ne çetin dönemeçlerden geçtiğini; vatanı, bayrağı, istiklali için hangi fedakârlıklara peşinen razı olduğunu ve bütün bu zorluklar neticesinde çağının ötesinde bir yönetim şeklini kendisi için seçip inşa edebildiğini bir kez daha hatırlıyoruz. Kongrenin her bir oturumu ise “Gazi Mustafa Kemal Atatürk”, “Oktay Sinanoğlu”, “Aziz Sancar”, “Mennan Aksoy”, “Sabiha Rıfat Gürayman”, “Cahit Arf”, “Nuri Killigil” ve “Uluğ Bey” olmak üzere Türklüğün ve Cumhuriyet’in bugünlere gelmesine emek veren ya da Cumhuriyet ile başardıkları için dünyaca tanınan Türk büyüklerine ithaf edildi.
Bunun yanında her bir salonda sunulan bildiriler; Esat Feyzi, Mehmet Arif Bey, Fatin Gökmen, İsmail Ali Avni, Cevdet Bilsay, Hülya Kayserili Karabey gibi Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar gelen Mühendislik ve Fen Bilimleri alanında önemli çalışmalar yapan bilim insanlarının onuruna düzenlendi. Türk devletinin ve Türk dünyasının bağımsızlığı için toprağa düşen aziz şehitlerimiz de unutulmayarak, salon anmalarında yerini aldı. Kongremizde ayrıca, özellikle deprem alanında özel bölümler ve kurullar ile çalıştaylar düzenleniyor.
Kongre saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından UAESEB ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan açılış konuşması yaptı.
Herkes emin olsun ki, yüz yıl öncesinin ruhu ve mirası, Türk Eğitim Sen ve UAESEB üyesi teşkilatlara ve üyelerine emanettir.
Türk Dünyası Mühendislik ve Fen Bilimleri Kongresinin, Türk dünyasına, Türk bilim hayatına ve insanlığa hayırlar getirmesini temenni ederek sözlerine başlayan Geylan, 2023 yılının, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı olması nedeniyle çok farklı bir anlam taşıdığını söyledi. 29 Ekim 1923 tarihinde kurulan Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin, bugün 100 yıllık koca bir çınar olduğuna dikkat çeken Geylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biliyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran milli iradenin yanında yer alan ‘Muallim ve Muallimeler Cemiyeti’ bilim ve eğitim ile Cumhuriyetin insan kaynağını yetiştirmek ve yüceltmek için çalışmıştır. 15 Temmuz 1921’de yapılan Maarif Kongresi ile ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınması Türk milletinin eğitim eksikliğinin giderilmesi ile başlayacaktır’ parolası dünyaya ilan edilmiştir. O günün Maarif Kongresi nasıl vatanperver eğitim çalışanları tarafından toplanmış ve Cumhuriyetin yapacağı atılımın eğitim ve bilim haritası çıkarılmış ise 100 yıl sonra da 13-18 Temmuz 2021’de toplanan 2. Maarif Kongresi ile, aynı kutlu misyon Türk Eğitim Sen tarafından gönüllülükle üstlenilmiştir. Herkes emin olsun ki, yüz yıl öncesinin ruhu ve mirası, Türk Eğitim Sen ve UAESEB üyesi teşkilatlara ve üyelerine emanettir.”
Gelecek nesillere örnek olacak ve ufuk açacak doğru adımların iz düşümlerini bırakacağız.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Türk milletinin bu çağdaki öncüsü büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir…!” sözlerinin, bizler için adeta bir ilke hükmünde olduğunu bildiren Geylan, “Bu hüküm doğrultusunda mukaddes ve müstesna değerlerimizi anarken, gelecek nesillere örnek olacak ve ufuk açacak doğru adımların iz düşümlerini bırakacağız” diye konuştu.
Türk akademisinin maddi-manevi talep ve beklentileri ertelenmeden, ivedi olarak çözülmelidir.
Üniversitelerle ilgili de önemli açıklamalar yapan Geylan, Türk Eğitim-Sen’in 42 üniversitede yetkili sendika olduğunu söyleyerek, “Üniversite çalışanı yaklaşık 30.000 üyemiz bulunmaktadır. Türk Eğitim Sen her zaman akademisyenlerin ve eğitim çalışanlarının yanında yer almaktadır. Üniversitelerin plansız ve etraflıca düşünülmeden operasyonlara tabi bırakılmasını doğru bulmuyoruz. Türk milletinin ve Türk devletinin çağlar üzerinden sıçramasının, bölgesinde ve dünyada bir cazibe merkezi olmasının ve diğer Türk devletlerine örnek olabilmesinin anahtarı Türk akademisidir. Türk akademisi adeta Türk eğitim sisteminin beyni ve lokomotifi olmaya namzettir. Türk akademisinin maddi-manevi talep ve beklentileri ertelenmeden, ivedi olarak çözülmelidir” dedi.
Üniversitelere demokrasi, akademik bilinç ve akılcı yönetim kabiliyetinin hâkim olması gerektiğini yineliyoruz.
Üniversitelerimizin ücret, araştırma desteği, görevlendirme yolluk ve gider desteği, rektör atama usulü gibi acil çözüm bekleyen sorunlarının çözümü noktasında bütün girişimleri yaptıklarını, çözüme ulaşana kadar da yapmaya devam edeceklerini belirten Geylan, “Akademik kadrolar, görevlendirmeler, özlük hakları gibi konuların akademisyenlerin, araştırmacıların ve sendikaların görüşlerini alarak çözülmesini talep ediyoruz. Adil ve tarafsız bir çerçeveye oturtulmadan; mevcutta olduğu gibi hâkim olan bir grup, sendika, cemiyet, vakıf, dernek tarafından organize edilmesini hem devlet hem de kul hakkı olarak yanlış bulduğumuzu yineliyoruz. Üniversitelere demokrasi, akademik bilinç ve akılcı yönetim kabiliyetinin hâkim olması gerektiğini yineliyoruz” diye konuştu.
Türk Eğitim-Sen’in norm kadro ile ilgili sorunlar tamamen ortadan kaldırılana kadar hukuki ve idari girişimleri sürecektir.
Norm Kadro Yönetmeliği’nde yapılan düzenleme ile ‘kısmi rahatlama’ sağlanmış olsa da sorunların devam ettiğini bildiren Geylan, Türk Eğitim-Sen’in norm kadro ile ilgili sorunlar tamamen ortadan kaldırılana kadar hukuki ve idari girişimlerinin süreceğini kaydetti.
Araştırma bütçelerinin kısıtlı olması, akademik teşvik sisteminde keyfiyete dayalı alanların bırakılması gibi sorunlar Türk Eğitim Sen’in ajandasında yer almaktadır.
Doçentlik yönetmeliğinde yapılan düzenlemelerle ilgili olarak yayınevi, editörlük, dergi, ders verme kriterinde yer alan ön lisans ve lisans meselesi ile ilgili taleplerin bir kısmını yargıya taşıdıklarını, bir kısmı için de hazırlıklarının devam ettiğini ifade eden Geylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun yanında araştırma bütçelerinin kısıtlı olması, bilimsel hazırlık ve çalışma sürecinde kaynak dil eğitimi desteğinin verilmemesi, plansız bir şekilde öğrenci alımlarının yapılması, öğretim elemanlarının ve üyelerinin ekonomik ve sosyal haklarının yeterli düzeye çıkarılmaması, çalışma ofisi ve laboratuvarların kısıtlı imkânlara haiz olması, akademik teşvik sisteminde keyfiyete dayalı alanların bırakılması gibi sorunlar Türk Eğitim Sen’in ajandasında yer almakta ve çözülene kadar da ısrarla takip edilecektir.”
Akademik zam meselesinin genel seçimler öncesinde belirli bir noktaya gelmiş olmasına rağmen çözülemediğine dikkat çeken Geylan, “Bu konuda hazırladığımız raporları ve önerileri bütün muhataplarına ulaştırmak dâhil her türlü yolu deniyoruz. Çözüm üretilene kadar da ısrarla takip edeceğiz” dedi.
Görevde Yükselme Sınavı düzenli şekilde ve merkezi yazılı olarak yapılmalıdır.
Üniversitelerimizde idari personelin de çok ciddi sorunları bulunduğunu söyleyen Geylan, Görevde Yükselme Sınavı’nın düzenli şekilde ve merkezi yazılı olarak yapılmasını ve yazılı sınav sonuçlarının atamalar yapılırken dikkate alınmasını talep ettiklerini, bu sınavla birlikte yapılan mülakat uygulamasını da eleştirdiklerini bildirdi.
İdari personelin nakil sorununa dikkat çeken Geylan, ” Bu arkadaşlarımız mazeret durumundan dahi tayin isteyemiyorlar. YÖK’e konuyla ilgili resmi başvurumuzu yaptık, dilekçe kampanyası düzenledik. Bu konunun takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.
Mülakat liyakati öldürür.
Türk Eğitim-Sen olarak YÖK’e mülakatın liyakati öldürdüğünü söyleyerek, sözlü sınavın kaldırılmasını talep ettiklerini belirten Geylan, “MEB’in yaptığı gibi yazılı puanının mülakat puanı olarak verilmesini istedik. Bunu uygulayan üniversitelerimiz oldu. Bazı üniversiteler mülakatı kamera eşliğinde yaptı. Bazı üniversiteler mülakatlarda bütün çalışanlarına aynı puanı vererek bu mağduriyete bir nebze çözüm bulmaya çalıştı. Bazıları ise keyfiliği sürdürmeyi tercih etti. Talebimiz, Görevde Yükselme Sınavı’nda mülakatın kaldırılmasıdır. ” dedi.
13-b görevlendirmeleri de gözden geçirilerek, hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmelidir.
50-d’li personelin kadro problemi için çok ciddi bir kamuoyu oluşturarak bir önceki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Prof. Dr. Vedat BİLGİN’in de büyük desteği ile nihayete erdirdiklerini ifade eden Geylan, “Zaman zaman bu konu ile ilgili bizlere bazı sıkıntılar ulaşmakta bazı üniversitelerimiz nitelikli ve yetişmiş arkadaşlarımızı kazanmak yerine onları mağdur etmektedir. Bunun takipçisi olarak her platformda bu konuyu dile getirmeye devam edeceğiz. Araştırma bütçelerinin kısılması dünya sıralamasında üniversitelerimizin sıra kaybetmesine doğrudan ve dolaylı olarak sebep olmaktadır. Bu konunun ivedilikle çözülmesini talep ediyor, netice alana kadar takipçisi olacağımızı beyan ediyoruz. Akademik ve idari personelin rızası olmadan yapılan 13-b görevlendirmeleri de gözden geçirilerek hakkaniyet çerçevesinde değerlendirilmelidir. Kurumların etkinliğini artırmak amacıyla yapılması gereken görevlendirmeleri gerek sendikal baskılar, gerekse farklı nedenlerle bir baskı unsuru olarak kullanılmaması gerektiğini savunuyor ve nerde olursa olsun sürecin takipçisi olacağımızı belirtiyoruz” diye konuştu.
Genel Başkan’ın ve protokol konuşmalarının ardından Kongre Başkanı Prof. Dr. Seyhan Fırat açılış konuşması gerçekleştirdi. İlk oturum “Cumhuriyet Açılış Oturumu” oldu. Cumhuriyet Açılış Oturumunun başkanlığını Prof. Dr. Seyhan Fırat yaptı. Prof. Dr. Kemal Önder Çetin “Kahramanmaraş depremleri öncesi, sırası ve sonrasında bize neler oldu? Geoteknik Mühendisliği Değerlendirmeleri”, Çevre alanında Nobel ödülü sahibi İngiliz bilim adamı Prof. Dr. Geoffrey Levermore da “İklim değişikliği ve etik” konularında değerlendirmelerde bulundu.
İkinci oturum ise “Gazi Mustafa Kemal Atatürk Oturumu”. Oturum başkanı Prof. Dr. Hakan HOCAOĞLU iken, Prof. Dr. Gürkan Özden, Prof. Dr. Nihat Sinan Işık, Doç. Dr. Afşin Çetinkaya, Doç. Dr. Mufti Mahmud, Prof. Dr. John Kınuthıa, Prof. Dr. Ahmet F. Zobaa ve Prof. Dr. Abid Abu Taır konuşma yapıyor.
Daha sonra sırasıyla “Oktay Sinanoğlu Oturumu”, “Aziz Sancar Oturumu”, “Mennan Aksoy Oturumu”, “Sabiha Rıfat Gürayman Oturumu”, “Cahit Arf Oturumu”, “Nuri Killigil Oturumu”, “ Uluğ Bey Oturumu” düzenleniyor.
Kongre’de aynı zamanda “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 Yılında ve Geleceğinde Fen Bilimleri ve Mühendislik” paneli de gerçekleştirilecek. Panel başkanlığını Prof. Dr. Temel Çalık yaparken; Prof. Dr. Mahmut Selvi “Cumhuriyetin Bilim İnsanı Yetiştirme”, Prof. Dr. Selami Eryılmaz “Türkiye Cumhuriyeti Nasıl Başardı? Nasıl Başaracak?”, Prof. Dr. Ergin Hamzaoğlu “Cumhuriyetin 100. Yılında Doğa Hazinemiz” ve Prof. Dr. Cevdet Söğütlü “Türk Mühendisliğine Dair Öngörüler” konularında konuşma yapacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.