Teknoloji ve Tasarım Öğretmenleri de Mağdurlar Kervanına Katıldı

Ülkemizde öğretmen yetiştirme ve atama politikalarının tutarsız ve geleceği görme perspektifinden oldukça uzak oluşu, her dönem bir başka öğretmenlik alanı mezunlarını mağdur ediyor.

 

Bu alanlardan birisi de “Teknoloji ve Tasarım Dersi Öğretmenleri”. Bu alanda faaliyet göstermek üzere kurulmuş olan “Teknoloji ve Tasarım  Eğitimcileri Derneği” 07 Eylül 2013 tarihinde, alanlarındaki mevcut durum, yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerine ilişkin bir çalıştay raporu yayınladı.

 

Çalıştay raporuna* göre mevcut durum şöyle; 2006-2007 Eğitim-Öğretim yılından itibaren müfredata eklenen ve 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılına kadar 6-7-8. Sınıflarda uygulanan Teknoloji ve Tasarım Öğretim  Programı, 2012 yılında Temel Eğitim Genel Müdürlüğü teklifi ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı onayı ile 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılından itibaren 7-8. Sınıflarda uygulanacaktır. 2012 yılında yapılan alan değişiklikleri ile birlikte Haziran 2013 itibari ile 14900 civarı Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni olduğu, 13300 civarı norm kapasitesi bulunduğu mebbis bilgi girişlerinde tespit edilmiştir. TÜİK verilerine göre ise norm kapasitesi 18800 civarındadır. Ortada TÜİK verileri ile okulların mebbis norm modülü girişleri arasında 5500 norm farkı olması tamamen mevzuata aykırı norm girişlerinden kaynaklanmakta, okullar maalesef eksik ve yanlış norm girişi yapmakta ve diğer inceleme mercileri de buna seyirci kalmaktadır.

Danıştay 2. Dairesinin Nisan 2013’de aldığı “il içi alan değişikliği kılavuzunun yürütmesinin durdurulması” kararı ile 2012 yılında alan değişikliği yoluyla Teknoloji ve Tasarım alanına geçen 3780  öğretmenin akıbetinin ne olacağı netlik kazanmasa da, yürütmeyi durdurma kararının uygulanması halinde 14900 öğretmenden söz konusu alan değiştirenlerin kendi alanlarına geri dönmeleri sonucunda geride 11000 civarında öğretmen kalacağı tahmin edilmektedir.

 

MEB’in, 4+4+4 eğitim sistemini uygulamaya başlamasıyla norm kadro fazlası durumuna düşen sınıf öğretmenlerinin, yan alan adı altında çeşitli branşlara geçirilme yanlışlığından en fazla teknoloji ve tasarım dersi öğretmenleri mağdur olmuştur. Bu konu raporda şöyle yer bulmuştur; Modern planlama modellerinin gereği olarak düşünülen alan ve kariyer değişimi elbette zaman içerisinde sosyal hayatımıza entegre edebileceğimiz bir gerçekliktir. Ancak hiçbir liyakat ve yeterliliği olmadan alan değişikliği ile insanların kariyerlerini değiştirmeye zorlamak hatadır ve bu modern planlama modellerinin bize anlattığı bir durum değildir.

Alan değişikliğini bir kariyer meselesi olarak görmekte ve bunun modern planlamanın bir gereği olarak düşünmekte isek o zaman bu alan değişikliği politikalarında liyakat ve özel alan yeterliliklerini sağlamayan hiçbir bireyi alan değişikliğine tabi tutmamalıyız. İlla ki alan değişikliği yoluyla öğretmen ihtiyacı karşılanmak isteniyorsa önce alan eğitimi ve özel alan yeterliliklerinin sınandığı ölçme ve değerlendirme süreci yaşatılmalı, bu yeterlilikleri sağlayanlar arasından ihtiyaç karşılanma yoluna gidilmelidir. İki yöntem arasında iyi ve kötünün arasındaki kadar fark vardır. 2012-2013 eğitim-öğretim yılında alan değiştirme yoluyla Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliğine atanan 3780 öğretmen 17 Haziran 2013 tarihine kadar alan ile alakalı en ufak bir eğitim almadan Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliği yapmıştır. Bu durumu açıklayabilecek en ufak bilimsel bir dayanak yoktur.

 

Teknoloji ve tasarım alanının gelişim politikası konusunda da şu belirlemeler yapılmıştır; 2006-2007 Eğitim-Öğretim yılından itibaren uygulamaya konulan Teknoloji ve Tasarım dersi için İş Eğitimi alanında görev yapan öğretmenler bu alana kaydırılmış ve hepsinin hizmetiçi eğitimden geçirilmesi zorunluluğu getirilmişti. Bunun anlamı mezuniyet alanı her ne olursa olsun bu alana ataması yapılan her öğretmen alan ile ilgili hizmetiçi eğitimden geçirilmek zorundadır. Çünkü alana 1. Öncelikle kaynaklık yapan ve alana yönelik olarak en yakın lisans eğitimini alan Endüstriyel Teknoloji Eğitimi programı bile Teknoloji ve Tasarım alanına yönelik tüm yeterlilikleri mezunlarına kazandıramamaktadır. Nedir ki; YÖK tarafından Lisans programı müfredatını Teknoloji ve Tasarım Alanı Özel Alan Yeterliliklerini karşılayacak şekilde revize etmediği için kapatılan Endüstriyel Teknoloji Eğitimi programı mezunları dâhil hiçbir atanan öğretmen son 3 yıldır alana yönelik herhangi bir hizmetiçi eğitim almamıştır.

Bu şartlar altında öğretmenler alan ile ilgili olarak kendi kendilerini yetiştirmeye çalışmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığının bu durumu görmezden gelmesi olanaksızdır. Üst düzey zihinsel becerilerin geliştirildiği bir dersin öğretmenlerinin en az %50’si alan ile ilgili en ufak bir eğitim almamış ise bu üzerine düşünülmesi ve politika üretilmesi gereken çok önemli bir konudur.

 

Sonuç olarak; Teknoloji ve Tasarım Dersi Öğretmenlerinin sürekli olarak yaşadıkları norm sıkıntıları ile motive olmalarını ve Vizyon 2023 Ulusal Strateji Belgesinin barındırdığı tüm hedefleri öğretim programında yer alan bir dersi başarıya taşımalarını beklemek ütopiktir.

Çalıştay raporunda yer alan önerilerin, ciddiye alınarak öğretmenlerimizin 7 yıldır yaşadıkları sorunların çözümünde bu yeni dönemin bir katkısı olması beklenmektedir. Bir “Commodore” da “İ” harfini yazmak için önce “nokta” koyup alt satıra geçerek “I” karakterine basan “Ali”lerin çoğalmasını istiyorsak bu ders ve öğretmenleri yaşadıkları sorunlarla tek başlarına boğuşmak zorunda olmamalıdır ve bu ders İngiltere’de olduğu gibi 5-14 yaş arasındaki her öğrenciye bağımsız bir ders olarak verilmelidir. Tabii ki gerçekten toplumumuzun 21. Yüzyıl becerileri donanmasını, sorgulamasını, üretmesini, problem çözmesini, girişimci olmasını, vb. istiyorsak…

 

* http://www.tvted.org.tr sitesinde yer alan “Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı 80 Sayılı Karar Değişikliği Taslağı Çalıştay Raporu”ndan yararlanılmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar