Sendikal Ayrımcılığa Son Verin!
Anadolu Eğitim Sen sendikası MEB'e yazdığı resmi yazı ile SENDİKAL BASKI VE AYRIMCILIĞA çözüm bulunmasını istedi.
Eğitim çalışanlarının sorunlarını çözerken yapıcı olmayı ilke edinmiş olan sendikamız, bakanlığın itibarını memuru olduğumuz devletin itibarı sayarak diyalog yolundan şaşmamıştır. Yine aynı yolla, giderek kagrenleşen bir sorunu daha bakanlığa iletmiş bulunmaktayız.
Tüm eğitim çalışanlarının bilgisi dahilinde, iş kolumuzda temsil yetkili olan Eğitim Bir-Sen döneminde, özellikle mülakatla yönetici atanma yönteminin de gelmesiyle sendikal rekabet şartları bozulmuştur. Yalnızca okul müdürlüğü, müdür yardımcılığı boyutunda kalmayan, milli eğitim müdürlüklerinde de üst düzey görevler alan sendikacılar, amir olma gücüyle memurları üzerinde üyelik baskısı kurmakta, suç işlemektedir. Makam odaları ikna odalarına dönüşmüş, ikna edilemeyen kimi eğitimciler mobbinge uğratılmaktadır. İlgili yasalarda 6 aydan başlayan hapis cezalarına karşılık gelecek şekilde SUÇ sayılan bu eylemler münferit olmayıp, son derece yaygındır. Milli eğitim Bakanlığının ihbar kabul etmesi, yöneticilerini görevlerini kötüye kullanmamaları konusunda bir genelge ile uyarması için kaleme alınmış talebimiz aşağıdadır.
Görmezden gelmek suça ortak olmak anlamına geleceği için bakanlığımızın bu konu üzerinde sorumlu davranmasını bekliyoruz. Sendikamız bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da eğitimcilerin örgütlenme hakkı başta olmak üzere tüm haklarına sahip çıkacak, tehdit, kayırmacılık, baskı ile sendikacılık yapanlara pabuç bırakmayacaktır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Anadolu Eğitim Sendikası
Sayı: 1179-15/3059 Tarih:07/04/2015
Konu: Sendikal çalışmalarda baskı ve ayrımcılığın önlenmesi konusunda genelge yayınlanması hk.
İlgi: (4688) Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu, (5237) Türk Ceza Kanunu, (657) Devlet Memurları Kanunu, (87/151) ILO Sözleşmesinin 4. Ve 5. Maddeleri ile sair uluslararası hukuk normları
TC
Milli Eğitim Bakanlığı’na
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu uyarınca her yıl 15 mayıs tarihi itibariyle kamu görevlileri sendikaları ve konfederasyonların üye sayıları tespit edilerek her hizmet kolunda yetkili sendikanın belirlendiği ve temmuz ayının ilk haftasında Resmi Gazete’de yayımlandığı bilinmektedir.
Bakanlık teşkilatımızdaki yöneticilerin sendika üyesi hatta temsilcisi olmasını engelleyen hükümlerin kaldırılmasıyla sendikacı okul müdürü, müdür yardımcısı, şube müdürü ve sendikacılık geçmişiyle milli eğitim müdürü olanların sayısı artmıştır. Bu yöneticilerimiz arasında temsil yetkili olan Eğitim Bir-Sen’in üyeleri ağırlıktadır. Mülakatla atama sisteminin de bu sendikal ağırlık üzerindeki etkisi tartışılamaz.
Her yıl mayıs ayında sendika üye sayılarının belirlenmesi, şubat ayından itibaren yeni üye kazandırma çalışmalarını hızlandırmakta, genel merkezlerden teşkilatlara yönelen ÜYE YAPIN baskısı yereldeki temsilcileri çeşitli yöntemlerle GEÇİCİ DE olsa üye yazmaya zorlamaktadır. Aynı statüdeki memurların birbirleri üzerindeki sendikal üyelik ısrarı kişisel bir durumdur. Yönetici pozisyonundan gelen ÜYE OL çağrısı ise rica değil, emirdir. Makama çağırılarak çeşitli sendikalardan istifa ettirilen memurlar olduğu gibi, doldurulmuş form imzalattırılanlar, sistem üzerinden habersizce sendikalı yapılanların sayısı giderek artmaktadır. Sendikal rekabete, sendikal özgürlüklere gölge düşmekte, açıkça suç işlenmektedir.
Sendikamıza ulaşan ve bir kısmı tutanak altın alınmış olan ihbarlar ülke genelinde bir kısmı milli eğitim müdürü, müdür yardımcısı statüsünde olan eğitim yöneticilerinin okulları gezerek sendika üyeliği baskısı kurduğu yönündedir. Kullanılan tehditler en çok aday öğretmenleri etkilemekte olup çoğunluğu göreve başlar başlamaz cebren sendika üyesi yapılmıştır. Henüz üye olmayanlara “mülakat geliyor, adaylığın kalkmaz” denmektedir. Adaylığı kalkmış öğretmenler norm sorunları üzerinden tehdit edilmekte, görevlendirme rüşvetiyle teşvik edilmektedir. “Biz sizi koruruz” ile “sizi kimse koruyamaz” arasındaki söylemler kullanılmakta, bazı okul müdürleri açıkça ders programını dağıtma, boş güne nöbet koyma gibi tehditleri sıralamaktadır. Baskıya direnen öğretmenlerin program ve nöbet üzerinden mobbinge uğradıkları, eğitim kalitesine ilişkin taleplerinin dahi sendikal tercihleri gerekçe gösterilerek reddedildiği vakıadır.
Bugüne kadar ülke geneline dağılmış olan üyelerimizi makamlarla doğrudan diyaloğa geçerek, çoğunlukla yazıya dökmeden ve adli makamları karıştırmadan korumayı başarmış bir sendikayız. Beri yandan MAYIS ayı yaklaştıkça baskıların çapı genişlemekte, şiddeti artmaktadır. Suç içeren eylemlerin durdurulamaması halinde suç duyuruları ile yargıya intikal ettirilebilecek olayların bakanlığımızı yıpratmasını arzu etmiyor, müdahalenizle çözülebileceğine inanıyoruz.
Başta Türk Ceza Kanununun “Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi” başlıklı 118 inci maddesi olmak üzere, 4688 sayılı Kanun ile sağlanan güvenceler ve diğer kanunlardaki “görevi kötüye kullanma”, “eşitlik ilkesine aykırı davranışlar”, doğrudan mobbing amaçlı baskılar ve benzeri hukuka aykırı davranışların engellenmesi bir zorunluluktur. Keza Türkiye’nin usulüne göre onayladığı ve Anayasamızın 90 ıncı maddesi uyarınca kanun hükmünde olan uluslararası sözleşme hükümlerinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi sorumluluğu da işverenimiz olan devlete ve bakanlığımıza aittir. 87 ve 151 sayılı ILO sözleşme hükümlerine aykırı davranışların ILO denetim mekanizmalarına bildirilmesi halinde, ILO genel kurulunda Türkiye’deki sendikal ayrımcılık ve baskıların tartışılması ve Türkiye’nin incelemeye alınması arzu edilmez.
Milli Eğitim Bakanlığımızın tek tek her il ve ilçede, her kurumda, her idareciyi kontrol etmesi mümkün olamayacağından bir genelge ile duruma müdahil olması yerinde olacaktır. Yukarıda özetlenen gerekçeler ve bağlayıcı hukuk normları çerçevesinde Türk Ceza Kanunu Hükümleri, 4688 Sayılı Yasanın ilgili maddelerini, uluslararası sözleşmeleri açıkça ihlal eden eğitim yöneticilerimizin bakanlığımız tarafından bilgilendirilmesi ve uyarılmasında kamu yararı vardır. Yazımız ihbar kabul edilerek, gereğini arz ve talep ederim.
Cansel GÜVEN
Genel Başkan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.