Adil Gülmez
Rojava Ayaklanması İle Çevriliyoruz
Her şey PKK’nın iplerini elinde tuttuğu kukla örgütün ayaklanmasıyla başladı. Hür Suriye Ordusu’nun sınır kapılarını kontrol etmesi bizim için bir güvenlik unsuruydu.
PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat) güçlerinin sınırımızdaki bölgede adım adım ilerlemeler kaydetmesi ve Kürt nüfusun yoğun olduğu alanda hâkimiyet kurması Türkiye tarafından kaygı ile izlenmektedir. Çünkü aniden zuhur eden bu gelişme iki açıdan bizi endişelendirmektedir.
Bunlardan biri PYD'nin Esed yönetimi ile ittifak içinde olması ve Hür Suriye Ordusu ile çatışmaya girmesi dengelerin değişmesi tehlikesini beraberinde getirmektedir. Zira PYD, Hizbullah ve Esed güçlerinin ittifakı dengeleri ciddi şekilde etkiyecek durumdadır. Bu durumda AB tarafından terörist örgütler listesine alınması beklenen Hizbullah’ın PKK ile birlikte hareket etmesi söz konusudur. Kandil'in bölgeye çok sayıda PKK ve PJAK güçlerini sevk ettiği de bilinmektedir. İkinci kaygı ise Suriye ile sınırımız olan 400 km. boyunca denetimi ele geçirecek Özerk bir Kürt yönetimin güvenliğimizi tehdit edeceği ve Türkiye'deki Kürtler açısından da kötü örnek teşkil edebileceği endişesidir. Hatta bu yapı sorunun bizatihi kendisi olacaktır. Herkesçe malumdur ki PYD Kandil’den yönetilmekte, Kandil’e direktifler ise İmralı’dan gelmekte. O zaman İmralı ve sakini kimin kontrolünde?
Beklenmeyen bu gelişmeler kesinlikle PKK’nın kontrolünde ve yönlendirmesiyle oluşmaktadır. Türkiye, Suriye ile ilan edilmemiş bir savaşın içindedir. Dolayısıyla açılım sürecindeki partnerimiz savaş halinde olduğumuz bir düşmanla işbirliği yapmaktadır. Şimdi bu “süreç” devam edebilir mi?
PKK ve uzantıları ile barış yapma imkânı var mı? Kimin kontrolünde olduğu tartışılan ve kimin davasını güttüğü belli olmayan bir terörist sürüsüyle masaya oturmak, örgütü rahatlatacaktır ama terör mağduruna -yani gerçek mağdura- zarar verecektir. Olan biten bundan ibarettir.
Son gelişmeler bir kere daha ispat etti ki ülkemizde etkili bir PKK lobisi var. Medyadaki lobiciler bayrak çeken örgütün aslında özerk bir yapı istemediğini, diğer halklarla beraber birlikte bir yönetim için seçimler yapacağını zırvalamaya başladılar. Yazdıkları twitlerde Türkiye’den Suriyeli muhalif savaşçılara silah sevkiyatı yapıldığını iddia ediyorlar. Yaralanarak Ceylanpınar Devlet Hastanesine getirilen muhalif savaşçıların hastaneye ulaşması PKK sempatizanları tarafından engelleniyor.
Kendilerini en güzel yine kendileri ifade ediyorlar. YDP lideri Salih Müslim, Amberin Zaman’a verdiği söyleşide “Biz şeriatçı El Nusre Cephesi ile savaşıyoruz” diyerek bizdeki ve batıdaki laikçi kesimlere mesaj vermeye çalışıyor. Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da açık açık “Türkiye’nin üç tarafını Kürtlerle çepeçevre kuşattık” diyebiliyor.
Hep onlar açıklama yapacak değil ya Hükumet çıksın ve desin. Rojava ayaklanması derhal bitirilsin ve bölge daha önce olduğu gibi Hür Suriye Ordusu’nun denetimine bırakılsın. Böyle olmadığı sürece “süreç” akamete uğrayacaktır. Bu böyle biline.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.