Hüseyin Kemal
Okul Yönetim Kurulu
Okul Müdürlüğü Yok Hükmünde
Anayasa Mahkemesi, Esas 2014/88 Sayılı gerekçeli kararında, okul müdürlüğü görevine atanmanın/ görevlendirmenin derce ilerlemesi sağlayan “unvanlı kadro” olarak sayılmadığından kazanılmış bir hak olarak da görmemiştir.
Ayrıca AYM 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun geçerli olan temel ilkelerinin, Kanunun görevlendirmeye ilişkin konular bakımından da geçerli olduğundan yola çıkarak, okul yöneticiliğinin öğretmene verilen ikinci görev kapsamında olduğunu değerlendirmiş ve bu görevin, bu göreve geliş sebebine bakılmaksızın kazanılmış bir hak olarak sayılamayacağına hükmetmiştir.
Bu kararıyla AYM bir bakıma Okul müdürlüğü kavramını dolaylı olarak yok saymıştır. Her ne kadar 657 sayılı kanunda ikinci bir görev olarak ifade edilse de toplumda ve kişi vicdanında yerleşmiş kanı olan okul müdürlüğü unvanı artık unvan olmaktan çıkmıştır.
Şimdi yapılması gereken AYM kararları doğrultusunda işlem tesis etmek, İlgili Yönetmelikleri yeniden revize etmektir. Birçok yönetmelik bu kapsamda ele alınmalıdır. Norm Kadro Yönetmeliği beklide ilk ele alınması gereken Yönetmeliktir. AYM kararı doğrultusunda bu Yönetmelikteki okul müdürü norm kadrosu kaldırılmalı ve okulun öğretmen norm kadrosuna dâhil edilmelidir. Öyle ya var ile yok arasında düşünülen okul müdürlüğü kadrosu asıl yeri neresi ise oraya yerleştirilmelidir.
Okul müdürlüğünün bir unvanlı kadro olmadığını değerlendiren AYM bir başka gerekçesinde kariyer ve liyakatten bahsetmiş, bu ilkelere göre de dolaylı olarak her öğretmenin okul yöneticiliği yapabileceğini vurgulamıştır.
Doğrudur, istekli olan her öğretmen bu işi yapabilir ve her öğretmene bu fırsat verilmeli, bunun yöntemi bulunmalıdır. Okul müdürlüğü kavramının unvan olarak kabul edilmediği bir durumda beklide farklı bir kavramı gündeme taşımak daha doğru olacaktır.
“Okul Yönetim Kurulu”
Her yıl sene başı öğretmen kurulunda seçilecek öğretmenlerden oluşabilecek bu kurul belki de okul müdürlüğü kavramının karşısında daha işlevsel daha katılımlı ve daha demokratik olacaktır. Özellikle son zamanlarda yaşanan okul müdürü görevden almalar, görevlendirmeler, hoşnutsuzluklar, davalar vs. dikkate alındığında daha sorunsuz bir okul yönetim biçimi olacağı kesindir.
Bununla birlikte her öğretmenin okulu yönetme şansına sahip olmasının yanında, yönetim sürecini ve zorluklarını anlayabileceği, öğretici ve geliştirici bir süreç de olacaktır.
Okul yönetim kurulunun işleyişinin, görev ve sorumluluklarının usul ve yöntemi belirleyen bir Genelge bu işlemi kolaylıkla başlatabilecektir.
Bu sayede Milli Eğitim Sisteminin en çok zaman harcadığı, davalarıyla uğraştığı, bundan dolayı eğitim öğretime yeterince zaman ayıramadığı okul ve kurum yöneticiliği ataması/görevlendirilmesi problemi de problem olmaktan çıkacaktır.
Böylece; bir kadrosu olmayan, müdür unvanı kabul edilmeyen ve görevlendirme yoluyla çalışan okul müdürleri de okulun sorunlarıyla tek başına mücadele etmekten, anlaşılamamaktan ve okulda tek başına adam olma sendromundan kurtulmuş olurlar ve belki daha iyi anlaşılırlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.