Okul Yöneticiliği İle İlgili Yargı Kararları Uygulanıyor Mu?

6528 Sayılı Kanunun uygulanması sonucu görevden alınan müdürlerle ilgili, Yargı kararları Yürütmeyi Durdurma şeklinde peyderpey gelmeye devam etmektedir.  Yargı kararları kısaca, nesnel olmayan, belgeye dayanmayan hiçbir değerlendirme kriterine “hayır” diyemezsiniz, olumsuz görüş bildiremez, bundan dolayı düşük puan veremezsiniz demektedir. Olumsuz yapılan değerlendirmeler,  insanları mağdur ettiğinden, sosyal çevresinde itibar kaybına neden olduğundan, haksız yere maddi ve manevi zarara uğrattığından, Mahkemeler yürütmeyi durdurma kararlarıyla, telafisi mümkün olmayan zararlara uğranmaması için bu işlemden hızlıca dönülmesi gerektiğini ifade etmiştir.

Her işlemi yargı denetimine tabi olan İdareden beklenen, hukuk kurallarına uyması ve Yargı kararlarını uygulamasıdır. Yeniden değerlendirme yapmak elbette idarenin ilgili Yasayla tanımlanmış hakkı ve görevidir. Ancak bu değerlendirmeyi hukuk çerçevesinde mahkeme kararları doğrultusunda ve belgelere dayalı olarak yapması gerekmektedir. Aksi takdirde idarecilerin şahsen hukuk ve mahkeme kararlarını tanımadıkları gündeme gelebilecektir.

İnsani açıdan da değerlendirdiğimizde, birisine bir suç isnat ediyorsanız (ki, görevi olan bir işi yapmıyor demek, işi yapan insanı suçlamaktır.) bu iddianızı kanıtlamakla mükellef olmalısınız. Bu aynı zamanda bizim örfi değerlerimizdendir. Hukuk kuralları da o toplumun örf, adet, gelenek, görenek ve değerlerinden etkilenir ve onlara aykırı düzenlenmezler. Dolayısıyla mahkemeler hem hukuki hem insani hem de ahlaki kararlar vermektedir diyebiliriz. Öyle ise konumuzla ilgili olarak Mahkemenin söylediğini bir daha söylemekte yarar görüyorum. Diyor ki; belgesi olmayan ve kanıtlayamayacağınız konularda olumsuz görüş bildirmeyin. Bu hem ahlaki hem de hukuki olmaz…

Bunları neden yazıyorum? Aldığımız duyumlar yürütmeyi durdurma kararı alan okul yöneticilerinin, yeniden değerlendirildiği ve yeniden 75’in altında puan verilerek, eski görev yerlerine döndürülmediği doğrultursundadır. Ancak bazı il ve ilçelerde ise mahkeme kararı doğrultusunda eski görevine döndürülmek suretiyle mahkeme kararının uygulandığı da görülmektedir. Mahkeme kararları uygulanmasında birliğin sağlanamamış olması bir çelişkiyi içinde barındırmakla birlikte, bu durum mahkeme kararına rağmen bir önceki kararının arkasında duran idarecileri de zan altında bırakmaktadır.

Peki, yürütmeyi durdurma kararı alıp yeniden değerlendirme yoluna gidilen ve eski görevine döndürülmeyen okul yöneticileri ne yapacaklardır? Eğitim sendikalardan edindiğimiz bilgi; yeniden mahkemeye gidecekleri ve mahkeme kararlarının uygulanmaması ve görevi kötüye kullanma gerekçesiyle, suç duyurusunda bulunacakları yönündedir.

Genel olarak tabloya baktığımızda gördüğümüz, Mahkeme idari işlemle ilgili yürütmeyi durduruyor, Bir idare eski görevine döndürüyor işlem burada bitiyor. Bir başka idare ise yeniden eskisine benzer bir değerlendirme yapıyor ve göreve başlatmıyor.  Konu yeniden mahkemeye taşınacak ve muhtemelen mahkeme de eski kararına benzer bir karar verecek. Peki, İdare Mahkemesi ve idare arasındaki bu kısır döngü bu şekilde nereye kadar sürüp gidecektir? Mahkemenin tespit ettiği mağduriyet ne zaman ve nasıl giderilecektir? Mahkemenin tespit ettiği hukuka aykırılık sürdürülecekse eğer, yargı kararlarının bu şekilde uygulaması ile konu bir üst mahkemeye nasıl intikal ettirilecek ya da iç hukuk nasıl tüketilecektir?