MEB'de Kariyer Yapmak Suç Mu!!!!

MEB'de Kariyer Yapmak Suç Mu!!!!

MEB'de Kariyer Yapmak Suç Mu!!!!

Eğitim korosunun şefinin öğretmenler olduğu, bütün eğitim çevreleri tarafından kabul edilmiş bir gerçektir. Toplumun geleceği olan çocuklarımızın çağın gereklilikleri ile donatılması, analitik düşünebilen, ülkesinin ve tabiî ki dünyanın sorunlarıyla baş edebilecek yeteneklerle mücehhez öğrencilerin yetiştirilmesi bu maestronun başarısında gizlidir. Öğrencilerini geçmişten getirdiği irfan birikimi ile modern eğitim yöntemlerini mezcederek geleceğe hazırlayan öğretmenin öğrencilerine bu doğrultuda katkı sağlayabilmesi hiç şüphesiz öncelikle kendi ilmi açlığını doyurması daha doğrusu doyurmaya çalışması gerekir. Bu ulvi hedeflere her daim kendini yenileyen, okuyan, alanındaki gelişmeleri takip eden bir eğitim neferi ancak ulaşabilir.  Bu sebeple öğretmenlerin akademik kariyer yapması, üniversitelerde yüksek lisans ve doktora programlarıyla büyük eğitim ordusunun kurmay subayları olmaya istekli olmaları gerekir. Nitekim son yıllarda öğretmenlerin okudukları lisans programlarıyla yetinmeyip üniversitedeki eğitim basamaklarının diğerlerini de çıkmak için gayret gösterdiklerini biliyoruz. Son dönemlerde Türk eğitim sisteminde bir başarı sağlanabilmişse bunda eğitim hayatlarını hiçbir dönem sonlandırmamış bu gayretkeş insanların payı büyüktür. Yoğun ders yüklerinden ayırabildikleri kısıtlı zamanları üniversite koridorlarında ya da kütüphane masalarında geçiren öğretmenlerin bu çabalarının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından desteklenmesi ve kariyer yapan öğretmenlerin bu zor uğraşlarında teşvik edilmesi gerekir. Nitekim Hüseyin Çelik’in bakanlığı döneminde (2006) Yüksek lisans ve doktora yapmış öğretmenlerin ek derslerini cüzi de olsa (%25 ve %40) ekstradan bir zam yapılmış ve bu küçük hediye akademik kariyer yapma yolunda birçok maddi külfet içerisine giren öğretmenler tarafından takdirle karşılanmıştı. Ancak bu uygulama daha sonra yine aynı bakan döneminde kaldırılmıştır. İlerleyen zamanda Kamu Hakem Kurulu’nun aldığı kararınagöre ise %5 ve % 15 artırımlı ek ders uygulaması yapılmıştır ki bu meblağ çok yetersizdir.

Bu durum bakanlıkça bu şekilde çözümlenmişken!Milli Eğitim Temel Kanunu ve Devlet Memurları Kanunundayapılan 5204 sayılıdeğişiklikle (30/06/2004)bakanlık öğretmenleri; öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen sıfatlarıyla üçe ayırarak kariyer basamakları adı altında bir düzenleme getirildi. Buna göre de 2005 yılında memurlukta ki çalışma süreleri uygun olanlar (6+1 yıl) ÖSYM tarafından Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavına tabi tutuldu. Sınav neticesinde başarılı olanlar ( yüksek lisans ve doktora yapanlar ise sınav sonucuna bakılmaksızın) uzman öğretmen vebaşöğretmen payeleri aldılar. Kariyer basamaklarına göre de maaşlarında çeşitli artışlar oldu.Bu uygulama devam ederken Anayasa Mahkemesi,kanunun bazı hükümlerini 18 Mart 2009 tarihinde iptal etti ve bu tarihten itibaren idareye yeni bir  düzenleme yapması için bir yıl süre verdi. Ancak gelinen son noktada altı yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen Bakanlık tarafından herhangi bir çalışma yapılmamış sorun büyüdükçe büyümüştür. Çeşitli sebeplerle, hakları olmasına rağmen, kariyer basamaklarını çıkamayan birçok öğretmen bu haklarını mahkemelerde açtıkları davalarla kazanmaya başladılar. Ancak daha sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı vermesinin ardındanDanıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 28 Mart 2013  tarihinde “sadece sınavda alınan nota  veya alanında ya da eğitim bilimleri alanında tezli yüksek lisans eğitimine  dayanılarak uzman öğretmen unvanının kazanılmasına olanak bulunmamaktadır" gerekçeli kararıyla konu öğretmenler açısından tamamen olumsuz bir hal almıştır. İşin garip tarafı 28 Mart 2013 tarihinden  önce sonuçlanan mahkemelerce uzman öğretmenlik sıfatını almaya hak kazanan öğretmenlerin bu hakkı korunurken; bu tarihte sonuçlanmayan  açılıp kazanılan davalarla bu payeyi alan öğretmenlerinuzman öğretmenlik haklarıDanıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı geri alınmıştır.

Neticede olarak gelinen son noktada kariyer basamakları konusu, yüksek lisans, doktora gibi çalışmalarıyla, kendini yenileyen, okuyan, alanındaki gelişmeleri takip eden öğretmenlerin aleyhine olmuş ve olmayada devam etmektedir.Bakanlık bir an önce “eğitim hayatlarını sonlandırmayan” öğretmenlerin bu sorununu çözerek onları desteklemeli ve çözümü sözde değil fiiliyatta yapmalıdır…

                                                                  Ferhat ÖZTÜRK

                                            Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen)

                                                         İstanbul 1 No’lu Şube Başkanı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.