Adil Gülmez
İhsanoğlu’nun Adaylığı Mualleldir
Ne demek şimdi bu diyenlere cevap vereyim:
1- Önce İhsanoğlu kimdir, önce ona bir bakalım:
Babası Yozgatlı Mehmet İhsan Efendidir. İlk tahsilini memleketinde yaptıktan sonra İstanbul’a gelen Mehmet İhsan Efendi, T.C kurulduktan sonra dayatılan sıkıntılara dayanamaz ve Mısır’a göç eder. Orada kendi gibi aynı dertlerden mustarip bir grup insan bulur. Osmanlının son Şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi, ülkeyi kasıp kavuran Kemalizm’in en sert muhalifidir. Yeni hükümet eski başbakan ve Şeyhülislamı 150’likler listesine almış, mallarını müsadere etmiş ve yurt dışına sürmüştür. Mustafa Sabri Efendi gibi olmasa da Yeni kurulan T.C’ye destek veren Mehmet Akif de hayal kırıklığına uğrayıp, o da Kahire’ye gitmiştir. Düzceli Zahid Kevseri Hocayı da bunlara eklemek gerekir. Merhum büyük Üstat Ali Ulvi Kurucu yayınlanan hatıralarında İhsan Efendi’den şu cümlelerle bahseder:
Mehmed İhsan Efendi de Mustafa Sabri Efendi gibi CHP’nin tek parti iktidarını ve devrimleri eleştirdi. Ali Ulvi Kurucu’nun hatıralarında nakline göre: “Bir bayramdı. Arkadaşlarla hocanın (İhsan Efendi) evine gitmiştik. Memleket, millet meseleleri konuştuk. Aramızda, sonraları Diyanet’te üst düzey vazife almış, Hamdi Kasapoğlu adında bir öğrenci de vardı. Söz memleketten açılınca o da, biraz şakaya vurarak, ‘İnşallah memlekete döndüğümde, ‘şapka haramdır’ diyenlere karşı, ben iki şapka giyeceğim.’ dedi. Kasapoğlu’nun yarı şaka yarı ciddi söylediği bu lafları İhsan Efendi ciddiye aldı ve;
“Sus ulan, sahtekâr!
Şakanın da bir haddi, sınırı var.
İki şapka giyip de memlekete ne kazandıracaksın.
Millet senin yüzüne tükürür!
Millet, başına geçenlerin hıyanetleri yüzünden şimdi şaşkın ve üzgündür.
Bu günler geçecek, biraz kendini toplasın, bak neler olur!” demişti.
İhsan Efendi, 1961 yılında hayata gözlerini yumduğunda, yakın arkadaşlarından biri olan Mustafa Sabri Efendi’nin, Gafir Kabristan’ında bulunan mezarı yanına defnedilmişti.
Anlaşılacağı üzere bu ülkede tecavüzcüsüne âşık olup Stockholm Sendromuna yakalananlar sadece Dersim Alevileri değilmiş. Ekmeleddin nasıl bir evlat ki babasına zulm ederek ülkesini terk etmesine sebep olan partinin cumhurbaşkanı adayı olma teklifini kabul edebiliyor…
Hayırsız evlattan vatana hangi hayır gelebilir?
Geçmişini unutan, babasının davasından vaz geçen Müslüman Türkiye ülküsüne sahip çıkmayan bir insana Anadolu’dan oy çıkmaz.
2- Bildiğimiz kadarıyla Bay Ekmeleddin askerlik vazifesini yapmamıştır. Mısır’da yaptığına dair herhangi bir bilgim yok. Velev ki Mısır’da yapmış olsa dahi T.C’de askerlik yapmayan bir insanın Silahlı Kuvvetler Başkomutanı olması yadırganır ve hatta kabul edilemez.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun durumu Mısırdaki Muhammed El Baradey’in durumuna benzemektedir. Mursi’nin cumhurbaşkanı seçildiği seçimlerin öncesinde Baradey de dış dünyadaki popülaritesini oya tahvil etmek için aday olmuştu. Fakat Müslüman Mısır halkı beynelmilel güçlerin takdirini alan bir isim bizim desteğimizi alamaz diyerek Mursi’ye yönelmişti. (Muhammed El Baradey Mısır cumhurbaşkanlığına aday olamadan önce Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı idi. Kurum emperyalist güçler adına İran’ın nükleer çalışmalarını engellemeye çalışmakla gündeme gelmişti.)
Bazılarının iddia ettikleri gibi Bay Ekmeleddin Sisi’ye değil Sisi’den ziyade El Baradey’e benziyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.