Adil Gülmez
Harakiri Dergisi
Paris saldırısı medyaya ilk düştüğü anda “eyvah, şimdi hangi ülkenin semalarında savaş uçakları bombalar yağdıracak” diye mırıldandığımı hatırlıyorum. Endişem korkuya dönüştü. Fransız polisi ülkede insan avı başlatmış durumda. Fransa’da ve diğer batılı ülkelerde camilere karşı saldırılar başlamış. Duvarlara Müslümanları rencide edici yazılar yazıyorlar.
Medyanın da goygoyculuğundan dolayı tüm Avrupa galeyana gelmiş durumda. Yüzbinler sokaklara çıkarak nefret yüklü sloganlar atıyorlar. Twitter'da "killallmuslim" "Bütün Müslümanları öldürün" isimli nefret söylemi 15 dakika boyunca dünyanın iki numaralı gündemi oldu. Bu söylemi görmemezlikten gelmesini kim isteyebilir bir Müslümandan? Zaten bu mantığı biz Srebnitsa’da görmedik mi? Katliam Avrupanın içinde ve gözetiminde yapılmadı mı?
Şimdi Fransa’da yaşayan Müslümanlar korku ve çaresizlik içindeler. Bir lise öğrencisi ismi medyada geçtiği için gidip teslim oluyor. Onu anlayabiliyorum. Zavallı genç, bir polis operasyonunda kim vurduya kurban gitmek istemiyor.
Katliam haberlerini verirken medya öyle bir psikolojik hava oluşturuyor ki neredeyse Müslümanlar top yekûn karakollara müracaat ederek “bizi tutuklayın, çünkü biz İslam’a teslim olmuş Müslümanlarız dolayısıyla sizin gözünüzde potansiyel suçluyuz” diyecekler. Başka bir seçenek sunulmuyor Müslümanlara.
Bir dergi, mizah içerikli. Mizah için öyle bir tanım yapmışlar ki sınırı yok. Her türlü mukaddesata mütecaviz olabilmeyi mizah kılıfıyla masum hale getirebileceklerini ve bunun ifade hürriyeti olarak görülmesi gerektiğini bize yutturmaya çalışıyorlar. Fransızların meşhur devlet adamı Charles André Joseph Marie de Gaulle de zamanında bu dergiyi kapatmıştı. Zaten o zaman ki ismi de “Harakiri” idi. Sonradan De Gaulle’den intikam almak için ismini değiştirdi.
Dergiyi “Tipik bir 1968 Mayıs baharı ürünü” diye tanımlayan gazeteci Ragıp Duran, şunları söyledi:
“1969’da çıkan dergi Charles de Gaulle muhalifi olarak ilk yayımlandığında adı Harakiri idi. Ancak De Gaulle tarafından kapatılınca bu kez Charlie Hebdo adıyla yayınlarına devam etti. Hebdo haftalık anlamına gelir ve De Gaulle atıfla ismin başına da Charlie koydular.
Politik duruşu itibariyle anarşist, radikal laisizmi savunan dergi ahlaki zaaf noktasında da hayli meşhurdur. Teslis inancını seksüel bir dille deforme eden dergiye karşı Vatikan ve Papalık da birçok kereler dava açmış ama Fransız mahkemeleri şikâyete konu olan yayınları ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmiş hep.
Aslında bu yazıda Paris’teki kanlı dergi baskınından yola çıkarak olayın Cezayir’e muhtemel yansımasına değinecek ve bununla ilgili öngörülerimi ifade edecektim ama yazı haddinden fazla uzayacağı için o konuyu bir başka yazıya bırakmak daha doğru olacak diye düşündüm.
Sonuç olarak Allah zalimlere karşı Müslümanları korusun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.