Adil Gülmez
EBS'de İş Delegede
Demir asaları ellerine almışlar, ayaklarına mokasenleri takmışlar, lacilere bürünmüşler ve Anadolu yollarına düşmüşler. Bu tabir milletvekili seçimleri için yollara düşenlere denirdi. Bizim sendikamızın lideri olmak isteyenler de bu günlerde aynısını yapıyorlar. İl il geziyorlar, kendilerine oy verecek delegelerle neredeyse birebir görüşüyorlar. Zevkle izliyor olayın bir demokrasi şenliğine dönüşmek üzere olduğuna tanıklık ediyorum.
Bu arada genel başkan adayları beraber çalışacakları ekiplerini oluşturmaya çalışıyorlar. Şimdiden Murat Bilgin, Esat Tektaş gibi tecrübeli sendikacılar Ahmet Özer ile birlikte hareket ederlerken güçlü aday Ali Yalçın’ın yanında ise Ramazan Çakırcı yer alıyor. Bazı il başkanları da kendilerine yakın hissettikleri adayın yanında yer alıyorlar. Bu bakımdan yarış sadece genel başkan adayları arasında değil genel başkanlara yardımcı seçilebilmek için de yapılıyor.
Şimdi burada şahsi kanaatlerimi serdetmek babında şunları söyleyebilirim:
Ahmet Özer ve ekibine eski başkan Ahmet Gündoğdu destek veriyor. Bu bilgi tüm delegelerin bilmediği bir şey değil. Bu destek seçim sürecinde gözden ırak tutulmayacak bir olay. Demem o ki Gündoğdu’nun seçimlere müdahil olması kişisel tercihini belirtmesinin çok daha ötesinde bir şey. Etkili olabileceği gibi aksi tesir de olabilir.
Ali Yalçın ve ekibinin en büyük avantajlarından birisi de diğer aday ve ekibine göre daha genç bir ekip olmalarıdır. Bu gençlik dinamizmi sendika faaliyetlerine de sirayet ederse ki edecektir ortaya dinamik bir sendika çıkacaktır. İşte bu durum sendika tabanında artı bir değer olarak görülürken sendika dışında olup ancak her hâlükârda sendikaya yön vermeyi kendileri için bir hak telakki edenleri de memnun etmeyecektir. Zaten bu çevreler istikrar adına bir adayı alenen destekleyip diğer adaya yatkın delegeleri de ondan vazgeçirmek için ellerinden geleni yapıyordurlar/yapacaklardır.
Geçtiğimiz aylarda yaşadığımız sendika seçimlerinde bu hariçten gazel okuyanların neler yaptıklarına bizzat şahit oldum. Adayların makamlara çağrılarak adaylıktan vazgeçmeleri için nasıl ikna edildiklerini biliyorum. Benzeri çabalar bu günlerde de çeşitli bölgelerde yapılıyor.
Hiçbir şekilde müdahil olmamaları gereken kimi makam ve mevki sahibi insanlar ileriye dönük hesaplarla sürece dâhil olup eğitimcilerin sendikasına kafalarına göre şekil vermeye çalışıyorlar. Bu bir Eski Türkiye anlayışı olup şiddetle reddedilmelidir. Vesayet anlayışını yıkmak için canla başla çalışan bir sendika vesayetçi anlayışların esaretine mahkûm olmamalıdır.
Konuyu biraz daha açmak adına şunları söyleyebiliriz. Sendika dışından kimse seçim sürecine müdahil olmasın. Delegeler birileri tarafından korku ve beklentilerle etki altına alınmasın. Seçimlerde hür reyler belirleyici olsun.
Sayın delege esas iş sana düşüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.