Papaz bahanesiyle üretilen dolar krizine karşı çözümü, ekonomistlerden daha çok eğitimciler ve sivil toplum üretmelidir. Ekonomistlerimizin kısa vadeli taktikleri artık işe yaramayacak daha uzun soluklu bir mücadeleye hazır olmamız gerekecektir.

Eğitimcilerin ve sivil toplumun, sömürüye karşı mücadelede, milletimizin bütün kesimleriyle birleşmesi ve mücadele bilincini yüklenmesi için tarihi bir misyonla hareket etme zamanıdır. Yarın sabah, Türk yargısı, Rahip Brunson’nu serbest bıraksa, ABD yaptırımları kaldırsa bile bu mücadele sürdürülmelidir.

Bu günlerde, sendikaların, konfederasyonların ve diğer sivil toplum kuruluşlarının nerede durduğunu, nasıl sınav verdiğini göreceğiz. Ülkemizde hak, emek, özgürlük mücadelesi verdiklerini söyleyenlerin; sömürgecilerin ülkemizdeki uşakları mı yoksa gerçekten batı emperyalizmine karşı mı olduklarını göreceğiz.

Yıllardır, bir yüzü ile Amerikan emperyalizmine karşı durmakla övünenlerin diğer yüzü ile ülkesini uluslararası platformlarda nasıl şikayet ettiklerini gördüğümüz kökü dışarda örgütlerin vereceği sınavı, milletimiz bir kez daha yakından izleyecektir. Yaşanacak muhtemel sıkıntıları kullanarak sokağı karıştırma görevi birilerine verilirse, bu emperyalist maşalar, artık onları iyi tanıdığımızı bilmelidir.

Aynı zamanda ciddi bir sorgu ve özeleştiri yapma zamanıdır. Yaşadığımız hayat gerçek mi, bu zenginliğin ve refahın kaynağı ne, sürdürülebilir bir kalkınmamız var mı? Değişen toplum hayatımız, ülkemizin gerçekleriyle ne kadar örtüşüyor? Ailenin bütün fertlerinde, üç beş asgari ücrete alınabilen akıllı telefonlar, sürekli değişen modeli yüksek arabalar, biten köy hayatı ve teşviklerle canlandırılmaya çalışılan tarımımız ne anlama geliyor?

Dünya üzerinde, kaynakları sömürülen, insanları katledilen, sınırları değiştirilen ve bütün imkanlarıyla batının hizmetine sunulmak istenen milletler; dinlerine, ırklarına, renklerine bakmadan emperyalizme karşı büyük bir onur mücadelesine girmelidir. Bugün yaşadıklarımız, sendika olarak, uluslararası örgütlenme çabamızın ne kadar anlamlı olduğunu gösteriyor. Düşünün bir kere, seçildiği ilk günden beri, mazlum milletlerin sofrasına el uzatan Trump’a karşı, sömürülen yüzlerce ülkeden aynı anda tek ses tepki verildiğini, bulunduğu her ortamda ayıplandığını. Bu tepki, bütün mazlumların omurgasının sağlamlaşmasını sağlayacak ve emperyalizmin sonunu getirecektir.

Dünyanın yaşadığı bu kriz, eğer doğru yönetilir ve gerekli adımlar zamanında atılırsa, büyük bir fırsata dönüşebilir. Yeter ki direnci örgütleyelim, toplumu bilinçlendirelim ve zorlukların, yoklukların üstesinden gelmeyi bilelim.

 Göbeğinden bağımlı bir sistem, devamı başkalarının inisiyatifine bağlı refah ve zenginlik, şımarık ve hiçbir şeyin farkında olmayan yeni bir nesil tercihimiz değilse; yaşananlar bizim için bir fırsat olsun, büyük bir eğitim ve yerli ürün hamlesi başlatarak, binlerce yıllık tarihimize yakışır bir duruşla, insanlığa huzur ve barışı getirmiş şanlı tarihimiz ve köklü medeniyetimiz karşısında ezilen ve saldırganlaşan, haydut ve sömürgeci devlet ABD ve türevlerine karşı tavır alalım, mücadele edelim, savaşalım ve tarihe yeni bir insanlık dersi bırakalım. ABD doları artık bir para değil silahtır, çare ayağımızı yorganımıza göre uzatmaktadır.