Adil Gülmez
Din Öğretiminde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
Malum olduğu üzere ülkemizde din öğretimi denilince öncelikle aklımıza imam hatip okulları, Kur’an kursları, saniyen de din dersinin mecburi olması hasebiyle ortaokul ve liseler geliyor. Örgün eğitimin dışında cemaatler ve STK’ların da din öğretimi ve eğitimini verdikleri bir Türkiye gerçeği.
Bu tespitleri yaptıktan sonra kimlerin din öğretimi ve eğitimi vermeleri gerekir, tartışmasına girmeden din öğretimini veren muallimlerin azami dikkat göstermesi gereken hususlara değinmek istiyorum.
- Başlarındaki insana kutsallık affetme.
Varlık âlemini yaratan yüce Allah’tır. İnsan mahlûklardan bir mahlûktur. Hazreti insan olursa mükerrem ve muhterem olur. Ancak “esfeli sefilin” olursa akıbeti nice olur?
- Dünyevileşme
Şu fani hayatta sınanacağımız en çetin imtihanlardan biri de insanoğlunun mayasında bulunan dünya ve ondakilere meyletme olacaktır. Hâlbuki insanoğluna dünya ve onun tüm hazineleri verilse de hepsi gelip geçicidir. Bir nevi oyun ve eğlenceden ibarettir. Kimse bu dünyadan giderken kefeninin cebinde bir şey götüremeyeceğine göre…
- Şeffaflık yerine gizlilik (kod adı verme vs.)
Gizlilik, kapalı kapılar arkasında dolaplar çevirmek bu dinin doğasına aykırıdır. Türkiye’de cari şartlar itibariyle din öğretimi ve eğitiminin gizli yapılabileceğine dair herhangi bir sebep yoktur. İlle de gizli olsun demek sui niyet ihtiva eder.
- İzolasyon (camilere gitmeme vs.)
İnziva, olumsuz şartlardan kaçmak yani mağlup olmaktır. Din bizi münzeviliğe değil hayatın içine, mücadeleye davet eder. Hayat iman ve cihattan ibarettir. İslamiyet bizi mescitlerde toplanmaya davet etmektedir.
- Tek yönlü eğitim –öğretim (kitap, TV kanal yasakları vs.)
Sadece dini ilimleri tedrisat, dini kitapları okumak İslami bir yöntem değildir. Bu usul bir kilise metodudur. İslamiyet’te Yahudilerde olduğu gibi dünyevileşme ya da Hristiyanlarda olduğu gibi uhrevileşme yoktur. Dünya-ahiret dengesi vardır.
- Mensuplarını ailesinden, doğal çevresinden uzaklaştırma.
Bir çocuğun beynine kendi özel ajandanızı zerk edecekseniz bunun yolu o çocuğun şahsiyeti oturmadan onu ailesinden kopararak yatılı yurtlarda yetiştirmekten geçer. Bazı cemaatler tam da bunu yapmaktadırlar. Devlet bir an önce bu tür nesil yetiştirme yöntemini tarassut altına almalıdır.
- Makul itiraz ve eleştirilere yasak getirme.
İslam’da ruhbanlık yoktur. Kimse la yüs’el değildir. Ümmetin en zayıf ferdi bile en kudretlisine müeddep bir şekilde sual yöneltebilmelidir.
- Seçkinlik (biz seçilmiş insanlarız fikri)
Bütün insanlar eşit haklarla dünyaya gelir. Bu dinin peygamberinin bile kendi öz kızına referansı yaramayacak ise kimse kendinin Allah’ın seçkin kulu olduğunu iddia edemez.
- Ötekileştirme (bizden olmayanlar yanlış yoldalar kanaati)
Müslümanlar kardeştir. Din bağı sıhriyetin önündedir. Hiçbir Müslüman kendinin kurtuluşa erdiğini fakat başkalarının helak olacağını iddia edemez.
- Dinen şüpheli şeylerin meşrulaştırılması (başta itikadi konular)
Din tekemmül etmiştir. Helal da bellidir, haram da. Şari (hüküm koyucu) yüce Mevla’dır. İslam’da Papa’nın Hristiyanlıktaki mevkiine benzer bir makam yoktur. Hiç kimse şeriatı değiştiremez, hudutlarını esnetemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.