Doğan CEYLAN
(Bir Aykırı Ses) Öğretmen Performans Değerlendirmesi Gerekli
Milli Eğitim Bakanlığı, 2017-2023 Öğretmen Strateji Belgesi’ni yayımlandı. Bu belge eğitim camiasının tüm kesimleri tarafından şiddetle eleştirilmeye devam ediliyor. Özellikle öğretmenlere 4 yılda bir uygulanacak sınav ve öğrencilerin de öğretmenleri değerlendirecekleri çoklu performans uygulaması konusunda sendikaların eleştirel açıklamaları oldu.
Öğretmenler ise sosyal medya hesaplarından sınava ve performans değerlendirmesine karşı çıktıklarını ifade ettiler. Bu güne kadar bu strateji belgesini destekleyen bir açıklamaya denk gelmedim.
Aynı kesimler daha önce de müfettiş denetimine karşı çıkıyordu. Teftişin kaldırılmasını şiddetle savunuyorlardı. Müfettişlerin 2 saatlik ders denetimiyle öğretmenleri yeterince değerlendiremediklerini ifade ediyor ve çözüm olarak ta teftişin kaldırılmasını öneriyorlardı. Önce müfettişlerin sicil amirliği kaldırıp bir öğretmenler gününde dönemin bakanı tarafından bir müjde olarak sunulmuştu. Ardından ders teftişi de kaldırıldı. Üç yıldır öğretmenlerin teftişi yapılmıyor. Öğretmenlerimiz, yöneticilerimiz artık rahatlar. İstedikleri oldu, artık müfettiş gelecek diye strese girmiyorlar. Teftiş varken Bakanlığın yapılmasını istediği çalışmaları göstermelikte olsa yapmak zorunda kalan öğretmenler artık buna ihtiyaç hissetmiyor ve yapmak istemedikleri çalışmaları yapmak zorunda kalmıyorlar.
Bu durum öğretmenler açısından güzel olabilir ama bunun devlet yönetimi, eğitim sistemi ve çocuklarımızın geleceği açısından doğru olup-olmadığının değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Kontrolsüz bir eğitim sisteminin olamayacağı görülmüş ki yeni bir performans sistemi getirilmiş ancak dün teftişin kaldırılmasını isteyenler bu gün de Bakanlığın getirdiği performans değerlendirmesini istemiyorlar. Performans değerlendirmesinin daha objektif şekilde yapılmasını savunan yok. Yarın bunun yerine başka bir sistem gelse eminim ona da karşı çıkacaklar. Çünkü genel anlamda “kontrol edilmeye” karşılar.
Performans değerlendirmesi gerekli. 17 milyon öğrencinin yetiştirildiği bir sistemin ve çalışanlarının kontrolsüz bırakılması düşünülemez. Getirilen sistemin eskiliği varsa bu geliştirilmeli ve daha iyi bir sisteme dönüştürülmeli ama asla kaldırılmamalı. Karşı çıkanlar sistemin daha doğru işlemesi için önerilerde bulunmalı. Örneğin bana göre; bir öğrenciye, öğretmenine puan verdirmek doğru değil ayrıca öğretmenleri teftiş etmek ve onlara rehberlik yapmak amacıyla istihdam edilen müfettişlerin sistemde hiç yer almamasının da büyük bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.
Yıllar önce benzer bir sistemin pilot uygulaması yapılmıştı. Öğretmenler 100 puan üzerinden değerlendiriliyor bununu % 50’si müfettiş puanı iken diğer kısmı, okul yönetimi, öğrenci, zümre öğretmenleri ve öğretmenin kendi öz değerlendirmesi oluşturuyordu. Sonuçlar çarpıcıydı. Herkes öğrencilerin yanlış değerlendirmelerde bulunacağını beklerken böyle olmadığı ortaya çıktı. Müfettişin teftiş puanına en yakın puanlar öğrencilerden geldi. Öğretmenler kendi öz değerlendirmelerinde kendilerine hep “çokiyi” puan veriyorlardı. Zümre öğretmen arkadaşları ve yöneticiler de öğretmenlere “çokiyi” puanlar veriyorlardı. Sadece öğretmen ve yönetici değerlendirmeleri alınsa tüm öğretmen ve yönetici notları istisnasız “çokiyi” durumdaydı. Peki bütün yönetici ve öğretmenler çok iyi ise öğrencilerin eğitim başarısı neden çok iyi değildi!
Bir ülke düşünün ki öğrencilerin bir dersten sınav başarısı 100 üzerinden 20 iken aynı dersin branş öğretmenlerinin performans notu ortalaması 100 üzerinden 90. Ortada bir çelişki var. Bu konuda öğretmenin yanı sıra çevre, öğrenci düzeyi, okul imkânları, sınıf geçme sistemi gibi birçok faktör etkili ama Devlet sorunu bulup çözmeye çalışıyor. Bu arayışlara hak vermek lazım. Önemli olan âdil ve doğru bir performans sisteminin getirilmesi. Şayet âdil ve doğru bir sistem getirilebilirse buna kimse karşı çıkmamalı. Bu keyfiyet değil memleket meselesi.
Doğan CEYLAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.