Ben kişisel olarak Sabık Bakan Ömer Dinçer'e sahip çıkılmayışına hala hayıflanıyorum. Devrim niteliğinde icraatlar yapan bir kişiye bunlar yapılmamalıydı. Arkasından sergilenen tavırlar hiç yakışık almadı. Davul zurnalı, çalgılı çengili halay çekmelerin üstüne bir de kurban kesmeler tam bir sokak şovuydu. Kime ne faydası oldu bu nümayişlerin? Kimin eline ne geçti bu saçmalıklarla?

Yeni Bakanımız Avcı'nın sistemi yeniden incelemeye aldığını biliyoruz. Gelen itirazlara hak vermiş olacak ki bazı düzenlemelerde tavizler verilebileceğini ihsas ettiriyor. Özellikle öğrencilere kılık kıyafet özgürlüğü getiren düzenlemede geri adım sinyalleri veriyor. Nihayet ihsasat ihkaka vardı. Artık okullarda öğrencilere serbest kıyafet hakkı yok. Yani öğrenciler yeniden formaya hapsolacaklar. Ne giyileceğine veliler karar verecekmiş.

http://www.gazeteport.com.tr/haber/127235/nabi-hoca-formayi-geri-getiriyor

Böylece Dinçer’in devrim niteliğindeki bir kararından daha geri adım atılmış oldu. Kimsecikler anlamadı.Talebeye tanınan serbestlik öğretmenlere kapı aralamak içindi. Fırsat heba oldu. Anlaşılamadı. Vebali tüm camiaya bol bol yeter.

***

Diğer taraftan kamuda başörtüsüne özgürlük için 10 milyon imza kampanyası hedefe ulaşmak üzere. Biz de imzaladık, destek verdik. Ancak netice almanın yolu ihkak- hak’tan geçer dedik. https://www.facebook.com/pages/Ihkak-%C4%B1-hak/138155066331154?ref=ts&fref=ts

Bazı meslektaşlarımız bu amaçla şahsiyetlerini ortaya koydular. İsim vererek kimseyi afişe etmek istemiyorum.  

Bayan öğretmenlerimiz artık başörtüleri ile derslere giriyorlar ve çok mutlu olduklarını ifade ediyorlar. Erkek öğretmenlerimiz de serbest kıyafetle derslere girerek en azından bu konuda duyarsız kalamayacaklarını erkekçe ortaya koyuyorlar. Haklarını almak için mücadele etmenin gereğine inanıp bizzat bu işe kalkışan onurlu meslektaşlarımı saygıyla selamlıyorum.

***

Sanıyorum Bakan Avcı kılık kıyafet düzenlemesinde olduğu gibi 4+4+4 düzenlemesinde de geri adım atacak. Sistem İmam Hatip Ortaokullarını bize yeniden kazandırırken 12 yıllık mecburi eğitimi dayattı.

Herkes, bu düzenlemenin amacının 28 Şubat sürecinde mağdur edilen İmam Hatiplere haklarının geri verilmesi operasyonu olduğunda hemfikirdi. Ancak Dini Eğitimin en önemli öğesi olan hafızlık es geçilmişti. Tam bir aymazlık sergilenerek hafızlık tamamen bir özel gayret faaliyeti olarak algılanmıştı.

Bidayette ilk dörtten sonra dışarıdan devam etme hakkı verilmiş ve bu hakkın verilmesi düzenlemeyi yapanların hafızlık yapmayı kolladıkları şeklinde algılanmıştı. Ne yazık ki şer güçler devreye girerek ilk dörtten sonra dışarıdan devam etme hakkını ikinci dörtten sonraya bıraktırabilmişlerdi. Durum o zaman komisyon başkanı olan şimdiki Bakan Avcı’ya iletilince o aynen şöyle demişti: “Bu yönetmeliklerle düzeltilebilecek bir durum, büyütmeyelim.”

Sayın Bakanım evet yönetmeliklerle düzeltilebilecek çok durumlar var. Yetki ve sorumluluk elinizde. Buyurun, düzeltin Sayın Bakanım.