Mustafa ÜLKEM
AFFET BENİ ÖĞRETMENİM (!)
Değerli Öğretmenim
Yaklaşık bir,bir buçuk yıldır birlikte olamasak da üzerinde seçilmiş amirin olarak görev yapmak yapmaktayım.
Bilerek ya da bilmeyerek sizleri çok üzdüm.
Sizi dövdüler. Öldürdüler, linç ettiler, hatta tecavüz edilip öldürüleniz oldu. Bir kere çıkıp “Bunu yapanların elleri kırılsın”diyemedim.
Veliler hakaret etti, öğrencileriniz küfür etti, bahçede taşladılar, eylem alanında biber gazı sıktılar… Üzüldüm diyemedim. Sizlere destek olamadım.
Tüm bu elim olaylarda yanınızda olamadım. Bir telefon edip geçmiş olsun diyemedim. Hemen bir müfettiş gönderdim. Müfettişler olayı yanlışanlamış seni suçlu bulmuşlar. Elli kere yüz kere dedik. “Veliler bizim velinimetimizdir. Veliler bizim oy küpümüz. Veliyi üzmeyin. Veliyi üzeni bizde üzeriz “diye. Siz affedersiniz, ama veliler affetmez.
Toplu sözleşmelerde öğretmene üç kuruş fazla zam yapılmasıiçin ağzımı açamadım. Diğer bakanlar kendi memurları için ek zam ve haklarıiçin ağlarken ben sizin için ağlamayı kendime yediremedim.10 yıl önce bazı memurlardan fazla maaş alırken şimdi en az maaşı sizlerin aldığınızı biliyorum. Ama hata sadece benim değil… Benden önceki bakanların hiç mi suçu yok.
“Üç ay tatil yapıyorsunuz, en az çalışan memurlarsınız, Avrupa Birliğinin en yüksek maaşını alıyorsunuz, rapor ve izin alarak bir yılıdolduruyorsunuz" gibi laflar ağzımdan kaçmış olabilir. Sonradan düşününce “dilim kopsaydı da söylemeseydim” diyorum… Ne yapalım laf ağzımdan çıkmış bir kere
Sizleri bazen hazır yem bekleyen güvercinlere, akbabalara, kaplumbağalara benzetmiş olabilirim. Ancak bunlar hep yanlış anlaşıldı. Benzetmek istediğim sizlerin karıncalar kadar çalışkan, aslanlar gibi tuttuğunu koparan demek istemiştim. Bazı iş bilir basın kelimeleri karıştırdılar.
Müdürlerimi de üzdüm. Velilerden para topladıkları için onları “hırsızlıkla” suçladım. Aslında öyle olmadıklarını, velilerden aldıklarıparaları okul işlerinde harcadıklarını biliyorum. Ama gaza geldim işte. Beni yanlış bilgilendirdiler. (Hem bana böyle bir şikâyet de gelmemişti ya)… İsterdim ki okullara kırtasiyesinden temizliğine kadar her türlü maddi desteği bulunayım…Ne yapalım, elde avuçta olan bu… Çok yakında okulların tüm ihtiyaçlarını devlet olarak karşılayacağız. Sizleri devletin resmi dilencisi olmaktan kurtaracağız.
Değerli öğretmenim , aslında ben böyle değilim biliyorsunuz. Aramızda basın, sendika, internet denen kara kediler var. Hele o sendikalar yok mu? İşleri güçleri sizinle benim aramızı açmak. Benim ak dediğime onlar kara diyorlar. Ve sen de hep onlara inanıyorsun. Benim hiç mi doğrum yok. Ben ne yaptıysam hep sizlerin iyiliği içindi.
Bugün (yarın) öğretmenler günü… Yıllardan beri öğretmenler günü hediyesi bekliyorsunuz. Ekonomik sıkıntılarınızı biliyorum. Bir ikramiye ile sizleri güldürmek isterdim. Ama malum ülkenin gelişmesi için üç kuruşa ihtiyacımız var. Yunanistan’ın , İspanya’nın Suriye’nin halini görüyorsunuz… Biraz daha kemer sıkalım, ülke düzlüğe çıksın en kısa sürede öğretmenler gününde istediğiniz hediyeyi ben size vereceğim.
Sizlerin nasıl fedakarlıkla çalıştığınıza gecenizin gündüzünüzün öğrencilerle, eğitim işleriyle uğraştığınız biliyorum. Bakmayın birilerinin sizin hakkınızda 15 saat çalışıyor demesine. Sizler değil 15 saat günde 1 saat bile çalışsanız hak ediyorsunuz. Sizler elleri öpülesi insanlarsınız.
Değerli öğretmenim
Daha itiraf etmem gereken o kadar olay ve söz var ki sizler zaten bunları biliyorsunuz. 4+4+4 sisteminde yaşadığınız mağduriyetleri, doğuda sıkışıp kalan öğretmenleri, sabah 6’larda okul yollarına düşürdüğümüzü, taşımalıokullarda fazladan bedava bir saat çalıştırdığımızı, evli çiftleri ayırdığımızı, adaletsiz atama sistemini, yönetici atama da yaşanan kayırmaları,ek ders ücret adaletsizliği vs
Bu mübarek günün hürmetine sizlerden beni affetmenizi istiyorum... Saygı ve sevgiyle ellerinizden öpüyor 24 Kasım Öğretmenler Gününüzü kutluyorum.
Sizi Üzen ve Seven Bakanınız...
Mustafa Ülkem