Yüzde 13.8’lik düşüş sürpriz değil

Yüzde 13.8’lik düşüş sürpriz değil

Milli gelirin yüzde 77'sini harcayan hane halkının ilk 3 ayda tüketimleri yüzde 9.2 azalmış. Milli gelirin yüzde 21'inin yöneldiği yatırım harcamalarında yüzde 29 kısıntı olmuş. Bu şartlarda yüzde 13.8'lik düşüş kaçınılmaz

Yılın ilk 3 ayında (ocak - şubat - mart aylarında) milli gelirin bir yıl öncenin aynı dönemine göre yüzde 13.8 oranında küçülmesi sürpriz değildir. TÜİK'in daha önce yayınladığı kapasite kullanım oranı ve sanayi üretim endeksi rakamları bu büyüklüklerde bir küçülmeyi işaret ediyordu.
Bizde tarım çökertildiğinden bu yana milli gelirdeki değişim oranlarını imalat sanayinin büyüme veya küçülme oranı belirler.
Bir süredir milli gelirin değişim oranları imalat sanayiindeki değişim oranlarından farklı olmaya başladı.
2009 yılının ilk 3 ayında üretim endeksi yüzde 24.6 gerilemişti. Bu büyük gerileme oranına rağmen milli gelirdeki küçülme yüzde 13.8 oranında kaldı. Demek ki, bizim üreticilerimiz krizin olumsuz etkisini verimi artırarak (katma değeri, çıktı fiyatı ile girdi fiyatı arasındaki farkı büyülterek) azaltmışlar.
Dünyada ana girdi fiyatlarının ucuzlaması da verimliliğin artmasına katkıda bulunmuş. Bu olumlu gelişmeyi not etmekte yarar vardır.

Bankacılıkta anlaşılamayan
Milli gelirde değişim oranlarını izlerken her kesimin toplam milli gelir oluşumundaki ağırlığını dikkate almak gerekir.
Milli gelir oluşumunda imalat sanayinin ağırlığı (payı) yüzde 24.4'tür. Bizde imalat sanayinin büyümesi veya küçülmesi toptan ve perakende ticareti, ulaştırma ve haberleşme sektörünü ve mali hizmetler kesimini etkiler. İmalat sanayi yüzde 18.5 oranında küçülünce, toplamda yüzde 12.1 ağırlığı olan toptan ve perakende ticaret sektörü de yüzde 25.4 oranında, yüzde 14.6 ağırlığı olan ulaştırma haberleşme sektörü yüzde 17.6 oranında küçüldü.
Anlaşılamayan, mali aracı kuruluşların (bankaların) bütün bunlara rağmen yılın ilk 3 ayında yüzde 10.6 oranında büyümeleri.
Mevduat ve kredi rakamlarında büyük değişme yok iken, mali aracı kurumlar kesimi katma değeri nasıl yaratabildi? Tartışılması gereken bir konu.

Halkımıza madalya
“Ekonomide Tarihi Küçülme” yılın ilk 3 ayında milli gelirde ortaya çıkan yüzde 13.8 oranındaki gerilemenin 'rakamsal' boyutudur. Bir de bunun 'insani' boyutu var.
İnsani boyut, ekonomideki küçülme nedeniyle insanların tüketim harcamalarını kısmak zorunda kalmalarıdır.
İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana halkımız tüketim harcamalarını belli bir dönemde bu kadar büyük ölçüde kısmamıştı. 2008 yılının ilk 3 ayında tüketim harcamaları yüzde 6.1 artan halkımız, kriz nedeniyle 2009 ilk 3 ayda yüzde 9.2 oranında daha az harcama yapabilmiş.

Yatırım çok gerilemiş
Tabii ki gelir üretime bağlıdır. Üretim gerileyince işsizlik artar. Gelir düşer. Gelir düşünce insanlar harcama yapamaz.
2009 yılının ilk 3 ayında sadece halkın harcamaları düşmedi. Kamunun ve özel sektörün yatırım harcamaları da bir yıl öncenin aynı dönemine göre yüzde 29.7 oranında azaldı.
Söylemleri hatırlayınız; “Piyasada durgunluk var. Yaprak kımıldamıyor. Siftah edemiyoruz.” Bu söylemler var ya.. İşte bunların arkasında halkın harcamasının gerilemesi ve yatırım harcamalarının durması var.
Yatırım harcamaları ve halkın tüketim harcamaları gerilerken, devletimizin harcamaları artmaya devam ediyor. Bu artışın arkasında ise kamu personelinin maaş ve ücretleri ile kamunun mal ve hizmet alımları için yapılan zorunlu ödemeler var.





Aferin bize, yıkılmadık, yıkılmıyoruz
Sanayide çalışanların yaklaşık yüzde 10'u işini kaybetti. Özel sektörde çalışanların çoğunun ücretinde kesinti yapıldı. Genelde reel ücretler düştü. Döviz fiyatı yükseldi. Döviz riski olanların yükleri arttı.
İç piyasadaki daralma nedeniyle toptan ve perakende ticaretle uğraşanlar büyük sarsıntı geçirdi. Birçok sanayi tesisi üretimini durdurdu veya kıstı. Çok sayıda işyeri ihracat pazarını kaybetti. Ve de devletin rakamlarında açıklıkla görüldüğü gibi halkımızın tüketiminde şimdiye kadar görülmemiş gerileme ortaya çıktı.
Ama, “Aferin bize... Bütün bunlara rağmen yıkılmadık, ayaktayız...” Halkımız, üreticimiz, esnafımız bütün bu zorluklara tahammül ediyor.





N'oldu bize?
Krizin çıktığı ülkeler ve birçok ülke yılın ilk 3 ayında daha az küçüldü. Biz neden yüzde 13.8 küçüldük?

1) Biz tarımı yok ettik
Türkiye ekonomisinde tarımın ağırlığı yüzde 25'lerden yüzde 5'lere düştü. Halbuki çok sayıda insanımız tarım sektöründe. Onların verimliliği düşük. Gelirleri düşük. Bugün en gelişmiş sanayi ülkelerinde tarım önemini koruyor.
Yağışların en iyi olduğu 2009 yılı başında tarım üretimi yüzde 3.0 azaldı.. Tarım büyümeye katkıda bulunacak yerde, küçülmeyi hızlandırdı.

2) İmalatta ihracatın ağırlığı büyük
İmalat sanayinin gelişmesi, ihracata yönelmesi iyi bir şeydir. Ekonomimizde imalat sanayinin ağırlığı arttı. İmalat için ihracatın önemi arttı. Küresel kriz nedeniyle ihracat pazarlarındaki sarsıntı, dış talebin daralmasına, dış pazara yönelik üretimin duraklamasına neden oldu.

3) İç talep daraldı
Kriz şoku ile (1) Talepte daralma işaretleri belirir belirmez işletmeler işçi çıkarmaya başladı. (2) İşçi çıkarmayan işletmeler ücretleri kıstı. (3) Bu gelişmelerden korkanlar daha az para harcamaya başladı. İşte bütün bunların sonunda iç piyasa küçüldü.
Milli gelirin yüzde 77'sini harcayan hane halkının ilk 3 ayda tüketimleri yüzde 9.2 oranında azaldı. Milli gelirin yüzde 21'inin yöneldiği yatırım harcamalarında yüzde 29 kısıntı ortaya çıktı.

Yıllık değişim önemli
Ekonomiler için daha da önemli olan uzun dönemli gelişme çizgileridir. Bu nedenle üçer aylık değişim yanında geriye dönük 12 aylık değişim oranlarına da bakılır.
2009 Mart ayından geriye 12 aylık dönem, daha önceki 12 aylık dönem ile karşılaştırıldığında, son 12 aylık dönemde Türk ekonomisinin yüzde 3.5 oranında küçüldüğü ortaya çıkar.
Bu oran önemlidir. Çünkü, ocak - şubat - mart ayları geride kaldı. Yüzde 13.8 oranında gerilemenin yaşandığı ilk 3 aylık dönemden sonra bir dönem daha geçti. Bugün üçüncü 3 aylık dönem başladı. İlk 3 aylık dönemdeki hızlı gerileme yavaşladı. Umuyoruz ki yıl sonuna doğru üretimde kıpırdanma başlayacak. Sonuç olarak bu yılı yüzde 5 küçülme ile tamamlayabilir isek (her şeye rağmen) iyidir.

Milliyet


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.