Yurtdışına çıkınca kimse beni tanımıyor bunalıma giriyorum

Yurtdışına çıkınca kimse beni tanımıyor bunalıma giriyorum

Kimileri onu antipatik, kimileri ukala, kimileri de sevimli buluyor. Seven de, sevmeyen de, aşağılayan da var.

Bunun içinde bulunduğu dünyanın bir handikabı olduğunu biliyor Şahan Gökbakar, ama eklemeden de geçemiyor: "Çoğunluk beni seviyor. Bunu rakamsal olarak da görüyoruz."


Çoğunluk beni seviyor bunu rakamlardan da görüyoruz
Türkiye onu televizyondaki bir şovla tanıdı. Ekranlarda kısa süren programlardan sonra ise yeni bir kimlikle karşımıza çıktı: Recep İvedik. Son yılların en çok izlenen Türk filmi Recep İvedik'in üçüncüsü dün gösterime girdi. Bu karakterin -yoğun eleştiri bombardımanına tutanların aksine- 'delikanlı' ve 'bizden' biri olduğunu söyleyen Şahan Gökbakar, filmlerinin kamplaşan, gerilen ve zor günler yaşayan Türkiye'ye iki saatlik hoşluk yaşattığını düşünüyor. Ona göre, demokratik açılımın âlâsı da 8 milyon insanın izlediği Recep İvedik filmlerinin gösterildiği sinema salonlarında yaşanıyor. Çünkü farklı etnik köken, inanç, siyasi düşünce ve hayat tarzından insan aynı sıralara oturarak, aynı şeye gülüyor.

Medya eleştirileri yapan, muhalif biriyken nasıl birden yüzde yüz dönüş gerçekleştirdiniz?

Yoo, hâlâ muhalif bir tavrım var medyadaki garipliklere karşı. Değişim dönüşüm olmadı. Zaten Recep İvedik de o programdaki bir karakterdi.

Eleştirdiğiniz adamların yerine geçtiğinizi düşünüyor musunuz?

O dönemde reyting için 'Biri bizi gözetliyor evleri' gibi insanların bütün değerlerinin yok edildiği programlar yapılıyordu. Onlarla dalga geçiyordum. Şu anda televizyon şovu yapsam yine aynı tarzda bir program yaparım. Fikirlerim değişmedi.

İnsanlar Şahan'ı mı Recep İvedik'i mi izlemeye geliyor?

Recep İvedik'i izlemeye geliyor. Güzel olan da bu. Çünkü ben bir sinema karakteri oluşturdum, o karakteri izlemeye gelsin isterim insanlar.

Recep İvedik 1 ve 2'yi yaptınız, şimdi de 3 çıktı. İyi gitti, iyi izlendi ama sıkılmadınız mı?

Yok, sıkılmadım. Sıkılsam zaten yapmam. Böyle bir şey tuttu, sıkıldım ama para için bunu devam ettirelim gibi bir tavırda olmam.

Bu karakter, tıpkı Polat Alemdar tiplemesi gibi sizin üzerinize yapışıp kaldı. Bundan çekinmiyor musunuz?

Yok çekinmiyorum. Çünkü Necati başka bir karakteri oynar, herkes Polat'ı bir kenara bırakır, onu konuşur. Oktay Kaynarca da Çakır'dı önce, şimdi Adanalı. Bundan rahatsız olunmaz. Bu böyle oluyorsa başarıdır.

Yeni bir şey üretecek malzemeniz yok mu, neden farklı bir şey denemiyorsunuz?

Benim elimde Türkiye'deki birçok komedyenden daha fazla malzeme vardır. Televizyonda 400-500 tipleme yapmışım. Bunları alıp film yapsam 400 film eder. O yüzden öyle bir sıkıntım hiçbir zaman yok. Recep İvedik de başlangıçta bir üçleme olarak tasarlanmış bir projeydi.

Kolejlerden, özel üniversitelerden geliyorsunuz. Bu tipi nereden belirlediniz, nerede teşrik-i mesai yaptınız?

Evet, ama çok fazla sokakta vakit geçirdim. Lüks bir sitede oturuyordum ama onun güvenlik görevlileri en yakın arkadaşlarımdı. Taksicilerle çok sohbet ederdim, kahvelere gidip insanlarla otururdum. İnsanları o dönemde gözlemlemişim.

Recep İvedik karakterini yaratırken psikiyatrlardan, sosyologlardan, siyaset bilimcilerden yardım aldınız mı?

İnanır mısınız, hiç kimseyle hiçbir şey çalışmadım. İlk programda internette bir haber bulmuştuk. Bir adamın üst komşusu sepet sarkıtıyormuş bakkala. Adam sürekli camının önünden sepet geçtiği için sinirlenip ipini çekmiş. Kadın da ipi bileğine doladığı işin aşağı düşmüş. Bu haberin skecini çekmeye karar verdik ve o karakter Recep İvedik oldu.

Film karakteriniz üzerine, 'Bir kimlik bunalımının yansımaları: Recep İvedik filminin sosyolojik analizi' başlıklı bir tez yazıldı. Tez yazılacak kadar önemli bir tip mi bu?

Valla onu yazanlara sormak lazım. Demek ki onlar öyle görmüşler ve bir tez yazmışlar. İster eleştirsinler, ister övsünler. Üzerine tez yazıyorlarsa önemli bir karaktermiş onlar için.

Filminizde toplam 646 olumsuz davranış tespit edilmiş. Bu kadar olumsuzluğu bir araya getirmeyi nasıl başarıyorsunuz, eğer bu bir başarı ise?

Vay be, vallahi bilemeyeceğim. 646 demek, bir de ben sayayım.

Cem Yılmaz neden size taş atıyor? Soğuk savaşın nedeni rekabet mi?

Bunu Cem Yılmaz'a sormanız lazım. Bilmiyorum. Öyle bir algı yaratıldı aslında. Çünkü benim kimseyle yaşadığım bir soğuk savaş falan yok. Benim umurumda değil. Soğuk savaşmış, bilmem neymiş, o bana laf etmiş.
zaman

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.