Yöneticilerin Derse Girme Sorunu!

Yöneticilerin Derse Girme Sorunu!

Bilindiği üzere okul yöneticilerinin derse girme zorunluluğu konusu birçok açıdan ciddi bir sorun olarak devam etmektedir. Bu konu uzun süredir yazıldı, çizildi, bazı sendikalarca dillendirildi ve hatta bu konuda Bakanlıkla prensip anlaşmaları dahi yapıld

Yasal Durum:

Bilindiği üzere 339 Sayılı Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Yüksek Ve Orta Dereceli Okullar Öğretmenleri İle İlkokul Öğretmenlerinin Haftalık Ders Saatleri İle Ek Ders Ücretleri Hakkında Kanun'un 6. maddesinde aynen “Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında, müdürlük, müdür başyardımcılığı, eğitim şefliği, müdür yardımcılığı yapan öğretmenler haftada 6 saat ders okutmakla yükümlüdürler.” Şeklinde hüküm bulunmaktadır.

Yukarıdaki Kanunun uygulanmasını ve bir nevi açıklamasını oluşturan Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici Ve Öğretmenlerinin Ders Ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı'nın 6. maddesinde ise aynen “Kapsama dâhil örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görevli olup, aylık karşılığı ders görevini tamamlayan Müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılarına haftada 6 saate kadar alanlarında, alanlarında ek ders görevi verilemeyen veya kısmen verilebilenlere, ihtiyaç halinde ve istekleri üzerine alanları dışında da ek ders görevi verilebilir.” Şeklinde düzenlenmiştir.

Yasal durum bu iki düzenlemede olduğu şekildedir; ancak dikkatlerden kaçmaması gereken ince bir noktaya da değinmekte fayda vardır ki bu durum farklı uygulamalara sebep olmaktadır. Zira bu uygulamayı bazı okullar zorunlu kabul edip mutlaka uygularken, bazı okullar da öğretmenler tarafından doldurulamayan boş geçen ders varsa uygulamaktadır. Aksi halde yöneticiler şimdi açıklamaya çalışacağım ince noktadan ötürü derse girmemektedir ya da 6 saaten az girmektedir.

Söz konusu ince noktaya gelince, yukarıda görüldüğü üzere kanunun hüküm cümlesinin yüklemi yani asıl hüküm kısmı “…okutmakla yükümlüdürler.” Şeklindedir. Yani açık bir zorunluluktur. Bu durum zaten hukuk dilinde amirlerin insiyatifine bırakılmaksızın harfiyen uygulanmasını zorunlu kılan bir hüküm ifade eder. Oysa Bakanlar Kurulu Kararındaki hüküm cümlesi “…ekders görevi verilebilir.” Şeklindedir. Yani amir durumundaki görevlilere inisiyatif ya da takdir yetkisi verecek şekilde esnektir.

Şimdi bu iki durum her ne kadar çelişki ifade etmekteyse de olması gereken uygulama tartışmaya mahal vermeyecek kadar nettir. Nitekim hemen yasal hiyerarşiyi hatırlarsak, yasal düzenlemeler “ Anayasa, Kanun, Kanun Hükmünde Kararname, Tüzük, Yönetmelik, Yönerge, Genelge, Tebliğ, Emir…” şeklinde hiyerarşi ile devam etmektedir.

Ve konumuz açısından asıl önemli olan konu ise ast durumunda olan bir düzenlemenin üst durumundaki düzenlemeye aykırı olamayacağı şeklindeki kesin kuraldır. Yani Kanun, Anayasaya aykırı olamaz; KHK Kanuna aykırı olmaz vb. Dahası zaten ast durumdaki yasal düzenlemelerin varlık sebebi üst durumdakilerin uygulanmasını ve açıklığa kavuşturulmasını sağlamaktır. Bu nedenle Bakanlar Kurulu Kararı kanundan sonra geldiği için kanuna aykırı olamaz. Yani önce kanun geçerli olmak durumundadır. Bu durumu yani kanundaki hükmü değiştirmek ise Bakanlar kurulunun değil sadece kanun yapmakla yetkili olan TBMM'nindir.

Bu açıklamadan sonra tekrar konumuza geri dönecek olursak, Kanun yöneticilerin kesin olarak 6 saat derse girmesini zorunlu kılmakta iken Bakanlar Kurulu Kararı sanki verilmese de olur gibi bir esnek cümle kullanmış olsa bile bu durum kanuna aykırı olacağı için bir anlam ifade etmez ve deyim yerindeyse “Su varken teyemmüm olmaz” prensibince Kanun açıkça ortada iken Kararın lafı bile olmaz şeklinde hüküm ifade etmektedir. Özetle bu kanun var oldukça yöneticilerin derse girme konusu okuldaki boş durumuna falan bakılmaksızın zorunludur, kesindir.

İşte bu duruma bağlı olarak da bu sorun hem farklı şekillerde uygulanmakta hem de herkesin faydasız ve gereksiz hatta zararlı bir uygulama olduğunu bildiği halde bir türlü çözüme kavuşturulamamaktadır. Daha doğrusu çözüm yanlış yerlerde aranmaktadır. Zira kanunda değişiklik yapmadan bu sorun çözülemeyeceğine göre, Bakanlar Kurlunun Kararının, Yönetmeliğin vs. bu konuda çözüm olmayacağı ortadadır. Dolayısıyla sendikaların bu konuyu anlaştık, görüştük ,bakanlık yazıyla yönetmelikle kaldıracak falan gibi beylik laflar etmesi eğer cehaletten değilse olsa olsa reklam düşüncesinden olabilir. Ki zaten fiili durum da çözümsüz olarak devam ettiğine göre bu tür beyhude girişimler ciddiyetten uzaktır. Yapılması gereken tek şey Kanun değişikliğidir, bunun yeri de TBMM'dir.

Konu buraya gelmişken yöneticilerin yabancı olmadığı ve yukarıdaki yasal düzenleme hiyerarşisini alt üst eden gülünç bir duruma da değinmeden geçmenin bu konuyu eksik bırakacağı kanaatindeyim. Vakıa şudur ki Kayseri Milli Eğitim Müdürlüğü Sınıf öğretmeni olup da yönetici olanların kendi branşlarında ders bulunmadığından ötürü 6 saat derse girmeleri konusunda sıkıntı yaşandığı yönünde Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünden görüş sormuştur. Bakanlık Personel Genel Müdürlüğü de evlere şenlik bir açıklama yaparak bu sorunu hepten kördüğüm haline getirmiştir. Zira Personel Genel Müdürlüğü özetle “Branşı sınıf öğretmenliği olan yöneticilerin derse girmelerine gerek olmadığı ancak branş öğretmeni kökenli olan yöneticilerin derse girmek zorunda oldukları yönünde bir açıklama yazısı göndermiştir.” Haliyle bu yazının ülke genelinde duyulmasının ardından uygulama da fırsat bu fırsat anlayışıyla bu yazı doğrultusunda yapılmaktadır.

Bu yazı neresinden bakarsanız skandal türünden yanlışları içinde barındırmaktadır. Nitekim öncelikle Personel genel Müdürlüğü yetkisi olmadığı halde Bakanlar Kurulu Kararını ve Kanunu yok sayarak o şahane! görüşlerini derdest etmiş ve bence suç işlemiştir. Zira her şeyden önce yukarıda da bahsettiğim gibi yasal düzenlemelerin hiyerarşisini bozmak demek hukuk devleti ilkesini de kökten silip bir kenara atmak demektir. Bu yönüyle de yine yanlış yapılmıştır.

Durumun vahameti açıkça ortadadır ancak şu kadar açıklama ile yetinelim ki yukarıdaki kanunda yöneticilerin derse girmeleri zorunlu tutulduğu sürece ve de Bakanlar Kurulu kararında branşında ders yoksa diğer derslerden de verilebilir şeklinde hüküm bulunduktan sonra Personel Genel Müdürlüğünün bu yazısı hiçbir anlam ifade etmemektedir, Hükümsüzdür. Kaldı ki sınıfçı yöneticiler derse girmezken branşçıların derse girmesi hem haksızlıktır, hem de Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan “Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar” şeklindeki hükme de açıkça aykırıdır.

Bu Uygulamanın Zararları ve Çözüm

Yasal durum yukarıdaki şekilde karmaşık bir durum ifade etmekle beraber, asıl önemli olan bu sorunun eğitime verdiği zarardır. Nitekim bu uygulama hem öğrencilere, hem öğretmenlere hem de yöneticilere, dolayısıyla da okula ve eğitime ciddi zararlar vermektedir.

Öncelikle öğrenciler açısından bakıldığında yöneticinin girdiği ders idari işler, telefonlar, gelen giden misafirler nedeniyle yarım yamalak ve de verimsiz olacağından ötürü öğrenci için ciddi bir kayıptır. Öğretmenler açısından bakıldığında ise okuldaki ekdersler yöneticilerce doldurulmuş olacağı için ekdersini dolduramayan öğretmenler için de bir kayıptır. Yöneticilere gelince en büyük zararı bunlar görmektedir. Nitekim zaten okulun bitmek tükenmek bilmeyen işleri bir tarafta dururken, özellikle de ikili eğitim yapan okulun yöneticileri günde on saate yakın ücretsiz mesai yaparken bir de kalkıp iş olsun diye derse girme zorunluluğu yöneticileri çileden çıkarmaktadır. En önemlisi ise bu durumdan eğitim kaybetmektedir.

O halde bunca olumsuzluğu içinde barındıran uygulama kökten kaldırılmalıdır. Bunu yaparken de çözüm doğru yerde yani TBMM'de aranarak köklü çözüm bulunmalıdır. Bu sorunu öncelikle sendikaların siyasi partiler nezdinde dile getirerek çözüm aramaları; ardından tüm eğitim camiasının konuyu gündeme getirerek çözümüne katkıda bulunmaları önem arz etmektedir
Cafer Güzel

memur.biz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.