YÖK İlahiyat Fakültelerinin üzerinden elini derhal çekmelidir.

 Yüksek Öğretim Genel Kurulu (YÖK) 15.08.2013 tarihinde yaptığı toplantısında Akla ve düşünceye dayalı derslerin müfredattan çıkarılması, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümüyle ilgili derslerin sembolik hale getirilmesi, gibi İlahiyatların genlerini bozacak az bir çoğunlukla uzun yıllar çokça tartışılacak bir kararın altına imza atmıştır.

Bu karar akla ziyan bir karardır.

Bilindiği üzere Yüksek Öğretim Genel Kurulu tarafından yapılan 15.08.2013 tarihli toplantıda, İlahiyat Fakültelerinin müfredat programında az bir  oy çokluğu ile büyük bir değişiklik yapılarak, İlahiyat Fakültelerinde halen okutulan  Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü derslerini azaltma, Sosyolojiye Giriş, Psikolojiye Giriş, Felsefe Tarihi, Felsefeye Giriş, Eğitim ve Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri derslerini kaldırma; Din Eğitimi, Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi, Din Felsefesi derslerinin kredisini düşürme, Kelam Tarihi, Sistematik Kelam ve İslam Mezhepleri tarihi derslerinin saatlerini azaltarak “Kelam ve İslam Mezhepleri” adıyla tek derste birleştirme kararı almıştır. Ayrıca kararla İslam Sanatları ve Dini Musikisi dersleri “İslam Sanatları ve Dini Musiki” adı altında tek ders haline getirmiştir. Bütün dünyada branşlaşmaya gidilirken, YÖK’ün birbirine yakın gibi gösterilen bazı derslerin birleştirilerek tek isimde toplanması, bazı derslerin kredisinin düşürülmesi ve bazı derslerin önemsiz ve lüzumsuz görülerek kaldırılması kararı akla ziyan bir karardır.

Gürüz’lerin,Teziç’lerin almadığı kararı Çetinsaya YÖK’ünün alması düşündürücür.

 Bütün ilimlerin anlaşılmasının ve yorumlanmasının anahtarı sayılan Akla ve düşünceye dayalı felsefe derslerin müfredattan çıkarılması, Felsefe ve Din Bilimleri Bölümüyle ilgili derslerin sembolik hale getirilmesi kararını ancak YÖK alabilir.  Birey ve toplum yapısını iyi tanıyan ve analiz edebilen İlahiyatçıların yetişmesinin önünde engel teşkil edecek bu kararı  YÖK Genel kurulu değil de Çetinsaya’nın başında bulunduğu YÖK genel Kurulu tarafından alınması son derece düşündürücüdür.

 Sosyal, kültürel, ekonomik sınai ve ticari alanda bir ülkenin ufkunu açması, geleceğine yön vermesi gereken Üniversitelerin ancak her devirde darbelere çanak tutan, statükonun öncülüğünü yapan özgürlüklere kapalı olan, akademik çalışmalarda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bile gerisinde kalan üniversitelerin önünü açması gereken YÖK’ün üzerine vazife olmayan İlahiyat Fakültelerinin müfredatını değiştirmeye kalkışması en hafif tabiriyle lüzumsuzluk ve işgüzarlıktan başka bir şey değildir.

İlahiyat camiası bu kararı içine sindirememektedir.

İlahiyat Fakültelerinde müfredat programının değiştirilip, değiştirilmeyeceği, hangi derslerin ders saatlerinin azaltılıp azaltılmayacağı, hangi derslerin kaldırılıp kaldırılmayacağı YÖK kararıyla değil; ülkemizdeki tüm İlahiyat Fakültelerinin dekan, öğretim üyesi ve öğretim görevlilerinin kararıyla alınabilir.

İlahiyat fakültelerini kuşa çevirecek medrese görünümünden bile uzaklaştıracak bu karar başta İlahiyat hocaları ve ilahiyat mezunları olmak üzere tüm inanan insanlar içlerine sindirememektedir

 YÖK Karardan vazgeçmezse, YÖK Başkanlığı önünü eylem alanı yaparız

 İlahiyatları ve İmam-Hatip Liselerini kalıcı kılan ve halkın gönlünde yücelten özellik mensuplarının manevi bilimleri öğrenmelerinin yanında müspet ilimleri de öğrenerek mezun olmalarıdır. YÖK’ün kendilerinin tasarladıkları şekilde başka bir oku açma hakları olabilir. Ancak mevcut İlahiyat Fakültelerinin eğitimine darbe vuracak bir kararı uygulama hakları yoktur.

YÖK’ü İlahiyat fakültelerinin haline ve geleceğine darbe anlamına gelen Yüksek Öğretim Genel Kurulunun 15.08.2013 tarihli tehlikeli kararından derhal vazgeçmeye çağırıyorum. Aksi takdirde bütün İlahiyat camiası ve inanan insanlar bu kararın altında imzası olan YÖK Yönetim Kurulu üyelerinin yakasını bu dünyada ve kıyamet gününde bırakmayacaktır. Bu karardan dönülmediği takdir YÖK Başkanlığı önünü eylem alanı yaparız.

[email protected]