Yök Başkanı: YÖK'ün önünde harakiri yapacağım

Yök Başkanı: YÖK'ün önünde harakiri yapacağım

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ''Bu dönemde de çok iyi işler yapamazsak herhalde YÖK'ün önünde harakiri yapacağım'' dedi.


Prof. Dr. Özcan, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde (KSÜ) düzenlenen 2. Ulusal Öğrenci Konseyi Toplantısı'na katıldı.

Toplantının ardından bir gazetecinin, ''Hükümetten destek alabiliyor musunuz?'' sorusu üzerine Prof. Dr. Özcan, göreve geldiği günden bu yana üniversitelerde yapılması gerekenleri yaptığını söyledi.

Prof. Dr. Özcan, şöyle devam etti:

''Böyle bir dönem bir daha gelir mi diye zaman zaman düşünürüm. Ne istersek veriyorlar. Para dersek para veriyorlar. Kanun diyoruz, onun üzerinde çalışıyorlar. Personel dedik hem idari, hem akademik personel verdiler. Yani bu dönemde de çok iyi işler yapamazsak herhalde YÖK'ün önünde harakiri yapacağım. Bu kadar imkanın tanındığı bir ortamda YÖK Başkanı başarılı olamazsa, kabahat YÖK başkanındır ve cezasını çekmelidir diye düşünüyorum.''

Küresel ekonomik krizin üniversitelere etkisi olup olmadığı yönündeki soruya ise Prof. Dr. Özcan, şu yanıtı verdi:

''Türkiye'de üniversitelerin bütçesi hükümet tarafından hazırlanıyor ve bu bir yıl öncesinden belli oluyor. Birtakım tedbirler alabilirler ve bu bizi etkiler. Ancak beni daha çok meraklandıran husus üniversitelerde öğrenci okutan ailelerin çocuğuna yolladığı paranın kesilmesi, bunlardan dolayı öğrencinin eğitimini bırakması.

Eğer öyle bir şeyle karşılaşırsak ki geçen yıl 3-5 hadise oldu. Bu sene daha çok olacağını düşünüyorum. Özellikle vakıf okullarında kriz nedeniyle bir kısım öğrencilerin okula gidemeyeceğini düşünüyorum. Öğrencilerin eğitimlerine kriz nedeniyle ara vermeleri kötü bir şey. Gelişmiş ülkelerde tam tersi oluyor.''

-ÖĞRENCİ KONTENJANI-

Prof. Dr. Özcan, toplantıda yaptığı konuşmada, öğrenci kontenjanları konusunda gerekli çalışmaları yaptıklarını, bu konunun öncelikleri arasında yer aldığına bildirdi.

Türk üniversitelerinden beklediği en önemli hususun öğrenimi talep eden herkese imkan verebilmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özcan, şöyle konuştu:

''Bence bu daha önemli bir ayrıcalıktır. Biz de bundan başladık. Biliyorsunuz geçen yıl bazı rektörleri çıldırtmak pahasına da olsa kontenjanları yüzde 25 gibi artırdık. Son 20 yılın istatistiklerine bakıldığında üniversitelerin daha az öğrenci aldığı görülür.

Toplamdaki artışlar yüzde 2, yüzde 3-4 gibi olmuştur. Dışarıda bu kadar yüksek öğrenim isteği olan bir ülkede üniversitelerin öğrenci durum hızı yüzde 2-3'lerde gibi hayret edilebilecek bir şey. Üniversite talebi görüyor, ama o talebe sırtını dönüyor gibi bir durum mevcuttu.

Çok çarpıcı olması bakımından tıptan bir örnek vermek istiyorum. 1986-87 öğretim yılında ülkemizde 21 tıp fakültesi vardı. 20 yıl sonra 2006-2007 öğretim yılında 26 tıp fakültesi eklendi ve sayı 47'ye çıktı. Öğrenci kontenjanına baktığımızda 1986-87 yılında 5099 olan kontenjan tam 20 yıl sonra 26 yeni fakülte açılmasına rağmen sadece 18 kişi artarak 5117 oldu.

Bu arada, öğretim görevlisi sayısı 2005'ten 20 yıl sonra 8 bin 500'e çıkmış. Birisi bunun hesabını vermek zorunda. Biz yaptık oldu türünden işler değil bunlar. Bunlar memleketin kaderini tayin eden çok önemli işlerdir.''

-''YÖK'TE SON 20 YILIN İSTATİSTİKLERİ YOKTU''

Bir planlama yapmak ve ülkede 10 yıl sonra hangi mesleğe ne kadar ihtiyaç var bunu hesaplamak zorunda olduklarını belirten Prof. Dr. Özcan, ''Eğer hesaplamazsam işimi yapmamış olurum. Bir günde bunun hesabını bizden sorarlar. Bunlar sanki hesaplanmadan afaki yapıldı gibi söyleniyor, bu doğru değil. Ben gelmeden YÖK'te 20 yılın istatistikleri bile yoktu. YÖK'te 20 yılı kapsayan öğrenci ve öğretim görevlisini kapsayan veri tabanı bile yok'' diye konuştu.

-''MESLEKİ EĞİTİMİ TAMİR EDEMEZSEK ÜLKEYİ KALKINDIRAMAYIZ-''

Prof. Dr. Özcan, yaptıkları en önemli işlerden birinin şu anda TBMM'de tasarı halinde bulunan mesleki ve teknik eğitimin yeniden yapılandırılması konusu olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

''Ben kendimi bildim bileli Türkiye'de teknik eğitimin adam edilmesi konuşulur. Ben orta okuldayken, bir öğrencinin mesleki liseye gitmesi torpil gerektirirdi. Şimdi o günlerden bu günlere geldik. Prestiji son derece düşük, endüstrinin ve ülke ekonomisinin ihtiyacını karşılayamayan, niteliksiz elemanlar yetiştiren, sayıları oldukça fazla okullarla karşı karşıyayız.

Eğer bunu tamir etmezsek şu durumda bırakırsak bu ülkeyi hiçbir zaman kalkındıramayız. Mümkün değil. İstediğiniz kadar üniversite mezunu üretin, ama o mesleki ve teknik eğitimdeki arkadaşlar olmazsa hiçbir şey yapamayız, hiçbir yere gidemeyiz. Kurtuluşumuz oradadır. Üniversitenin sorunlarını çözmek oradaki sorunları çözmekten çok daha kolaydır. Onu çözmek çok zor, bir kere çok pahalı bir eğitimdir.''

-''TEKNOLOJİ FAKÜLTELERİNİ AÇACAĞIZ-''

Türkiye'de teknoloji fakültelerini açmak istediklerini ve bunun dünyanın her yerinde olan ama ülkemizde olmayan okullar olduğunu vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, ''Bunlar uygulamalı mühendis arkadaşları yetiştirirler. Bunlar işte işçilerler beraber aşağıda çalışan insanlardır. ODTÜ, İTÜ, Boğaziçi mezunu burnu havalarda mühendisler gibi çalışmazlar. Projelere imza atarlar, ama aşağıda işçilerle işi bizzat yürüten insanlardır'' dedi.

Bugüne kadar Türkiye'de bu okulların açılmasına izin verilmediğini anlatan Prof. Dr. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İlk defa biz düşünüyor falan değiliz bunları. Daha önce çok teşebbüs edilmiş, ama her seferinde Meclisten geçirmemişler. Daha Milli Eğitim Bakanlığında tasarı halindeyken ortadan kalkmış gitmiş, ama biz bu sefer çok arkasında duruyoruz. Büyük bir irade ile bunların çıkartılmasını sağlayacağız. Mesleki ve Teknik eğitim fakülteleri, endüstriyel ve eğitim fakülteleri gibi okullar gibi hepsini bu tür okullara çevireceğiz.''

-''LİSAN, BECEREMEDİĞİMİZ ALANLARDAN BİRİDİR-''

Üniversitelerdeki en önemli konulardan birinin de İngilizce eğitimi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özcan, şunları söyledi:

''Sizler için yurt dışına gidiyoruz, eğitim imkanlarını araştırıyoruz. Benim her seferinde karşılaştığım duvar lisan bir kere. Gidip görüşüyoruz, ayarlıyoruz, ama lisan olmadığı için öğrenci gönderemiyoruz. Yani biz bu durumumuzla Avrupa topluluğu ile nasıl bütünleşiriz bilmiyorum.

Bu lisan işi Cumhuriyet tarihinde beceremediğimiz gerçekten çok başarısız olduğumuz alanlardan bir tanesidir. Ben bu konudan Başbakan'ımıza da bahsettim, 'Hocam ne diyorsan arkandayım. Ben de dil bilmiyorum utanıyorum' dedi. Başbakan'ın içini bile sızlatan bir konu yani.''

Üniversitelerde görev yapan öğrenci konseyi başkanlarına da seslenen Prof. Dr. Özcan, sözlerini şöyle tamamladı:

''Üniversiteler hiç kimsenin siyaset yapma aracı olmamalı. Üniversiteler bilim yapılan çağdaş modern müesseseler olmalıdır. Kimseye kendinizi kullandırmayın. Statünüzde belli değil. Şu anda herkes tarafından kabul edildiğini de söylemek zor. Bu da maddi imkanların artırılması ile olur. Bu konuda üniversitelere yazı yazacağım. Sizlerin de bu konu üzerinde çalışması lazım. Bir kere kurumsallaşmayı sağlamanız gerekiyor. Büyük işler yapılacağına inanıyorum, ama o mekanizmaları da bir şekilde ortaya koymanız gerekecek.''

KSÜ Rektörü Prof. Dr. Nafi Baytorun, Prof. Dr. Özcan'a konuşmasının ardından sim sırma işlemeli Atatürk portresi hediye etti.


Etiketler: yök başkanı prof. dr. yusuf ziya özcan kahramanmaraş sütçü imam üniversitesi

AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.