Hüseyin ÖZKAN
Yeni Normal Sürecinde Eğitimi Yeniden Yapılandırmak
Yeni Normal Sürecinde Eğitimi Yeniden Yapılandırmak
Biz ne kadar gönlümüzden geçeni uygulamaya koysak da salgın devam ediyor ve Eylül ayı geldiğinde öyle bıçak gibi kesileceğe benzemiyor. Hele böyle (toplu halde önleme gerek duyulmadan taziyeler, asker uğurlamaları, ev ziyaretleri, lokantalar, kafeler...) eski alışkanlıklarımıza devam ettiğimiz sürece artarak devam edeceğe benziyor. Kaldı ki 12 Haziran ile 13 Haziran arasındaki enfekte olan kişi sayısındaki artışa baktığımızda durumun çok da iyi olmadığını, önlem alınmadığında artışın sürebileceğini görüyoruz.
Hani hep şöyle bir alışkanlığımız vardır; “yeni bir yıl yeni bir şans” bu bakış açısıyla Eylül ayından itibaren okullarda her şeyin normalleşeceği algısı var hepimizde. Umarım öyle de olur. Ama görüyoruz ki, isteklerimizle gerçeklik aynı yönde olmayabiliyor. Virüs de “Artık Eylül de geldi, ben de tası tarağı toplayıp gideyim.” demeyeceğine göre, okullarda Eylül ayından itibaren alınacak önlemleri şimdiden masaya yatırmak gerekiyor. Yani işi şansa bırakmamakta fayda var.
Bahsettiğim önlemler okulu sadece haftada iki defa dezenfekte etmek, kapı kollarını her gün çamaşır suyuyla silmek, sıvı sabun vs. değil. Bunlar da çok ciddi önlemler ve olmalı ama yeterli değil.
Öncelikle yaz tatilini de bir fırsat bilerek Bakanlığımızın yetkili birimleri ciddi bir “Okul Sağlığı” çalışması yapmalıdır. Yapacağı okul bazlı bu çalışmada öncelikle okul sayısını binaların yapısını, yeni tip proje mi, yoksa eski bina mı ? Bu binalardaki sınıf sayıları ve sınıf metre kareleri, okul okul sınıflara düşen öğrenci sayıları, öğrenci sayısına göre lavabo, tuvalet ve sabunluk sayıları, okulun diğer bölümlerini, idari odalarını, öğretmen sayısına göre öğretmen odalarının durumunu ve metre karesini, toplantı salonu vs. diğer çalışma alanlarının yapısının sayısal verilerini toplamalıdır.
Bu veriler ışığında Merkezi bir planlama ile Eylül ayından itibaren süreç planlanmalıdır. Hatta okul Sağlığı iş ve işlemleri ile ilgili ayrı bir Yönetmelik çıkarılarak bu kapsamda çalışmalar derli toplu olarak düzenlenmelidir.
Elbette merkezi olarak yapılacak bu çalışmaya her okulun mevcut yapısı uymayabilir ve okulların yeniden yıkılıp yapılması beklenmeyeceğine göre, o halde bu çalışmalar okul bazlı, yani okulun mevcut durumuna göre önlemler almak suretiyle hayata geçirilmelidir. Süreç içinde zamanla standart bir "Okul Sağlığı Planlamasına" ulaşılmalıdır.
Yukarıda bahsettiğim çalışma ile elde edilen sayısal veriler ışığında; sınıf mevcutları ve öğrencilerin okulda bulunma saatleri yeniden ele alınmalıdır. Öğrencilerin okulda bulunmalarını gerektiren günlük ders sayısı okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve liseler ayrı ayrı değerlendirilerek azaltılmalıdır.
Okullarda yoğunluğu azaltmak için sabahçı öğleci uygulamasına gidilmeli, müfredatı uygun olan derslerin okul dışında ders işleme planlaması yapılarak “Uzaktan Eğitim” ve “Aileyle Eğitim” programları üzerinde çalışılıp hayata geçirilmelidir.
Derslerin uygulama safhasına önem verilmeli uygulamanın okul dışında oluşturulacak “atölyelerde” ve “eğitim müzelerinde” yapılmasına yönelik imkanlar geliştirilerek okullardaki yoğunluk rahatlatılmalıdır.
Her okulun, nitelik standartları veya akreditasyon ölçütleri belirlenerek bu ölçütlere uymalarının sağlanması yoluyla “nitelikli okul” algısı yerini, ”her okul nitelikli” algısına bırakmalı, dolaylı olarak servislerde taşınan öğrenci yoğunluğu azaltılmalıdır. Servisler risk olmaktan çıkarılmalıdır.
Okul kantinlerinin eğitim ve okul sistemi içindeki yeri ve işlevi, amacı ve yararlılığı yeniden, veriler ışığında ele alınmalı gerekirse bu “işletmeler” virüsün yayılma ortamının azaltılması açısından okul sistemi içinden çıkarılmalıdır.
Okul idarelerinin ve Öğretmenlerin bu yeni normalleşme sürecinde görevleri ve sorumlulukları, okulun ve mesleki hedefleri ve etik değer algısı üzerinde dönüşüm ve motivasyonu sağlayacak çalışmalar yapılmalıdır.
“Velilerin eğitim sürecindeki rolleri” çalışması yapılarak, okul, öğretmen, veli iletişimi yapılandırılmalı, okullardaki veli yoğunluğu bulaş açısından risk olmaktan çıkarılmalıdır. Bu konu,okul veli çatışmasına meydan vermemek açısından okul idaresine bırakılmamalı, önlem amaçlı merkezi bir genel uygulama şeklinde duyurulmalıdır.
Bunun yanında okulların, dezenfektana, suya, sabuna ve temizlik maddelerinin temini ve ulaşımı konusunda gerekli kolaylık ve destek sağlanmalıdır.
Salgın nedeniyle gelinen sürecin adına “yeni normal” deyip eskisi gibi davranmaktan, okulları da eskide olduğu gibi ortalama 20 metrekare sınıfa ortalama 30-35 öğrenci ve 10’ar dakika arayla günde ortalama 7 ders saati şeklinde hizmete açmaktan kaçınmalı, yeni normale uygun yeni bir şeyler yapmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.