Üniversitelerde Boş Kalan Kontenjan Sayısı Artıyor!

Üniversitelerde Boş Kalan Kontenjan Sayısı Artıyor!

Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu`nun `Üniversitelerde Boş Kalan Kontenjan Sayısı Artıyor! Plansız Yükseköğretim Politikaları Yeni Sorunlar Yaratıyor!` başlıklı açıklama metnidir.

2013 ÖSYS yerleştirme sonuçlarıyla ilgili yayınlanan istatistikler, gerek eğitim sisteminin içinde bulunduğu durumu gerekse plansız yükseköğretim politikalarının sonuçlarını gözler önüne seriyor.

Kervanı yolda dizmeyi marifet ve politika sanan AKP, üniversitelerde artan boş kontenjan sorununu çözebilmek için türlü yollara başvuruyor. Özellikle "Her ile bir üniversite" projesiyle üniversite sayılarının artırıldığı; ancak bu üniversitelerin kütüphanesinden akademik kadrosunun eksikliğine kadar türlü problemlerle karşı karşıya bırakıldığı bir dönemde boş kontenjan sorunundaki artış, üniversiteler arasındaki eşitsizliğin ve önlisans programlarının cazibesini yitirmesinin bir sonucu olarak görülmelidir.  

 

 

Öyle ki, 2013 yılında tercih yapma hakkı olan 1.800.433 kişiden sadece 1.112.447 kişinin tercih yaptığı 2013 yılında, bir önceki yıla göre boş kontenjan oranında %46`lık bir artış olmuştur.  2012 yılında ilk yerleştirmelerde boş kalan kontenjan sayısı 80.228 iken 2013 yılı için bu sayı 109.189‘a çıkmış bulunuyor. Devlet üniversitelerinde dahi boş kalan kontenjan sayısı 51.321‘den 74.778‘e çıkmıştır. Bu artıştaki en büyük pay ise 59.856 boş kontenjanla önlisans programlarına aittir. 

Meslek liselerinden mezun olup sınavsız önlisans programlarına geçiş hakkı olan gençlerimizin büyük çoğunluğu bu programlara geçiş yapmamış ve herhangi bir lisans programına da yerleşememiştir. İlköğretim sekizinci sınıf öğrencilerinin girdiği Seviye Belirleme Sınavı (SBS) sonrasında yapılan tercihlerde, 780 bin öğrenciyi meslek liseleri, açık lise ya da özel liselere gitmek zorunda bırakan AKP`nin eğitim politikalarının çocuklarımıza nasıl bir gelecek sunduğu ortadadır. Yayınlanan verilerden açıkça görülmektedir; mesleki ve teknik eğitimden mezun olan çocuklarımız alanlarıyla ilgili önlisans bölümlerini tercih etmemekte, boşta kalmayı göze alabilmektedir.

Özellikle belirtmek isteriz ki okulların ya da öğrencilerimizin başarısı sınav odaklı ele alındığı sürece eğitimin niteliği düşmeye devam edecek, tüm mesele sınav yarışını kimin önde bitirdiğine indirgenecektir. Eğitimin niteliğini artırmaktan ziyade şirketlere yeni rant alanı açmayı amaç edinmiş bir eğitim politikasının çocuklarımıza ya da gençlerimize sunabileceği tek şey, "paran kadar eğitim" anlayışıdır. Bu nedenle yeterli kaynak ayrılmayan, fiziki ve teknik donanımı yetersiz olan ve türlü toplumsal eşitsizliğin kol gezdiği okullarımızın başarısı sınavlarda değil, öğrencisinden veliye, öğretmeninden idaresine kadar ortaya konulan özveride aranmalıdır! 

Eğitim Sen olarak, ortaöğretimden yükseköğretime geçebilen ve eziyet halini alan sınav stresinden kurtulmuş gençlerimizi tebrik eder, bu eziyeti bir daha çekmek zorunda kalan gençlerimizin ise "başarının" bir sınavdan ibaret olmadığını hatırlatarak morallerini asla bozmamalarını isteriz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.