TÜSİAD’dan 10 maddelik vergi çıkışı

TÜSİAD’dan 10 maddelik vergi çıkışı

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), son dönemde iş dünyasında vergi denetimi uygulamalarına ilişkin olarak kaygı ve sıkıntıların arttığını belirterek, kayıtdışıyla mücadelede tam bağımsız özerk ve etkili bir vergi sistemi kurulması gerektiği

“Kayıtdışıyla samimi mücadele ve objektif vergi denetimi, gelir idaresinin siyasi iradeden bağımsızlığı ölçüsünde sağlanabilir” başlığıyla yayımlanan açıklamada, 10 madde şu şekilde sıralandı:

1-VERGİDE TAM BAĞIMSIZ ÖZERK BİR YAPI YOK
Türkiye'de yıllardır, kayıtdışıyla mücadelenin gerektirdiği güçlü ve samimi siyasi irade sergilenememiştir. Oy kaygılarıyla, kapsamlı bir vergi reformu yapmaya, tam özerk ve etkili bir vergi idaresi kurmaya bir türlü cesaret edilememiştir.

2-ÖZERK YAPI KAYITDIŞINI ÖNLER
Özerk idare ve vergi denetiminin amacı, vergi politikasını vergi denetiminden ayırarak kayıtdışılığı ve vergi kaybını engellemektir.


3-DENETİMLERDE KOLAYCI YAKLAŞIMA KAÇILIYOR
Oysa, mevcut denetim uygulamaları, zaten kayıt içinde çalışan ve toplam vergi gelirlerinin önemli bir bölümünü ödeyen mükellefler üzerine yoğunlaşarak kolaycı bir yaklaşımı yansıtmaktadır.


4-BÜYÜK MÜKELLEFLER DAİRESİ HİZMET ARTIRMAK İÇİN KURULDU
2006'da kurulan “Büyük Mükellefler Vergi Dairesi'nin” kuruluş amacı, bu mükelleflere sunulacak hizmetlerin artırılması olduğu halde (http://www.bmvdb.gov.tr adresindeki 'Kuruluş Nedenleri'), fiili uygulama, denetim üzerinde odaklanmış, içtihadı ve mevzuatı, karinenin aksine ve özellikle büyük mükellef aleyhine zorlayan bir anlayışa dönüşmüştür.


5-AZ SAYIDAKİ MÜKELLEF YEGÂNE ÖZNE OLMAMALI
Toplam vergi tahsilatının büyük bir yüzdesini oluşturan, nispeten az sayıdaki mükellef, hiç şüphesiz vergi denetiminden muaf değildir, ancak vergi denetiminin yegâne öznesi de olmamalıdır.


6-MÜKELLEFİ YOK EDERCESİNE ÖLÇÜSÜZ BİR ANLAYIŞ...
Kaldı ki, son zamanlarda vergi denetiminin siyasallaştığı ve verilen cezaların mükellefi yok edercesine ölçüsüz bir anlayış ile uygulandığı şeklindeki görüş ve kaygılar yaygınlaşmıştır. Mükelleflerin, vergi idaresinin tarafsızlığına ve tüm mükelleflere eşitlik ve hakkaniyet ölçülerinde yaklaştığına olan inancının güçlendirilmesi şarttır.

7-AÇILAN DAVALAR GENELLİKLE MÜKELLEF LEHİNE DÜŞÜYOR
İçtihadın ve mevzuatın yoruma açık noktaların zorlanması sonucu hazırlanan denetim raporlarına bağlı olarak açılan davalar genellikle mükellef lehine düşmekte, ancak sonuçta hem idare, hem mükellef hem de ilgili ihtisas mahkemesi için önemli zaman, kaynak ve itibar kayıpları söz konusu olmaktadır.


8-MÜKELLEF MAHREMİYETİNE ÖZEN GÖSTERİLMELİ
Az sayıdaki kayıtlı büyük mükellefin henüz sonuçlandırılmamış denetim sürecinde mükellef mahremiyetine gerekli özenin gösterilmesi gereklidir.


9-KAYITLI KESİME DENETİM ARTAN BÜTÇE AÇIĞINI KAPATMAZ
Kayıtdışı ekonominin büyüklüğünün, yüzde 40 gibi çağdaş ekonomiler ölçütünde kabul edilemez bir düzeye ulaştığı Türkiye'de, mevcut kayıtlı kesimin üzerindeki denetimin giderek daha da artırılmasının, sistemin temel problemi olan vergi tabanının genişletilmesi ihtiyacına ve son dönemlerde kontrolsüz artan bütçe açıklarının kapatılmasına katkı sağlaması mümkün değildir.


10-BAĞIMSIZ YAPI OLMAMASI YATIRIMLARI OLUMSUZ ETKİLER
Kamu maliyesinin önem kazandığı bu günlerde, siyasi iradeden tam olarak bağımsız, özerk bir gelir idaresi ve denetim uygulamalarının tesisi, iş dünyasında yaygınlaşan kaygıların ortadan kaldırılması açısından önem arz etmektedir. Bu anlayışın tesis edilememesi, kayıtdışı ile mücadeleyi anlamsızlaştıracak, vergi tabanını zayıflatacak, rekabet gücünü ulusal ve uluslararası düzeyde tahrip edecek, yerli ve yabancı yatırımcı açısından yatırım ortamının cazibesini ortadan kaldıracaktır.

Milliyet


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.