Türkiye 'sıcak para' endişesini aşabilir mi?

Türkiye 'sıcak para' endişesini aşabilir mi?

Son günlerde Çin manşetlerden inmiyor olabilir ancak mali krizin en büyük kazananlarından biri Türkiye oldu. Ancak Türkiye'nin büyümesinde sıcak paranın rolü, analistleri endişelendiriyor.

Ekonomi hızla büyüyor – Ekim ayına kadar geçen 9 aylık sürede ekonomi yüzde 9 büyüdü. Otomotiv sektörü alternatif bir üretim merkezi olurken, tüketicilerin faydalandığı kredi bolluğu da ekonomideki büyümeye katkıda bulunuyor.



Göstergelerin verdiği cesaretle Ankara'daki politika yapıcılar ve birçok ekonomist, kredi değerlendirme kuruluşlarını Türkiye'nin yatırım notunu yükseltmediği gerekçesiyle eleştiriyor.



Ekonomik toparlanmanın merkezi olan İstanbul bir moda ve turizm merkezi olarak Brookings Enstitüsü'nün en dinamik şehirler listesinde Çin'den dört şehrin üzerinde yer aldı. 1990'larda, koalisyon hükümetlerinin yapısal reformları bir kenara attığı ve üç basamaklı enflasyon rakamlarının mevduatları tükettiği günler geri kalmış gibi görünüyor.



TÜRKİYE İSTİKRARIN TADINI ÇIKARIYOR

Türkiye'nin içinde siyasi çatışmalar devam ediyor. Dahası Ankara Washington ve Brüksel'le de gerginlikler yaşadı. Ancak yatırımcılar tek parti iktidarının yarattığı benzersiz istikrarı büyük bir memnuniyetle karşılıyor. Erdoğan'ın önümüzdeki yaz yapılacak seçimlerde üçüncü dönem iktidarı elde etmesine neredeyse kesin gözüyle bakılırken, istikrarın – en azından Türkiye standartlarında – sürmesi bekleniyor.



Bu istikrarın temelinde bir ekonomik potansiyel yatıyor. 75 milyonluk genç nüfusu ve nispeten ucuz iş gücüyle Türkiye bir balondan çok BRIC ülkelerini andırıyor.



TCMB, geçtiğimiz Perşembe günü, bu yılın baş döndürücü büyüme rakamlarına ve analistlerin ekonominin fazla büyümesiyle ilgili uyarılarına karşın daha fazla teşvikten yana tavır alarak faiz oranlarını 50 baz puan daha düşürerek yüzde 6.5'e çekti.



Hızla büyüyen bir ekonominin politika yapıcıları neden faiz oranlarında kesintiye gider? Çünkü Türkiye'nin başarısı ciddi bir sıcak para girişine neden oldu. Bu da ekonominin en büyük zayıflığını ortaya koydu: Dış finansmana dayalı cari açık artışı.



İTHALAT-İHRACAT DENGESİ ALARM VERİYOR

Ankara'daki yetkililer, spekülatif yatırımcıları geri döndürmek için faizleri düşürmenin, iç tüketim patlaması yaratmaktan daha az riskli bir politika olacağı fikri üzerine kumar oynuyor. Türkiye'nin büyüme modelinin tüketici talepleriyle şekillendirildiği ortada ve büyük oranda ithalata dayalı. Bunun en önemli sebebi de enerji kaynaklarının kısıtlı olması ve Türkiye'nin aramal üretiminde uzmanlaşması.



Son rakamlar, ithalatın Ekim ayı rakamlarına göre yüzde 35 artış gösterdiğini ancak ihracattaki büyümenin yüzde 8.8'e gerilediğini gösteriyor. Bu da Ocak-Ekim döneminde çari açığın 36 milyar dolara ulaşmasına neden oldu. Bu durum geçen yıl aynı dönemki rakamlarla karşılaştırıldığında yüzde 288'lik bir büyüme anlamına geliyor.



Kısmen bu model dolayısıyla, Türkiye ne kadar hızlı büyürse, açık da aynı hızla büyüyor. Bu da yatırımcıların tavrının olumsuza dönmesi durumunda ekonominin kırılganlaşması anlamına geliyor. Bu kırılganlık, açığın sıcak parayla finanse edilen kısmının hızla büyümesiyle daha da net bir biçimde ortaya çıkıyor. Bu durum yatırımcıların ABD, AB ve İngiltere'deki düşük faizlerden kaçıp yöneldiği faiz oranları daha yüksek ülkelerin genelinde yaşanıyor.



SICAK PARA KORKUSU AŞILABİLİR Mİ?

Barclays Capital'ın Aralık başında yayımladığı “Gelişmekte Olan Piyasalar Çeyrek Raporu”na göre, 2010'da bu noktaya kadar Türkiye'nin cari açığının yüzde 70'i spekülatif portföy yatırımlarıyla finanse edildi. Bazı ekonomistler için Türkiye'nin açığını finanse edişinde sıcak paranın oynadığı rol, aslında yatırımcıların gelişmekte olan piyasalardan, altın dolar gibi güvenli limanlara kaçması durumunda yaşanacaklara işaret ediyor.



Kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye'nin kredi notunun yükseltilmemesinin en önemli nedeninin cari açık olduğunu belirtirken, bakanlar, sıcak paranın ekonomide elde edilen başarılara zarar verebileceği uyarısını yapıyor.



Ancak dengesizliklere ve büyüyen risklere karşın, Türkiye'nin toparlanma gücü ekonominin başarısız olduğu algısını değiştiriyor. Gelirler artıyor, enflasyon tarihte hiç olmadığı kadar düşük, politika yapıcıların kredibilitesi günden güne artıyor, kamu borcu ise küçülüyor.



Güçlenen büyüme ve artan kredibiliteyle, Türkiye'nin politika yapıcıları, sıcak para kaygılarını aşarak büyümeyi sürdürülebilir hale getirebilir. Bu da büyüme hikayesinin süreceği anlamına geliyor.



Wall Street Journal'da yayımlanan "Turkey has the Potential to Override Hot-Money Risks" başlıklı haberden derlenmiştir.



hürriyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.