Talabani PKK'ya rest çekti: Ya silah bırak ya Irak topraklarını terk et

Talabani PKK'ya rest çekti: Ya silah bırak ya Irak topraklarını terk et

Türkiye ile Irak arasındaki ilişkilerde dün tarihî bir adım atıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin daveti üzerine Bağdat'a gitti

33 yıl sonra Irak'a giden ilk Türk cumhurbaşkanını sıcak bir şekilde karşılayan Talabani, terör örgütü PKK'ya seslenerek, "ya silah bırak ya ülkeyi terk et" çağrısı yaptı. Irak Anayasası'nın, PKK'nın Irak topraklarında faaliyette bulunmasını yasakladığını vurgulayan Talabani, "Bizim önerimiz şu; PKK, ya silahlı mücadeleyi bıraksın ya da ülkemizi terk etsin. Biz ilkini temenni ediyoruz, yani silahı bıraksınlar. Terör herkese zarar veriyor." dedi. Terörün, Türkiye-Irak ilişkilerinde aradan çıkarılması gereken bir 'bela' olduğunu ifade eden Gül de PKK'yla mücadelede Irak'ın kuzeyindeki 'Kürdistan Bölgesel Yönetimi' ile işbirliğinin önemli olduğunu söyledi. İki ülke arasında güvenlikle ilgili sorunları bitirmeye karar veren iki lider, Türkiye-Irak ilişkilerini daha da ileriye götürme konusunda mutabakata vardı. Bu çerçevede, iki ülke arasında Kapsamlı

Ekonomik Ortaklık Anlaşması imzalandı.

Abdullah Gül'ün uzun süredir beklenen Irak ziyareti dün gerçekleşti. İki günlük resmi ziyaret için Bağdat'a giden Gül'e Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay eşlik ediyor. Gül'ün Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile görüşmesindeki en önemli konu, terör örgütü PKK'nın tasfiyesi oldu. Görüşmede Kerkük, ticari ilişkilerin geliştirilmesi, enerji konusundaki işbirliği, Irak petrolünün ve gazının çıkarılması ve pazarlanması konusu da gündeme geldi. Abdullah Gül, "Petrol ve gaz çıkarmaları ve bunu Türkiye üzerinden boru hatları ile nakli konusunda da mutabakata vardık. Bu konuları geniş bir şekilde çalışma kararı verdik." dedi. Stratejik İşbirliği Konseyi'nin toplantılarına yakın zaman da başlayacağını aktardı.

Gül, Bağdat'ta Talabani ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, 33 yıl aradan sonra Irak'ı ziyaret eden ilk Türk cumhurbaşkanı olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Bu ziyaret ile iki ülke ilişkileri açısında yeni bir sayfanın açılacağını söyledi. Terör örgütüyle mücadelede Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin işbirliğinin önemine dikkati çekerek, "İlişkilerin iyi olduğu dönemde, bu tür şeylerin aradan çıkarılması gerekir'' dedi. PKK ile mücadelede "merkezî ve bölgesel hükümetlerin iyi anlayış içinde olduğuna inandığını" ifade eden Gül, bu konuda Irak, Türkiye ve ABD arasındaki üçlü komitenin çalışmalarına devam ettiğini kaydetti.

Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani de terör örgütü PKK'nın ya silahlı mücadeleyi bırakması ya da ülkeyi terk etmesi gerektiğini söyledi. Terörden sadece Türkiye'nin zarar görmediğini, Kuzey Irak'ta da 500 köyün boşaltıldığını aktaran Talabani, PKK'nın, halkın bu köylere geri dönüşünü engellediğini anlattı.

Irak ile ekonomik ortaklık anlaşması imzalandı

Türkiye ile Irak arasında Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması imzalandı. Anlaşmayı Türkiye adına Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Irak adına da Irak Ticaret Bakanı Abdülsaleh El Sudani imzaladı. Buna göre iki ülke arasında 5 milyar dolar olan ticaret hacminin 2 yıl içerisinde 20 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.

Bağdat yolunda uçakta gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül, önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı, Irak'ın kuzeyindeki yönetimden Irak Anayasası'ndaki ismiyle bahsetti, "Kürdistan Bölgesel Yönetimi" ifadesini kullandı. Terör örgütü ile mücadele için bölgesel yönetime bir kez daha çağrıda bulundu.

'Kürdistan Bölgesel Yönetimi'

Cumhurbaşkanı, "Irak'ın kuzeyindekiler Türkiye'yi kaybetmenin ne olduğunu iyi hesaplasın." uyarısında bulundu. Türkiye'ye yönelik terör faaliyetlerini durdurmanın bölgesel yönetimin sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Gücü yetmiyorsa 'No-man's land' ilan eder. Dünyada böyle yerler var." dedi. Irak'ın kuzeyinde yer alan yönetimden bahsederken "Kürdistan" ifadesi kullanan Cumhurbaşkanı'na, "Irak'ın kuzeyine Kürdistan diyor musunuz?" diye soruldu. Abdullah Gül, Irak Anayasası'na dikkat çekerek şunları söyledi: "Ne diyeceğim? Yunanistan Makedonya'ya Makedonya demiyor diye biz de demeyecek miyiz? Irak Anayasası'nda ne yazıyorsa o. Ne diyeceğim ben, kendi anayasalarında yazıyor."

Kürt konferansı önemli bir adım

Terörün bitmesinden ümitli olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı, "Bilerek bilmeyerek, kandırılarak bu işlere katılmış olabilir. Herkes muhasebesini yapsın. Bu işlerin biteceği, kanın duracağı, kardeşliğin güçleneceği bir döneme girmemiz gerekir. Bunun için sadece bir yol olmaz, bütün yollar denenecektir. Ben ümitliyim. Herkesin bu anlayışa geldiğini düşünüyorum." diye konuştu. Cumhurbaşkanı'na, "Dağdan indirmeyi mi kastediyorsunuz?" diye soruldu. "Terör, topyekûn kapsamlı çalışma ile sona erer. Ne gerekiyorsa. Bu kapsamlı bir süreçtir. Herkesin yardımcı olması gerekir. Irak Kürtleri'nin de..." karşılığını verdi.

Cumhurbaşkanı, nisan ayında Erbil kentinde yapılacak Uluslararası Kürt Konferansı'na ilişkin görüşlerini de, "Önemli bir adım. İlişkileri zehirleyen unsurun terör olduğunu gördüler. Erbil toplantısı o çerçevede yaptıkları şeydir. Onlar da anladı. Üzerilerine düşeni yapmaya çalışıyorlar. İlk defa harekete geçiyorlar. İzleyeceğiz." sözleriyle ortaya koydu. Türkiye'nin Irak'taki bütün gruplara karşı eşit mesafede olduğunu, hepsi ile iyi ilişkiler kurduğunu anlatan Cumhurbaşkanı, Bağdat ziyaretinin "kalıcı sonuçları" olacağını belirtti.Abdullah Gül, dünkü temasları çerçevesinde Talabani'nin yardımcıları, Irak Başbakanı Nuri el Maliki ve Türkmen milletvekillerini ayrı ayrı kabul etti.

Neden Erbil ve Barzani yok?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Irak ziyareti yalnızca başkent Bağdat ile sınırlı. Bunun nedenini, "Ya sadece Bağdat'a ya da birkaç şehre birden gitmek gerekirdi. Necef, Basra, Kerkük ve Musul'a gitmeden Erbil'e gitmek olmazdı. Son ana kadar kapsamlı program gündemdeydi, ama güvenlik açısından mümkün olmadı." sözleriyle açıkladı.

Cumhurbaşkanı'nın Bağdat'taki temaslarında Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani yer almıyor. Ankara'nın Barzani ile temasa bir itirazı yoktu. Seyahat planlaması yapılırken Ankara'daki kaynaklar, Irak'ı oluşturan bütün kesimlerle temasa açık olduklarını belirtiyordu. Ancak Irak Başbakanı Nuri el Maliki ile Barzani arasındaki sorunlara da dikkat çekilen diplomasi kulislerinde Barzani'nin bu nedenle Bağdat'taki yemeğe katılmayacağı konuşuluyordu. Cumhurbaşkanı'na, Barzani ile neden görüşmediği soruldu. Abdullah Gül'ün cevabı, "Şu sırada Avrupa'daymış. Barzani'nin kendi bileceği iş. Kendi aralarında sorunlar olabilir, yorum yapmak istemem." şeklinde oldu.

Türk şehitliği, cennetten bir yer

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2003 yılında başlayan savaş öncesinde ziyaret ettiği başkent Bağdat'ta iki yeri unutamadığını söylüyor: "Bir tanesi Türk şehitliği. Cennetten bir yer tarif edin deseler orayı gösterirdim. Taştan bir çeşme ve çok güzel bir bahçesi var. Genç Osman türküsü dört kıta olarak yazılıdır orada. Unutamadığım ikinci yer İmam-ı Azam Camii..." Bağdat'tan bahsederken savaşın yıkımını da hatırlatıyor. "Eski Bağdat'ı bilenler, bugün Bağdat'ı görünce ağlayacaklar." diyor.

Güvenlik gerekçesiyle kabul şaşırtmacası

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Bağdat'a yaptığı ziyarette olağanüstü güvenlik tedbirleri alındı. Cumhurbaşkanı'nın Bağdat için Ankara'dan ayrılacağı saat kamuoyuna duyurulmadı. Çankaya Köşkü, pazartesi günü için, saat 11.00 ve 13.00'te iki ayrı kabulün olduğunu açıkladı. Abdullah Gül'ün Irak seyahatine ilişkin ilk açıklama Cumhurbaşkanı Gül, Bağdat'a ulaştıktan hemen sonra yapıldı. Gül'ün Bağdat'taki güvenliği ise Türk polisi tarafından sağlandı. Cumhurbaşkanı'nın Bağdat'ta kullandığı zırhlı makam aracı dahil gerekli olan her türlü araç gereç ve malzeme Ankara'dan gönderildi. Bağdat'a gidenler arasında Çankaya Köşkü'nün bomba arama köpekleri de var. Gül'ü taşıyan konvoyun Bağdat Havaalanı'ndan kente gidişi için üç farklı güzergâh trafiğe kapatıldı. ABD helikopterleri havadan koruma sağlarken, konvoyda, şaşırtmak amacıyla Cumhurbaşkanı için iki ayrı makam aracı bulunduruldu.

Geceyi 'yeşil bölge'de geçirdi

Cumhurbaşkanı, başkentin en güvenli bölgesi olarak bilinen "yeşil bölge"de kaldı. Geceyi, Irak Celal Talabani'nin konuğu olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı içinde kendisine tahsis edilen bir villada geçirdi. Burada son olarak İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad konaklamıştı. Irak'ın işgal edildiği 2003'ten bu yana hiçbir Batılı lider Bağdat'ta konaklamadı.

Bağdat'ta bombalı saldırı: 9 ölü

Abdullah Gül'ün Bağdat'a inişinden hemen önce kentte bombalı bir saldırı düzenlendi. Bağdat'ın batısındaki Ebu Garip bölgesindeki bir otobüs terminaline bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 9 kişi hayatını kaybederken 23 kişi de yaralandı. Ülkenin çeşitli yerlerinde dün gerçekleştirilen saldırılarda ölenlerin sayısı ise 24'ü buldu.

Iraklı Kürtlerin Türkçe web gazetesi, ilk sayısını Gül'e ayırdı

Merkezi Erbil'de bulunan Hewler Post gazetesi, Türkçe yayın hayatına dün başladı. İnternet üzerinden haftalık yayınlanacak gazetenin ilk manşeti ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tarihî Irak ziyareti oldu. Gazete, manşet haberinde, "Ziyaretin Nevruz'dan hemen sonraya denk getirilmesi başta Türkiye'deki Kürt sorunu olmak üzere, Erbil-Bağdat-Ankara ilişkileri konusunda önemli gelişmeler yaşanacağı düşüncelerini beraberinde getiriyor." değerlendirmesini yaptı. Gazetenin başyazarı Rebwar Kerim Weli de köşesinde, "Bizim Türkiye'ye çok ihtiyacımız var. Türkiye demokrasiye ve medeniyete ulaşmamız konusunda bizim için rüyalarımızın kapısıdır." ifadelerini kullandı.

Bölgesel Kürt Yönetimi'yle Türkiye arasındaki en büyük sorunun birbirini anlamama olduğunu kaydeden Weli, Türkçe gazetenin amacını şöyle anlattı: "Biz bir dönemler büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçasıydık. Şairlerimiz ve ediplerimiz eğer Türk dilini bilmeseydiler bu onlar için büyük bir eksiklik olarak kaydediliyordu. Ne yazık ki Irak İngiliz vesayetine girdikten sonra artık Türkiye ile Kürtler arasında büyük bir kopukluk meydana geldi. Bu kopukluğun ürünü ise maalesef bugün görmekte olduğumuz durumdur. Türk ve Kürt aydınları tercüme yoluyla birbirleriyle konuşuyor. Eğer tarihi bir tarafa bırakıp şu an üzerinde odaklanacak olursak, bana göre Kürtlerin hiç bugünkü kadar Türkçe bir gazeteye ihtiyacı olmadı. Çünkü biz birbirimizi anlamıyoruz. Şu anki çalışma bireysel bir çalışmadır ve bu çalışmanın arkasında Türkiye kamuoyunu bilgilendirme ve ona görüş ulaştırmaktan başka hiçbir niyet yoktur. Bizim Türklere düşman olmadığımız konusunda Türk milletiyle karşılıklı bir anlayışa varmamız gerekiyor. Biz birbirimizle kardeşiz ancak uluslararası bir planla bizi birbirimizden ayırdılar. Bölgede çok şey değişti. Ancak bölge milletleri hiç bugünkü kadar birbirlerine ihtiyaç duymadı." Zaman

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.