MEB Taşra Teşkilatı Şube Müdürlüğü Görevde Yükselme Sözlü Sınavı’na İlişkin Duyuru bakanlığın web sitesinde yayınlandı. Anılan duyuruda “sözlü sınavın 10.02.2014-28.02.2014 tarihleri arasında (hafta sonu hariç) Ankara Başkent Öğretmenevi’nde 5’er üyeden oluşan 10 ayrı Sözlü Sınav ve Değerlendirme Kurulu tarafından yapılacağı ve adayların sınav konularına ilişkin bilgi düzeyi (%40), bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü (%10), liyakati, temsil kabiliyeti, tutum ve davranışlarının göreve uygunluğu (%10), özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı (%10), genel kültürü ve genel yeteneği (%20), bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı (%10) konularında ve belirtilen ağırlıklarda esas alınarak, Yönetmelik eki Ek−1 Görevde Yükselme Sözlü Sınavı Değerlendirme Formuna göre 100 tam puan üzerinden değerlendirilecekleri, her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak adayın sözlü sınav puanının tespit edileceği, sözlü sınavda 100 üzerinden 70 ve üzeri puan alanlar başarılı sayılacakları” belirtildi.
 

Milli Eğitim Bakanlığının eğitimle ilgili çalışmalardan çok fişleme iddiaları, tasfiyeler ve bir kısım vesayetlerin gölgesinde kadrolaşmalarla gündemde olduğu şu günlerde eğitim çalışanlarının yaklaşık 10 yıldır beklediği şube müdürlüğü sınavında sözlü sınava katılma hakkı kazanan adaylar, komisyonlarla ilgili olarak “üyelerin belirlenmesi” ve “değerlendirmelerin yapılması” süreçlerinde üyelerin baskı altında tutularak sübjektif değerlendirmelere zorlanacağı endişesini taşımaktadır.
 

Yapılacak sözlü sınavların adaylar arasında liyakat sıralamasını sağlayacak, “sadece iyi olanın kazanabileceği” hak-adalet öncelikli ve tarafsız bir biçimde yapılması, eğitim çalışanlarının ortak beklentisi ve talebidir.
 

Şube müdürlüğü sözlü sınavları Milli Eğitim Bakanlığı’nın zaman zaman “Basın Açıklamalarıyla” varlığını inkar ettiği “fişleme”, “tasfiye”, “atamalarda tarafgirlik” vb. iddiaları çürütmesi ve gerek eğitim çalışanları, gerekse kamuoyu nezdinde bu konudaki samimiyetini göstermesi için bir fırsattır.
 

Şöyle ki tüm çalışmalarında teknolojiyi en iyi şekilde kullanmaya çalışan ve bu konuda oldukça başarılı olan Bakanlık, adayların sözlü sınav performanslarını –yasal olarak mecbur olmamasına rağmen- “sesli ve görüntülü” kamera kaydına alarak sınava katılacak adayların “haksızlığa uğrayacaklarına dair” endişelerini giderebilir, sınavı kaybedecek adayların “bana haksızlık yapıldı” iddialarını belgeli olarak çürütebilir ve kamuoyuna da “tarafsız” ve sadece “liyakat öncelikli” bir sözlü sınav yaptığını ispat edebilir.
 

Eğitim çalışanlarının tayin ve terfilerde tüm personele eşit davranılması, objektif değerlendirme sonuçları dışında başka kriterlerin dikkate alınmaması vb. hususlarında Milli Eğitim Bakanlığı’na güvenmek istediğini bildiriyor ve sayın yetkililerden olumlu adımlar atmalarını bekliyoruz.
 

Aktif Eğitimciler Sendikası