Sivil İtaatsizlik Eylemi Sendikal Bir Duruşun İfadesidir

Sivil İtaatsizlik Eylemi Sendikal Bir Duruşun İfadesidir

Sivil İtaatsizlik Eylemi Sendikal Bir Duruşun İfadesidir

 

ANTALYA’DA YAPILAN MEMUR-SEN GENİŞLETİLMİŞ BAŞKANLAR KURULU TOPLANTISINDA KONUŞAN MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI MUSTAFA KIR: ‘SİVİL İTAATSİZLİK EYLEMİ SENDİKAL BİR DURUŞUN İFADESİDİR’ diyerek  başta kamuda başörtülü çalışmak isteyen personel konusu olmak üzere personel rejiminde Ak Parti hükümetini uyardı. 'Kamu çalışanlarının beklentileri karşılanamadığında hesap, hükümetten değil yetkili sendika olarak Memur-Sen’den soruluyor' diyerek sendikal çalışmalarında dikkat etmeleri gereken noktalara da dikkat çekti. 27.04.2013          

        Sivil İtaatsizlik Eylemi Sendikal Bir Duruşun İfadesidir.

            Memur-Sen Genişletilmiş Başkanlar Kurulu toplantısında konuşan Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır ‘Hukuki dayanaktan yoksun olmamasına rağmen yıllarca  sürdürülen başörtüsü yasağının sonlandırılması amacıyla Memur-Sen ve ona bağlı sendikalar tarafından başlatılan “Özgürlük İçin 10 Milyon İmza” kampanyasının ardından Türkiye genelinde eğitim ve kamu kurumlarında fiilen sürdürülen sivil itaatsizlik eylemi gerçek anlamda sendikal bir duruşun ifadesidir’ dedi.

            Kampanyanın sürüncemede kalmasına müsaade edilmemelidir.

             Kampanyada toplanan 12 Milyon 300 Bin imzanın gereği yerine getirilmek üzere hükümete teslim edilmesinden sonra hükümetin  12 Milyon 300 Bin  imzayı adeta yok sayması kampanyanın lehinde ve  aleyhinde hiçbir beyanda bulunmamak suretiyle işi adeta sürüncemede bırakması demokratik ülkelerde eşine rastlanır bir durum değildir diyen Kır, 12 Milyon 300 Bin İmza’nın iktidar partisinin son seçimlerde aldığı oyun yarısından, ana muhalefet partisinin aldığı oyun tamamından, diğer muhalefet partilerinin aldığı oyların tamamının 2 katından daha fazla olduğunu hatırlattı. Kır ‘Memur-Sen olarak, topladığımız imzaları hükümete teslim etmek suretiyle sorumluluğumuzu hükümetin üzerine bırakmış olabiliriz ancak topladığımız imzalara millet adına sahip çıkarak bu işin sürüncemede kalmasına da müsaade etmemek de görevimizdir’ dedi.

             Sendikal faaliyetler sendikal kurallar içinde yapılmalıdır.

             Daha sonra toplu sözleme süreciyle ilgili olarak konuşmasını sürdüren Kır ‘Sendikal faaliyetler mutlaka sendikal kurallar içerinde yapılmalıdır. Yetkili sendika olarak kamu çalışanlarının var olan haklarını korumak, alınan kazanımların daha iyisini almak gibi bir sorumluluğumuz vardır. Kamu çalışanlarının beklentileri karşılanamadığında hesap, hükümetten değil yetkili sendika olarak Memur-Sen’den soruluyor.

            Ne yazık ki hükümet; her yıl toplu sözleşme süreci öncesinde toplu sözleşme masasında görüşülmesi gereken konuları kendi inisiyatifi doğrultusunda uygulamaya sokmak suretiyle parsayı kendisi toplarken, kamuoyu nezdinde sendikaların itibar kaybetmesinin de yolunu açıyor. Verince hükümet verdi deniliyor vermeyince sendika alamadı oluyor’ dedi.

 

  657 Sayılı Kanuna dahil çalışanlar arasında imtiyazlı kurumların oluşması engellenmelidir.

            Kır toplantıdaki  konuşmasına daha sonra şöyle devam etti; ‘Nitekim sendikalara rağmen hükümet; 2011 yılında çıkarılan  666 Sayılı Kanun Hükmünde  kararname gereği eşit işe eşit uygulamasıyla  farklı bakanlıklarda  aynı unvanla çalışan kamu görevlilerine “ Ek Ödeme” vermek ve maaşlarını eşitlemek suretiyle güya eşitlik sağlamış  görüntüsü vererek göz boyamıştır.

            Diğer taraftan eğitim emekçilerine ve akademisyenlere muadili yok gerekçesiyle ek ödeme vermemiş, TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve Üst Kurullar gibi kurumları da bu uygulamanın kapsam alanı dışında tutmak ve maaşlarında daha yüklü miktarda iyileştirme yapmak suretiyle hem çalışanlar arasında yaptığı adaletsizlik hem de kurumlar arasında imtiyazlı kurumların oluşturmasının faturası bilahare Memur-Sen’e çıkarılmıştır.

             Gerçek sendikacılığın yapıldığı ülkelerde en güçlü hükümet bile olsa böyle bir uygulamaya asla cesaret edemeyeceğini savunarak, Memur-Sen olarak yetkilerimize sahip çıkmalıyız, kamu çalışanlarına karşı sorumluluğumuz yerine getirmeliyiz. Hangi kurumda çalışırsa çalışsın adı, sanı ne olursa olsun 657 Sayılı Kanuna tabi olup, aynı unvanla çalışanların maaşlarının eşitlenmesi için mücadele verilmesi suretiyle bu tür haksızlıklara fırsat vermemeliyiz’ dedi.

 

    Ek Ödeme tüm kamu görevlilerine verilmeli ve Ek Ödeme Emekliliğe yansıtılmalıdır

 

            Ek Ödeme konusuna değinen Kır bazı kamu çalışanlarının hem çalışırken, hem de emekliliklerinde aldıkları maaş gereği rahat hayat sürdüğünü buna rağmen alt düzey kamu görevlileri ise hem çalışırken hem de emekliliklerinde ekonomik sıkıntıdan kurtulamadığını, bu sıkıntıyı hafifletmek için tüm kamu çalışanlarına ek ödeme verilmesi ve ek ödemelerin de emekliliklerine yansıtılması gerektiğini savundu.

 

            Ülkemizde her şey var, adalet yoktur.

 

            Kır kürsüden yaptığı konuşmasını şöyle bitirdi: ‘Ülkemiz ekonomik açıdan istikrarın hâkim olmasına ve fert başına düşen milli gelirin 10 Bin doların üzerine çıkmasına rağmen ne yazık ki milli gelirin dağılımında uygulanan adaletsizlik sebebiyle varlık içinde yokluk çekilmektedir. Ülkemizde her şey var, ancak adalet yoktur. Huzursuzluğumuz maaşlarımızın azlığından değil, haksız uygulamalardan; birine var, öbürüne yok denilmesinden kaynaklanmaktadır. Memur-Sen olarak, her türlü, ayırımcılığın, haksızlığın ve adaletsizliğin karşısında durulmalıdır.’dedi.

 

[email protected]

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.