Şeref Malkoç: Ayağımızı bağlayan anayasadan kurtulmalıyız
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, 21. yüzyılda Türkiye’nin mevcut anayasa ile mesafe alabilmesinin mümkün olmadığını belirterek, “Türkiye’nin ayağını bağlayan bu anayasadan kurtulmamız lazım” dedi.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şeref Malkoç, 21. yüzyılda Türkiye’nin mevcut anayasa ile mesafe alabilmesinin mümkün olmadığını belirterek, “Türkiye’nin ayağını bağlayan bu anayasadan kurtulmamız lazım” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen Kültür Sohbetleri programına katılan Şeref Malkoç, “Türkiye’nin Terörle Mücadelesi ve Yeni Anayasa” konusunda açıklamalarda bulundu.
Son on yılda tek parti iktidarlarıyla beraber, ekonomik alanda ciddi bir mesafe alındığını ifade eden Malkoç, “Havaalanı yaparken dünyanın en büyük havaalanını, köprü yaparken dünyanın en büyük köprüsünü yapıyoruz. Bunlar ekonomik alanda alınmış ciddi mesafelerdir. Din ve devlet konusunda, laiklik konusunda da hukuki zemin tam oturtulmasa da, fiilen ciddi bir mesafe kat edildi. Bu gelişmeler, anayasal düzenlemelerle daha sağlam bir zemine oturtulabilir. Bu mücadelede Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in çok ayrı bir yeri ve önemi var. En önemlisi de başörtü sorununun mücadelesinde yeri başkadır” dedi.
Kazanımları yasal ve anayasal zemine oturtmalıyız
Çok önemli kazanımların elde edildiğini kaydeden Malkoç, şöyle devam etti: “Bu kazanımları yasal ve anayasal zemine oturtmamız lazım. Eski deyimle ‘Doğu Sorunu’, yeni deyimle ‘Kürt Sorunu’ bambaşka bir boyut kazandı. Sosyal, kültürel yönü bir tarafa, terörle anılır oldu. Osmanlıda farklı bir yapı olan milletler topluluğu vardı. Müslimler ve gayrimüslimler diye iki gruba ayrılmıştı. Ama herkesin kendi alanında din ve vicdan özgürlüğü vardı. Herkes dilediğini yapardı. Ama bunun iki şartı vardı. Birincisi, asayişi ve huzuru bozmayacak, diğer vatandaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye sokmayacak; ikincisi ise, vergisini verecek. Onun dışındaki meselelere, dinine, inancına, itikadına Osmanlı karışmamıştır. Bugün başta İslam coğrafyası olmak üzere, dünyanın ve Türkiye’nin başında terör belası vardır. Son iki yüzyıldır dünyaya hâkim olan Batı medeniyeti, huzur ve barış getiremedi. Bugün Suriye’de insanlık dramı varsa, 400 bin kişi bombalarla, silahlarla öldürülüyorsa, sebep budur. İnsanlar katlediliyor, dünyanın kılı kıpırdamıyor. Bu insanlığın yüz karasıdır. Binlerce gariban, fakir fukara göçmen denizlerde boğuluyor, kimsenin umurunda değil. Bu insanlar Avrupa’ya ulaştıklarında rahatsız oluyorlar. Çünkü huzurları kaçacak. Bu açıdan bakıldığında, bizim mücadelemiz biraz daha kapsamlıdır. Yeni bir medeniyetin inşası için çaba göstermek zorundayız. İnsanlığı bu ızdıraptan kurtarmak için önce kendi coğrafyamızda yapacağız bunu inşallah.”
Terör belasının üstesinden hep birlikte geleceğiz
“Türkiye’de farklı terör grupları var fakat şu anda en çok uğraştığımız PKK’dır” diyen Malkoç, “PKK, otuz yıldan beri Türkiye’nin uğraştığı silahlı bir örgüt. Şu anda uluslararası bir şirket gibi oldu, yan kolları oluştu. Bu bölge üzerinde söz sahibi olmak isteyen herkesin bu şirkette payı var. Bu taşeron örgütü kullanıyor ve onlar da bir şey yaptıklarını zannediyorlar” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin terörle mücadelede haklı bir zeminde yol aldığını, meşru müdafaa yaptığını dile getiren Şeref Malkoç, “Çünkü kimin elinde, belinde silah olacağı kanunla yazılıdır. Kanunda belirtilenler dışında silah taşıyanlar, huzur ve asayişi bozanlar hakkında gereken yapılır. Terörle, teröristlerle çetin bir mücadele yürütüyoruz. Bazı ülkeler PKK uzantılarına terör demiyor, onlara ‘silah ve destek vereceğim’ diyor. Bu bir projenin bütünüdür. Önce Osmanlı’yı yıktılar, Arapları Osmanlı’dan ayırıp böldüler. Şimdi Kürtlere yardım ediyorlar gibi gözükse de asıl amaç Kürtleri birbirine düşürmektir. Bizim birlik ve beraberliğimiz bellidir. Bu coğrafyada bin yıldan beri varız ve aynı inanç etrafında toparlanacağız. Bunun yolu da, Türkiye’nin güçlenmesinden geçiyor. Bu terör belasının üstesinden hep birlikte geleceğiz. Bu terörün yerel, bölgesel, küresel faktörleri var ama bir şey var ki, biz bu coğrafyada bin yıldan beri varız. Bu ve benzer olayları değişik şekilde yaşadık. Ve hepsinin üstesinden geldik” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin daha da güçlenmesi için sorunlarını çözmesi gerekiyor
Türkiye’nin daha da güçlenmesi için sorunları aşmak gerektiğini vurgulayan Malkoç, sözlerini şöyle tamamladı:
“İç ve dış sorunlarımızı aşmanın yolu, Türkiye’nin ekonomisini, eğitimini güçlendirmesi, savunma sanayinde yerlilik oranını artırıp ihracat yapar noktaya gelmesi, üniversitelerimizin uluslararası alanda yarışan üniversiteler haline gelmesi, bilim adamlarımızın, akademisyenlerimizin çok daha fazla gayret göstermesinden geçiyor ve elbette bunların olması için de siyasi istikrarın olması gerekiyor. Siyasi istikrarın verimli bir şekilde kullanılmasının yolu iyi bir anayasadan geçiyor. Bugün, 1982 yılında yapılmış ve on yedi defa değişmiş bir anayasamız var. Bu anayasadan Türkiye kurtulmalıdır. Çünkü 21. yüzyılda Türkiye’nin bu anayasa ile mesafe alabilmesi, devlet çarkının, hükümet çarkının düzgün işlemesi mümkün değil. Türkiye tarihinde ilk defa milletin anayasa yapma arzusunu yakaladık. Toplum buna hazır; sivil toplum örgütleri, üniversiteler, sendikalar, aklınıza gelen kurum ve kuruluşların bu konuda heyecanı var. Türkiye’de bu anayasadan kurtulmalıyız diyenlerin oranı yüzde 95’i buluyor. Hükümet sistemine takılıp kalınmamalıdır. Türkiye’nin ayağını bağlayan bu anayasadan kurtulmamız lazım. Bunu da bu millet yapacaktır. Yeter ki, doğru yolu bulalım, doğru proje hazırlayalım; yol tıkayan değil, yol açan bir çalışma olsun.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.