Sarıgül, İstanbul Gelişim Meslek Yüksekokulunda "Siyasette Kariyer" başlıklı bir konferans verdi.

HERKES AYNI DÜŞÜNMEK ZORUNDA DEĞİL
Konferansın ardından öğrencilerin sorularını yanıtlayan Sarıgül, "CHP'den ayrıldıktan sonra DSP'ye geçip oradan seçime girdiniz. Daha sonra da Türkiye Değişim Hareketini kurdunuz. Bu istikrarsızlık değil midir?" sorusu üzerine, demokrasilerde herkesin aynı düşünmek zorunda olmadığını belirtti.

'OY ORANIM YÜZDE 70'E ÇIKTI'
Mustafa Sarıgül, DSP'den seçime girdiği yıl, yüzde 39 oy oranını yüzde 70'e çıkardığını ifade etti.

CHP'de genel başkanlığa aday olduğunu hatırlatan Sarıgül, "Ben hiç kimsenin başkaldıramadığı bir kişiye başkaldırdım. Yıl 1969 Deniz Baykal vardı, yıl 2010 Deniz Baykal hala var" diye konuştu.

BİRİNİN BAŞKALDIRMASI LAZIM
Sarıgül, 17 yıl boyunca Deniz Baykal ile birlikte olduğunu dile getirerek, "Deniz Bey'in yanında olduğun zaman müthiş bir adamsın, ama başkaldırdığın zaman başına gelmeyen kalmıyor. Ama birinin de başkaldırması lazım" şeklinde konuştu.

DSP'YE NEDEN GEÇTİ?
Baykal'ın, kendisini 4 defa CHP'den ihraç ettiğini, hepsinde de mahkeme kararıyla döndüğünü anlatan Sarıgül, tekrar ihraç edilmesi üzerine aday olabilmek için DSP'ye geçtiğini kaydetti.

Şefkatli devlet anlayışı ve halisane duygularla, "ötekisi" olmayan bir Türkiye için yola çıktıklarını vurgulayan Sarıgül, umutlu bakışları boşa çıkarmayacağını ve kesinlikle ayırım yapmayacağını belirtti.

TDH lideri Sarıgül, "Şişli modelini Türkiye modeli yaparsam Türkiye şahlanır" dedi.

HAREKETİ KURMADAN ÖNCE HALKA GİDİYORUZ
Siyasette iki önemli gücün "hak" ve "halk" olduğuna işaret eden Mustafa Sarıgül, hareketi kurmadan önce köylere, meydanlara, halka gittiklerini dile getirerek, bu pazar günü 515. mitinglerini Avcılar'da yapacaklarını söyledi.

Sarıgül, bir öğrencinin "İktidar olmanız durumunda eğitim alanında ne tür yenilikler düşünüyorsunuz" sorusu üzerine Türkiye'de eğitim alanında köklü reformlar yapılması gerektiğini kaydederek, bir ülkenin güçlenmesi ve gelişmesi için öncelikli eğitime ağırlık verilmesi gerektiğini bildirdi.

MİCROSOFT ÖRNEĞİNİ VERDİ
Türkiye'nin hemen her alanda markalaşmasının da zorunlu olduğunu vurgulayan Sarıgül, Microsoft'un dünyadaki katma değerinin 132 milyar dolar olduğunu, Türkiye'de Koç, Sabancı gibi bütün holdinglerin üst üste konulması halinde bile bu rakamın bulunamayacağını öne sürdü.

Sarıgül, Portekiz'in nüfusunun 16 milyon, Türkiye'de ise sadece lisanslı futbolcu sayısının 20 milyon olduğunu anlatarak, "Portekizli Ronaldo'nun fiyatı 125 milyon avro. Türkiye'de biz en marka oyuncuları üs üste koysak bile aynı rakamı yakalamıyoruz. Futbolda da markalaşmak şart" dedi.

Bir öğrencinin "CHP'nin Genel Başkanı'nın değişmesi için ne yapılması lazım?" sorusu üzerine Sarıgül, Türkiye'deki siyasi partilerin demokratik olmadığını iddia etti.

BAYKAL 125 YAŞINDA BAŞBAKAN OLUR
Mustafa Sarıgül, sözlerine şöyle devam etti: "Schröder, 6 sene Almanya'da başbakanlık yaptı, seçime girdi. Partisi koalisyon ortağı oldu, 0,1 puanla kaybetti, istifa etti. Tony Blair, 7 sene İngiltere'de başbakanlık yaptı. 7 senenin sonunda 'halkın bana ilgisi azaldı' dedi ve ayrıldı. Sayın Baykal'a bakınca, 5 tane yerel seçim, 6 tane genel seçim ve hala görevine devam ediyor. Ancak geçen seçimlerden sonra diyor ki 'Ben oyumu yüzde 20'den 22,5'a çıkardım. 2,5 puan yükselttim' diyor. Buna göre de ben hesabını yaptım. Bu gidişle Sayın Deniz Baykal, 2054 yılında ve 125 yaşında başbakan olabilir."

http://www.ensonhaber.com/sarigul-baykal-125-yasinda-basbakan-olur.html