Sağlıklı ömür için sihirli üç altın kural

Sağlıklı ömür için sihirli üç altın kural

"Tıptaki gelişmelerle biz ömrü değil yaşlılığı uzattık" diyen Prof. Dr. Bahadır Dağdeviren ekliyor: Aslında bütün hedefimiz gençliği uzatmak olmalı.

 

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bahadır Dağdeviren, kalp sağlığıyla ilgili soruları yanıtladı:
 
Kalp hastalıklarının çocukluktan hatta anne karnından itibaren oluştuğunu söyleyebilir miyiz?
 
Çok yüksek kolesterollü annelerin hamileliklerinde, anne karnındaki bebeklerin aortlarında kolesterolün birikmeye başladığı görülmektedir. Damar sertliği süreci; anne karnında başlayıp ölene kadar devam eden bir süreçtir. Bu süreç, hepimizin doğum, büyüme, erişkinlik ve yaşlanma gibi insan doğası ile birlikte olması gereken bir süreç. Saçların beyazlaşması kadar doğal bir süreçtir. 70'li 80'li yaşlarda dizlerimiz nasıl kireçleniyorsa kalp damar sitemi üzerinde de bazı problemlerin ortaya çıkması normaldir. Ortalama 70 yıllık bir ömürde kalp yaklaşık 3 milyar kez atar. 500 bin ton kan pompalar ve bunu hiç durmadan yapar. 500 Gross tonluk bir petrol gemisinin yüküne eşittir. O halde bu sistemin bir yerden sonra yıpranması normaldir. Biz bu yıpranmayı minimumda tutabilmek için uğraşıyoruz.
 
Tıptaki yeni gelişmeler yaşam kalitesini nasıl etkiledi?
 
Bypasslar, kap kapakçığı nakilleri gibi gelişmeler, son 30 yılda ortalama ömrü 50-55'li yaşlardan 70-75'li yaşlara çıkardı. Ömrü 20 yıl uzattık ama bu defa da ileri yaş hastalıkları örneğin Alzheimer ortaya çıktı. Yani aslında diyebiliriz ki biz ömrü değil yaşlılığı uzattık. Aslında bütün hedefimiz gençliği uzatmak olmalı.
 
Gençliği uzatmak mümkün mü?
 
Bu maalesef genç ve sağlıklı iken farkında olmadığımız sağlığa özen göstermekle mümkün. Alınması gereken önlemler, tercih edilmesi gereken hayat tarzları var. Birinci kural mutlu olmak, ikinci kural ideal kiloya sahip olmak, üçüncü kural da düzenli bir şekilde egzersiz yapmaktır. Bu 3 altın kurala uyarsak sağlıklı ve genç kalabiliriz.
 
TEDBİR İÇİN CHECK- UP
 
Kalp check-up'ı nedir?
 
Kardiyolojik check-up; kalp hastalıklarının risk faktörleri yönünden incelenmesi olarak tanımlanabilir. Bu işlem, koruyucu hekimlik uygulamaları çerçevesinde değerlendirilip, olabilecek felaketleri önceden tespit edip, tedbir almak olarak da tanımlanmaktadır. Bu işlemler esnasında hasta olan insanlar belirlenip ve ileride kalp hastası olma olasılığı olan insanlar da tespit edilir, önleyici tedbirler ile olası hastalığın önüne geçilebilir.
 
Bir kalp check-up'ının yanılma payı nedir?
 
Her tıbbi teşhis gibi kalp check-up'ın da bir yanılma payı vardır. Her şeye rağmen ani gelişen kalp krizini tahmin etme ihtimaliniz sınırlı. Ortalama olarak yüzde 95 civarında doğru tahmin edebiliyoruz. Yüzde 3-5 civarında yanılma payımız mevcuttur. Bir gün önce yaptırdığı check-up normal çıkmasına rağmen enfarktüs geçiren insanlar da var. Ama bunlar çok azınlıkta... Check-up'ı reddetmemek lazım. Hiçbir şikayeti olmayan birçok insanın kalp hastalığı ortaya çıkarılabiliyor. Ancak yapılan Check-up o anın sonuçlarını veriyor, hiçbir zaman 6 ay sonrasının hatta bir gün sonrasının güvencesini vermiyor.
 
STRES VE YORGUNLUĞA DİKKAT
 
Bu durum nasıl açıklanıyor?
 
Kalp damarlarındaki darlık ve tıkanıklık, tıpkı bir buzdağının görünen kısmı gibidir. Görünmeyen büyük bir kısmı vardır, bu görünmeyen kısmın check- up'ta yakalanması pek mümkün değildir.
 
Damarın içini bir boyalı madde ile dolduruyoruz ve damarın içinde herhangi bir darlık olup olmadığını görüyoruz. Oysa damarın bir de etli kısmı dediğimiz duvar kısmı vardır. Kolesterol birikintileri bu duvarlarda birikmeye başlıyor.
 
Damarı dışarı doğru büyütüyor, bombeleştiriyor, tıpkı bir sivilce gibi. Anjiyo ile baktığınızda sadece damarın içini görebildiğiniz için bir soruna rastlamayabiliyorsunuz; ama bu bombeli kısmı göremediğiniz için o kısımda ne var ne yok anlaşılamıyor
 
 
ADIM ADIM KALP CHECK-UP'I
 
Kalp check-up'ının adımları nelerdir?
 
-    40 yaşından sonra herkesin yılda bir kez kalp yönünden check-up yaptırması şart.
 
-    Check-up sırasında da mutlaka kan yağları, kan şekeri kontrol edilmeli, efor testi yapılmalı.
 
-    EKG ve bir akciğer filmi çekilmeli.
 
-    ECHO hiç olmazsa bir kez yapılmalı.
 
-    Kapak problemi varsa her yıl tekrarlanmalı yoksa 3-4 yılda bir tekrarlanmalıdır.
 
Kalp check-up'ı sonucu nasıl değerlendiriliyor?
 
Tüm bu check-upların sonunda hastaları düşük riskli, orta riskli ve yüksek riskli olmak üzere üç gruba ayırıyoruz. Birtakım kriterler açısından baktığımızda; mesela boyun şah damarında plak var mı, koroner damarlarında kireçlenme ve plakalar var mı, bazı kan tahlillerinde yükseklikler var mı kontrol ediyoruz. Tüm bu verilerin sonunda bir skora ulaşıyoruz. Gelecek 5 yıl içinde kalp krizi geçirme riski yüzde 5'in altında olanları düşük riskli, yüzde 5-15 aralığı orta riskli, yüzde 15'in üstünü ise yüksek riskli hastalar olarak tanımlıyoruz.
 
 
RADYASYONSUZ GÖRÜNTÜLEME: EKOKARDİYOGRAFİ
 
"    Şu an en temel görüntüleme yöntemimiz. Büyüklüğü el-avuç içi kadar düştü. Radyasyonsuz bir şekilde ses dalgaları ile kalbin hareketlerini, kasılmasını, kan dolaşımını ve damarlardaki varsa tıkanıklıkları görebiliyoruz.
 
"    İlk kullanılan görüntüleme sistemidir. 1850'li yıllarda ortaya çıkmıştır. Günümüzde 12 farklı bölgeden kalbin elektrik sitemini inceleyen bir görüntüleme yöntemidir. Bu yöntem, kalp ritim bozukluğunu ortaya çıkartmak için kullanılır.
 
ÇOCUKLARDA BADEMCİK KALBİ VURMASIN!
 
Kadınlarda kalp kapak hastalığının görülmesinin başlıca nedenlerinden biri akut romatizmal ateş dediğimiz ve 5-15 yaşlarında bademciklere yerleşmiş olan beta streptopokların vücutta oluşturdukları antikorlardır.
 
Bu antikorlar kalp kapakçıklarını da bozmaktadır. Bu hastalığın üstünden 15-20 yıl geçtikten sonra kalp kapakçığının kalınlaşmasına, kireçlenmesine veya bozulmasına neden olabiliyor. Bunun önlenmesi için zamanında bademciklerin alınması veya beta streptopoklar yerleşmişse onların alınması gerekiyor.
 
BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİYLE 30 SANİYEDE TANI
 
  Acile gelen hastanın aort damarında bir yırtılma mı var, kalp krizi mi geçiriyor, yoksa akel embolisi mi attı tespit etmek gerekir.
 
Sözünü ettiğimiz bu üç konu hayati önemlidir ve hızlı bir şekilde müdahale gerektirir. Geçmişte bu hastaları 4-5 saat acilde müşahede altına alıp gözlerdik, günümüzde ise bilgisayarlı tomografi ile 30 saniye gibi çok kısa bir sürede tanıyı koyabiliyoruz.
 
KALBİNİZİ İZLEYEN İYİ KALPLİ CASUS
 
 Kalp pilleri takıldığında artık merkezle kablosuz iletişim kuruyor. Bu merkez her hangi bir anormallik gözlediğinde, hastayı uyarıp en yakın hastaneye gitmesini bildiriyor. İnsanın içinde yer alan bir nevi casus gibi. Her kalp atımını kaydediyor.
 
Ortalama kalp hızı nedir, akciğerde su birikiyor mu birikmiyor mu?  Bir merkeze wireless sistemi sayesinde bilgiler gidiyor. Bu bilgiler ve datalar hasta hakkında bize her konuda bir fikir veriyor.
 
 Hastaları izlemeye yönelik bu erken uyarı sistemleri önümüzdeki dönemde portatif, taşınabilir bir hal alacaktır diye düşünüyorum. Belki akıllı telefonlar aracılığı ile bu bilgi akışları gerçekleştirebilir. Böylece hastalar gereksiz yere doktora gitmeyecek. Bu uyarı sistemi geldiğinde yani gerektiği zaman doktora gidecek.
 
SERDA KIVILCIM - BUGÜN GAZETESİ
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.