Üniversitelerde Yaşanan Keyfi Uygulamalara Tepki: YÖK MÜ, YOK MU?

Üniversitelerde Yaşanan Keyfi Uygulamalara Tepki: YÖK MÜ, YOK MU?

Üniversitelerle ilgili önemli açıklamalar yapan Geylan, üniversitelerimizde yaşanan keyfi uygulamalara dikkat çekti.

Rektörlerin doğrudan atama yoluyla görev başına getirildiğini hatırlatan Geylan, “Rektörlerin bir kısmı işte bu nedenle idari ve akademik personelin sorunlarını dikkate almıyor” dedi. Rektör atamalarında daha önceleri eksikleri bulunsa da olsa bir seçim usulü olduğunu hatırlatan Geylan, “Rektörlük seçimlerinde sadece akademisyenler oy kullanır, sandıkta en çok oyu alan ilk altı adayın ismi YÖK’e gönderilir, ardından YÖK altı aday arasından üç tanesini Cumhurbaşkanı’na gönderir, Cumhurbaşkanı bu adaylardan birini rektör olarak atardı. Şimdi seçim de yok! Rektörler atama yoluyla göreve getiriliyor. Dolayısıyla şu anda üniversite çalışanlarının talepleri, beklentileri, kanaatleri rektörlerimizin önceliği değil! Bunu asla doğru bulmuyoruz. Her zaman söylüyoruz: Üniversitelerimiz ülkemizin lokomotif kuruluşlarıdır. Toplumumuzda demokrasi kültürü içselleştirilecekse üniversitelerimiz öncü kuruluşlarımız olmalıdır. Bu noktada talebimiz, akademisyenlerimizin, idare personelimizin hatta öğrenci temsilcilerimizin oy kullandığı seçimler marifetiyle rektör atamalarının gerçekleştirilmesidir” dedi.

Akademik yeterliliği sağlamış her bilim insanına kontenjan sınırı olmaksızın kadro tahsisi yapılmalıdır.

Akademik kadro tahsisinde yaşanan sorunlara dikkat çeken Geylan, “Kadro almanız için akademik yeterliliği sağlamış olmanız yetmiyor. Maalesef yönetimin birinci halkasına da mensubiyetiniz gerekiyor. Ancak bu şekilde kadro tahsisi yapılıyor. 21. Yüzyıl, ‘Türkiye Yüzyılı’ olacak diyoruz. Peki üniversitelerde bilim insanlarına hak ettiği unvanları ve kadroları vermezseniz, bu nasıl mümkün olacak? Bu noktada talebimiz; akademik yeterliliği sağlamış her bilim insanına hak ettiği unvan ve kadro, kontenjan sınırlaması olmaksızın verilmesidir” diye konuştu.

Akademik zam verilmelidir.

Akademik zam vurgusu yapan Geylan, “Üniversitelerimizde öyle bilim insanlarımız var ki, aynı işyerinde çalışan işçiden daha az maaş alıyor. Zihni, gönlü bilim üretmekte olması gereken bilim insanlarımızı geçim derdiyle baş başa bırakırsanız bilim hayatına sekte vurursunuz. Ayrıca lisans düzeyinde akademik başarısı en yüksek olan öğrencilerimizin meslek olarak akademisyenliği tercih etmesi doğru olandır. Ancak, ekonomik koşullarından dolayı başarılı öğrencilerimiz geliri daha yüksek olan meslekleri tercih etmektedir. Bunun önüne geçmek, akademisyenliği özendirmek çok önemlidir. Dolayısıyla akademik zam konusunda tedbir almak, aslında sadece bugün bu sorunu yaşayan arkadaşlarımızın sorunlarını çözmekle kalmayacak, Türk bilim hayatının geleceğine yönelik olumlu bir tedbir anlamına da gelecektir” dedi.

Yök ne işe yarıyor?

Geylan, YÖK’ün tutumunu da eleştirerek, “Hem 6. hem de 7. Dönem Toplu Sözleşmelerinde idari personel için üniversiteler arası eş güdümü sağlayan ve bütün üniversiteleri bağlayan bir tayin/nakil çıkarılması noktasında karar alındı. Ama yaklaşık 4 yıldır YÖK kulağının üstüne yatıyor.

Akademik zam konusunu gündeme getiriyoruz, YÖK’ten ses yok!

Ünvanlarla ilgili sorunlar hakkında YÖK ağzını açmıyor.

Milli Eğitim Akademisinin öğretmen yetiştirme sürecinin son merhalesi gibi kurgulanmış olmasını doğru bulmadığımızı söylüyoruz, Eğitim Fakültelerine hakarettir diyoruz; YÖK ses çıkmıyor.

Yök ne işe yarıyor?

Yök müsün, Yok musun?” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.