'Sağlam bir dostluğun sinyalleri'

'Sağlam bir dostluğun sinyalleri'

'Wulff'un Türkiye'nin AB'ye üye olma çabalarına yönelik sözleri de ikna ediciydi. Daha fazla özgürlük ve hoşgörü ümidiyle Ankara'nın seçtiği reform rotasını ve Brüksel hedefini teşvik etmekten başka bir seçenek gerçekten yok.

Almanya'da yayın yapan ARD televizyon kanalının 20 Ekim 2010 tarihli internet sayfasında, Ulrich Pick imzasıyla yer alan yazıda şunlara yer ver aldı;

Alman Cumhurbaşkanının Türkiye ziyaretinde özellikle kendinden emin bir duruş sergilediğini önceden söylemeliyim. Kendisi ne bir tesir altında kaldı, ne de zor sorunlara değinme konusunda bir çekince gösterdi. Ankara'daki parlamentoda yaptığı konuşmasına tanık olan herkes bu konuda ikna oldu.

Memnuniyet verici bir şekilde sakin ve net duruş sergileyen Türkiye'nin başkentindeki Alman misafirin, her iki tarafa yanlış çatışmalara girilmemesi konusundaki uyarısı örnek nitelikteydi. Bu kelimeler tabii ki en başta Alman iç politikasına ve bugünlerde oldukça hararetli bir şekilde sürdürülen uyum konusundaki tartışmalara yönelikti. Wulff, her ne kadar Birlik Partisi üyesi olsa da Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Genel Başkanı Horst Seehofer'i hedef alarak objektif olunmadığı nitelendirmesinde bulundu ve kendi politik çevresinden çıkan sert sözlere karşı mesafe koydu. Wulff, göçmenlerin Almanya'ya çeşitlilik kazandırdıklarını söylüyor.

Daha Fazla Özgürlük ve Daha Fazla Hoşgörü Ümidi

Wulff'un Türkiye'nin AB'ye üye olma çabalarına yönelik sözleri de ikna ediciydi. Daha fazla özgürlük ve hoşgörü ümidiyle Ankara'nın seçtiği reform rotasını ve Brüksel hedefini teşvik etmekten başka bir seçenek gerçekten yok.

Bunu Boğaz'daki azınlıklar kadar fazla olumlu karşılayan olamaz; özellikle de son yıllarda sayıları apaçık bir şekilde gerileyen ve Alman Cumhurbaşkanının zor durumlarını ele almayı unutmadığı Hristiyanlar. Wulff'un Hristiyanlar için, Almanya'daki Müslümanlara olduğu gibi eşit hak ve imkanlar verilmesini talep etmesi olumlu bir durum. Aynı şekilde meslektaşı Abdullah Gül'ün, kendisini Hristiyan ve Musevi Türklerin de cumhurbaşkanı olarak algıladığı şeklindeki ifade de oldukça olumlu.

-Wulff Kendinden Emin Bir Şekilde Zor Konular Üzerinde Konuşuyor

İsrail'e karşı özel bir sorumluluğunun olduğu şeklindeki sözleri Cumhurbaşkanının hassas konuları geçiştirmek istemediğini gösteriyor. Ankara ve Kudüs arasında birkaç aydan beri yaşanan ağır suçlamalar gözönüne alındığında böyle bir ifade beklenmiyordu. Bu bir kez daha Wulff'un kendine olan güveninin bir kanıtı. Alman Cumhurbaşkanının Türkiye'ye -olumlu anlamda- hassasiyet göstermek istememesi Berlin ve Ankara arasındaki sağlam dostluğa işaret ediyor; bu durumu Almanya iç politikasındaki bazı kahramanlar kabul etmek istemese bile...

BYEGM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.