Rasmussen'in özrü!

Rasmussen'in özrü!

Tartışmalı bir şekilde NATO genel sekreteri seçilen eski Danimarka Başbakanı Rasmussen özür diledi mi, dilemedi mi? Tabii ki 'açıktan' dilemedi.

Peygamber Efendimiz'e (sallallahü aleyhi ve sellem) hakaret eden karikatürlerin ülkesinde yayınlanmasını 'yine' basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirmeye çalıştı.

Gerek Medeniyetler İttifakı'ndaki forumda gerekse ardından düzenlediği basın toplantısında ağzından bir 'özür' beyanı çıkmadı yani.

Rasmussen ne yaptı peki?

Daha önce olduğu gibi dine ve dinî değerlere hakareti ifade özgürlüğüyle izah etme gayreti içinde bulundu. İfade hürriyetinin özgür toplumlar için fevkalade önemli olduğundan bahsetti. Kültürler ve dinler arasında karşılıklı saygı ve anlayışa dayalı diyaloğa duyulan ihtiyacın altını çizdi.

Kısacası, diyalog kavramına atıf yaptı. "Uzun vadeli, barışçıl gelişmeler istiyorsak serbestçe konuşabilmeliyiz." dedi.

Bu sözleriyle Rasmussen, ifade hürriyetinin ne kadar önemli olduğunu, diyalog kurmak için insanların fikirlerini serbestçe dile getirmesi gerektiğini hatırlatmış oldu bize. Bunlara katılmamak mümkün değil. Ancak cevaplanması gereken bir soru var:

-İnsanlara ve inandıkları değerlere hakaret etmek ifade özgürlüğünün bir parçası mıdır?

Elbette değildir. Çünkü diyalog, karşılıklı saygıya dayalı bir eylemdir. Sağlıklı iletişimin birinci şartı da muhatap alınan kişi ya da grupların inandığı değerlere saygı duymaktır. Saygı duyduğunu muhataplarına hissettirmektir.

Karşındakinin inandıklarına inanmıyor olsan da, onun serdettiği fikirleri kabul etmesen de saygı, asgari şarttır diyalog için. Hakaret de mutlaka uzak durulması gereken bir davranış kalıbıdır. Gönül isterdi ki Rasmussen düşünce özgürlüğü ile hakaretamiz ifadeler arasındaki farkın altını kalın çizgilerle çizsin.

Ama o bunu yapmadı. Ama'lı, fakat'lı konuşmayı tercih etti. Şahsen Rasmussen'den, önüne gelen 'altın' fırsatı değerlendirmesini beklerdim. O, bu fırsatı değerlendirmedi. Başka bir şey yaptı. Kendini haklı göstermeye çalışırken 'bağlayıcı' açılımlar yaptı. Dedi ki...

-Dinî ve kültürel hassasiyetlere özellikle dikkat edeceğim.

-Önceliklerimden biri, Müslüman dünyası ile diyalog ve ilişkileri artırmak olacak.

-Dinlere, dinî sembollere ve diğer insanların dinî duygularına saygı duyuyorum.

-Hz. Muhammed de dâhil olmak üzere asla hiçbir dinî figürün insanları rahatsız edecek şekilde kullanılmasından yana olmadım.

Şüphesiz bu ifadelerin yeni NATO Genel Sekreteri tarafından göreve seçilmesinin üzerinden 24 saat bile geçmeden herkesin gözü önünde dile getirilmesi çok önemli.

Tamam, Rasmussen'in ağzından açık bir 'özür' kelimesi çıkmadı. Fakat bu konuşmayı İstanbul'da, hem de Medeniyetler İttifakı toplantısında dile getirdi.

Bence bu konuşmanın sıcağı sıcağına, böyle bir 'diyalog' toplantısında yapılması kendi içinde bir 'özür' anlamına gelebilir.

Diplomatik özür de böyle olurdu herhalde.

Değil mi?

Zaman / MEHMET YILMAZ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.