Prof. Açıkalın: Her Okul Değil Her Çocuk Bir Projedir
Prof. Dr. Aytaç Açıkalın, okulların ve eğitim sistemimizin insana odaklanmak yerine yüzeysel projelerin peşine katıldığını söyleyerek her okulun değil asıl her çocuğun bir proje olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Aytaç Açıkalın, okulların ve eğitim sistemimizin insana odaklanmak yerine yüzeysel projelerin peşine katıldığını söyleyerek her okulun değil asıl her çocuğun bir proje olduğunu söyledi.
Öncü Okul Yöneticileri Derneğinin konuğu olarak Üsküdar’da Yönetici Sohbetleri programı çerçevesinde okul yöneticileriyle buluşan Prof. Dr. Aytaç Açıkalın okul, eğitim, okul yönetimi ve Türkiye eğitim sistemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Öğretmenlerimiz İyi Yetişmiştir
Açıkalın, Türkiye’nin kurtuluşunun okuldan olacağını belirtti. “Bizim kapitalizme karşı insan yetiştirmemiz gerekir” diyen Açıkalın, FETÖ okullarındaki öğretmenlerin iyi öğretmenler olmadığını, iyi öğretmenin aktaracağı temel değerin vatan ve millet sevgisi olduğunu söyledi. Açıkalın, öğretmen niteliğinin bu denli tartışılmasının yersiz olduğunu söyleyerek bizim öğretmenlerimizin iyi yetişmiş olduğunu, okul yöneticilerinin yetişmesine ağırlık vermemiz gerektiğini belirtti.
Öğretmenler, 657’den Ayrılmalıdır
Ayrıca üniversitede öğretmen yetişmeyeceğini, öğretmenliğe hazırlanabileceğini söyleyen Açıkalın’a göre üniversiteler, nitelikli öğretmen yetiştirmek istiyorsa iletişim, matematik, felsefe, tarih, sanat gibi ana alanlara dair derin okumalar yaptırmalı, öğretmen yetiştirme işini okula aktarmalıdır. Öğretmen, yetişmiş öğretmenin yanında yetişir. Onunla hemhal olan, öğretmenlik tecrübesini birlikte aktaran öğretmenlerimiz olmalıdır. Ayrıca öğretmenler 657’ye tabii olmamalı, farklı bir yasa yapılmalıdır. Öğretmenlerin çalışma şartları ve ortamları çok farklıdır.
Milli Eğitimin Karakutusu Okul, Okulun Nirengi Noktası Müdürdür
MEB’in sorun çözme becerisinin kaybolduğuna vurgu yapan Açıkalın, okulların, proje adı altında gereksiz yere sıkıştırıldığını belirtti. Her okulun değil her çocuğun bir proje olduğunu vurgulayan Açıkalın sözlerine şöyle devam etti. “Milli eğitimin karakutusu okuldur. Eğitimin kurtuluşu da okuldan olacaktır. Okulun kritik noktası müdürdür. Okullar esnek olmalı ve okul müdürlerine bırakılmalıdır. Her okul değil her çocuk bir projedir.”
Okul Müdürleri Büyük Düşünmelidir
Okul yöneticiliğinin çok karizmatik ve güçlü bir sosyal önderlik olduğunu vurgulayan Açıkalın, bir okulun müdürünün, tapu müdürü, nüfus müdüründen daha önemli bir sorumluluk üstlendiğini söyleyerek “Okul müdürleri de büyük düşünmelidir. 500 öğrencisi 1000 velisi olan biridir okul müdürü. Okul müdürleri öğretmen kimliği taşımamalıdır. Farklı bir kimliğe ihtiyaçları vardır” dedi.
Mektep Demekle Okul Kurtulmaz
Açıkalın, eğitim meselesinin çözümünün bazı kavramların eskilerini kullanmakla mümkün olacağını düşünenler bulunduğunu belirterek, “Öğretmene “muallim”, öğrenciye “talebe”, okula “mektep”, eğitime “maarif” demekle eğitim meselesi halledilemez. Türkiye eğitim sistemi “mektep”lerden kurtulmalıdır.” dedi.
Okul Yöneticiliği Meslek Olmalıdır
Açıkalın, MEB’in karar alma mekanizmalarını sonuç alınamayan toplantılardan ibaret olduğunu söyledi. Açıkalın şöyle dedi: Milli eğitimin başı ne zaman derde düşse öğretmen yetiştirme meselesine sarılır. Bizim öğretmenlerimiz iyi yetişmiştir, okul yöneticilerimizi geliştirmemiz gerekmektedir. Öğretmenden okul yöneticisi yapmak başarıyı getirmeyecektir. Yöneticilik ve öğretmenlik birbirinden ayrılmalıdır. Okul yöneticiliği meslek haline getirilmelidir.
Öncü Okul Yöneticileri Derneği, her ayın son çarşambası Yönetici Sohbetleri düzenlemektedir. Yöneticilik Sohbetlerinin Aralık ayı teması “Okul Yönetiminde Etik” olarak belirlendi. Aralık ayı konuğu, Kamu Etik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bilal Eryılmaz olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.