Teoman Yalçın / www.turkiyeegitim.com 

Bugün sitemizde, başka bir haber sitesinden kaynak vererek yayınladığımız "Hafta sonu destek kurslarında para toplayan okullar" başlıklı habere, okul yöneticilerinden tepki yağdı. 

Tepkinin konusu; MEB'in uygulamaları.

MEB bir taraftan seçmene "şirin" gözükeyim derken, diğer taraftan atmış olduğu adımların gereklerini yerine getirmiyor / getiremiyor.

Bilindiği gibi, Türkiye genelinde okulların tamamına yakınında en temel ihtiyaçlar, okul yöneticilerinin omuzunda.

Okulların her türlü bakım-onarımları, boya işleri, kapı-cam-çerçeve, tesisat bakımları ve onarımları, temizlik personeli, güvenlik personeli, temizlik malzemeleri, kırtasiye ve bilgisayar sarf malzemeleri... bu ihtiyaçlar saymakla bitmez.

Peki bu ihtiyaçlar nasıl karşılanıyor? Okullarımızın bu ihtiyaçlar için ödenek gönderiliyor mu? HAYIR!

Bütün bunlarla uğraşan okul yöneticileri, Türkiye genelinde çok az sayıda (belki yüzde bir, belki binde bir) okulda yaşanan yetiştirme kurslarını yine okul menfaatine değerlendirmeye çalışan bir kaç okuldan hareketle, sayıları on binleri bulan okul yöneticilerinin bu şekilde zan altında bırakılmasına büyük tepki gösteriyorlar.

Peki MEB ne yapıyor?

Ekranlara çıkıp "Şu kadar milyon öğrenci kurslara başvurdu" açıklamalarıyla adeta övünüyorlar.

Kimse de çıkıp; "Kardeşim, ne ile övünüyorsun? Ortaokul ve Lisede eğitim gören 11-12 milyon öğrenciden 3-4 milyon öğrenci kurslara başvurmuş. O zaman okullarımızdaki mevcut eğitimde bir eksiklik mi var ki bu kadar milyon öğrenci ek ders almak talebinde?"

Düşünün, ortaokulda eğitim gören bir öğrenci haftada 35 saat derse girecek. Sonra da hafta içi veya hafta sonu 8-10 saat daha ders görecek. 

Çoğu okulumuzda hafta içi sabah 7 saat ders gören bir öğrenci, öğleden sonra da 4 saat yetiştirme kursuna gelecek. Bu öğrenci ve öğretmenden siz nasıl bir verim beklersiniz?

Bu durumun övünülecek bir tarafı var mı?

Hani dershaneler-kurslar gereksizdi?

Siz bu uygulamalarla eskiden dershanelerin olduğu konuma kendi resmi okullarımızı getirmiş olmuyor musunuz? Esas amaç öğrencilerimizin üzerinde var olan bu baskıyı kaldırmak değil miydi? Çocuklarımız okul ve dershane arasında sıkışıp kalmıyorlar mıydı? 

Tabii ki, her zaman olduğu gibi, eğitimin özü yerine yüzeysel konularla uğraştığımız için bunu göremiyoruz.

Veliler "beleş kurs" karşısında oldukça memnun.

Bir kısım öğretmen de aldığı ücreti biliyor.

Sizce de bu işte bir eksiklik yok mu?

Teoman Yalçın / www.turkiyeegitim.com özel haber