Pamuk, yeniden altın günlerine dönüyor

Pamuk, yeniden altın günlerine dönüyor

Uzun yıllardır girdi maliyetlerinin artmasına rağmen fiyatları düşme eğiliminde olan, bu yüzden de kar edemeyen üreticinin mısır başta olmak üzere diğer ürünlere geçmesiyle ekim alanları hızla daralan ''beyaz altın'' pamuğun, yeniden altın günlerine dönme

Tüm dünyada pamuk fiyatlarındaki artış ve ürün arzındaki azalma nedeniyle Türkiye'de de pamuk fiyatlarının son 12 yılın rekorunu kırmasını sağlarken, ''yok olma noktasına yaklaşıyor'' denilen pamuğu yeniden çiftçinin gözdesi konumuna getirdiği belirtildi.

Çukurova'da pamuk ekim alanları bu yıl neredeyse iki katına çıkarken, Türkiye'nin hem önemli pamuk ekim alanlarının başında gelen, hem de dünyanın en kaliteli pamuklarının üretildiği bölgeler arasında gösterilen Ege Bölgesi'ndeki pamuk ekili alanlar da bu sezon yüzde 44 artarak, 76 bin 151 hektara ulaştı.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkan Vekili Nuri Sorman, konuya ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Türk çiftçisinin AB ve gelişmiş ülkelerin çiftçilerinden pahalı mazot ve gübre kullanmasına, daha az destek almasına rağmen pamuk üretimine bir dönüş yaşandığını söyledi.

Bu sene dünya pamuk fiyatlarının libresi 70 centten 120 cent civarlarına çıktığını ifade eden Sorman, dünya pamuk stoklarının azalması ve son dönemde Pakistan'da yaşanan sel olaylarının da fiyat artışlarını daha da tetiklediğini bildirdi.

Sorman, ''Üreticimiz maliyetler yüksek de olsa fiyatlar dolayısıyla bir umut ışığı görerek pamuğa yöneldi. Ticaret borsalarında lif pamuk olarak 4 bin, 4 bin 200 lira civarında seyrediyor'' dedi.

Geçmişte Türkiye'de tekstil sanayinin kullandığı pamuğun üçte birini ithal ederken, son yıllarda bunun tam tersinin yaşandığını, üçte birinin yerli pamuktan, üçte ikisinin yurt dışından tedarik edildiğini anlatan Sorman, ''Türkiye'nin dünya tekstil piyasalarında bir marka olabilmesi için mutlaka yerli üretimin artırılması gerekiyor ki, bu marka imajının devamı sağlanabilsin. Çiftçilerimiz gayret gösteriyor, ama şartlar çiftçiler açısından tam olarak oluşmuş değil'' dedi.

Sorman, Türkiye'de pamuk üretiminin sanayinin ihtiyacı olan 1 milyon 300 bin tonlara ulaşması için üreticinin kolektif şekilde ürününü satabilmesi, yani ''üretici board''larının veya müdahil kuruluşların ve stok müessesesi gibi kurumların yerleşmesi gerektiğini belirterek, ''Arazi toplulaştırılması, sulama açılmayan alanların sulamaya açılması, verimliliğin artırılması, israfın önlenmesi gibi tarımın altyapı sorunlarının çözülmesi gerekiyor'' şeklinde konuştu.

Türkiye'de üretilen pamuğun GDO'suz olduğunu vurgulayan Sorman, ''Çiftçilerimiz kısıtlı imkanlarla da olsa son teknolojik imkanlarla çiftçilik yapmaya çalışıyor. Şu anda görülen tarlada da pamuklar açmış, toplanmayı bekliyor. İlaçlaması yapıldı, açmak üzere olan son birkaç kozası kaldı. Bunlar da açtığı zaman çiftçimiz makineyle hasadını gerçekleştirecek'' dedi.

Nuri Sorman, Ege pamuğunun dünyanın en kaliteli pamuklarından olduğunu, özellikle Bergama, Manisa, Balıkesir civarında yetişen pamukların birinci kalite pamuklar olarak gösterildiğini kaydederek, ''Lifleri uzun ve sağlam olduğu için tekstilciler tarafından tutuluyor. Gerek ülkemizdeki, gerek dünyadaki önemli tekstil markaları hammadde olarak bu pamuğu tercih ediyor'' dedi.

-''ÜRETİCİ PAMUKTAN MEMNUN''-

Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) Başkanı ve İzmir Ticaret Borsası (İZTB) Başkan Yardımcısı Barış Kocagöz de Türkiye'de pamuk üretiminin 2002 yılında 935 bin tonlar seviyesinde seyrederken, o yıldan başlayan düşüşle kademe kademe 400 bin tonlara kadar gerilediğini, bunun da iki buçukta bire düşmesi anlamına geldiğini söyledi.

Geçen sene dünya piyasasındaki gelişmeler sonucu pamuk fiyatlarının yukarı trende dönmesi sonucu, Türkiye'de de pamuk fiyatlarının yükselmeye başlamasına yol açtığını aktaran Kocagöz, şu bilgileri verdi:

''Geçen seneki ekim döneminden önce yükselmeye başlayan fiyatlar, üreticiye umut veren bir işaret oldu ve Ege Bölgesinde ekim alanlarında yüzde 44 gibi bir genişleme yaşandı. Ancak yazın pamuğun aleyhine gelişen hava koşulları ve hastalıklar sebebiyle de verimde yüzde 15 gibi bir düşüş oldu. Bu iki paritenin birleşimiyle, Ege'de yüzde 21 gibi bir rekolte artışı çıktı bu sene. Aldığımız duyumlar, Güneydoğu'da da dekarda yaklaşık 70 kilo bir verim düşüşü yaşanacağı şeklinde. Dolayısıyla Türkiye genelinde 520 bin ton üretim beklerken bunu önce 475 bin tona çekmiştik, şimdi de 460 bin ton seviyelerinde bir rekolte bekler hale geldik.''

Kocagöz, bu sene verim düşüşüne rağmen fiyatların çok iyi seviyelere gelmesi nedeniyle, maliyet-gelir arasındaki dengenin üreticinin çok lehine seyrettiğini dile getirerek, ''Üretici pamuktan memnun'' dedi.

Bu gelişmelerin önümüzdeki yılı nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Kocagöz, uluslararası piyasaların bu dönemde çok sağlam olduğunu, dolayısıyla bir iki yıllık orta vadede de bu sağlamlığını koruyacak gibi göründüğünü, dolayısıyla Türkiye'deki fiyat paritesinin de üretici lehine devam etmesini, pamuk ekim alanlarının artmasını beklediklerini söyledi.

Kocagöz, bu sene yurt dışında pamuk tedariğinde büyük bir sorun yaşandığını dile getirerek, ''Mesela Amerikalı bir iplikçi Amerikan pamuğu almak istedi, yok, alamıyor. En erken Nisan ayına tarih veriyor. Böyle bir yıl, Türk tekstil sanayi için ders yılı. Bizde pamuk olmasa, sanayi üretimini devam ettirecek pamuğu dünyadan bulmakta zorlanacak. Bu yıl gösteriyor ki, Türkiye'nin net ihracat yapan bir numaralı lokomotif sektörü olan testil sektörünün yaşaması için, sanayinin 'arka bahçesi'nde ekili pamuğun artması gerekiyor. Türkiye'de tekstil sanayinin ihtiyacı olan 1 milyon 300 bin ton pamuk üretiminin yapması çok kolay. Ama vakit kaybetmeden teşvik mekanizması hayata geçirilmeli ki üretilebilecek topraklarda üretim yapılsın'' diye konuştu.

-DÜNYADA GDO'SUZ PAMUK ÜRETİMİ ÇOK AZALDI-

Barış Kocagöz, İZTB olarak kalitesi tescilli Ege pamuğuna yönelik bir proje hazırladıklarını, bu kapsamda ''Egean Cotton'' diye bir logo oluşturduklarını, çırçır fabrikalarıyla anlaşma yaparak bu pamuğun kullanımını artırmayı hedeflediklerini belirterek, '' Çırçır fabrikaları tekstil fabrikalarına bu logoyla satış yapıyorlar. Çok yaygınlaşmadı, çünkü maalesef tekstil sanayimiz buna sahip çıkmıyor. Oysa yurt dışından gelen siparişlerde 'Ege pamuğundan yapılmış iplik, gömlek' gibi talepler geliyor. Türk tekstil ürünleri de Ege pamuğu logosuyla daha fazla katma değer sağlayacaktır'' dedi.

Türk pamuğunun GDO'suz olduğunu hatırlatan Kocagöz, ''GDO'suz pamuk üretimi dünyada çok azaldı. Dünyanın yüzde 60-65'i GDO'lu pamuk kullanıyor. ''GMO Free Turkish Cotton'' (GDO'suz Türk pamuğu) şeklinde bir uygulama başlatıyoruz. Pilot uygulamayla başlayacak. Bu da Türk tekstil sanayinin hizmetinde olacak. Mart ayında başlattığımız çalışmayı hayata geçirmek için GDO yasasını bekledik. Etiketleme izni bu yasayla çıktı'' şeklinde konuştu.
star

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.