Okullarda Kıyafet Serbestisi Meselesi

Okullarda Kıyafet Serbestisi Meselesi

Eğitim hayatımızda, disiplinli olmayı gösterme anlamında en etkili uygulamalar arasında kıyafet kuralları uygulanmıştır yıllarca. Saç sakal kontrolleri, gömlek kravat kontrolleri, spor ayakkabısı kundura kontrolleri forma vs.

Eğitim hayatımızda, disiplinli olmayı gösterme anlamında en etkili uygulamalar arasında kıyafet kuralları uygulanmıştır yıllarca. Saç sakal kontrolleri, gömlek kravat kontrolleri, spor ayakkabısı kundura kontrolleri forma vs. Tüm kontroller yıllarca sabah içtimalarında okul nöbetçi ekibinin mesai harcadığı mühim bir uygulama olmuştur.

Millet olarak askeri disiplini seven bir alt yapıya sahibiz. Özellikle belli bir yaşın üzerindeki veliler çocuklarının düzenli, tertipli ve uyumlu kıyafetlerle okula gitmelerini istedikleri bilinmektedir. Fakat 1990’dan sonraki değişim talepleri ve 2000’li yıllardan sonraki değişim uygulamaları birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da yeni fikirlerin ve uygulamaların ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Kılık kıyafet serbestisi, önce üniversitelerdeki uygulamalarla kamu oyunun gündemine geldi. Özellikle başörtüsü yasağının ayyuka çıktığı 28 Şubat dönemi uygulamaları, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün başörtüsü ve sakal konusunda  komu oyundaki acımasız ve toplum vicdanını yaralayan sert tavırları kılık kıyafet konusunu ülkeyi yönetenlerin bir numaralı sorunu haline getirdi.

Başörtüsü yasağının kaldırılması ve üniversite öğrencilerinin kılık kıyafet anlamında tam özgür olması aslında tüm eğitim kademelerinde özgürlüğün yolunu açmıştır. Liselerde ve ortaokullarda hatta ilkokullarda kılık kıyafet serbestisi toplumun beklentisinden daha erken uygulanmıştır. Özellikle liselerde okul kıyafetleri yerine öğrencilerin kendilerinin tercih edeceği kıyafetleri giymeleri resmin tamamına bakıldığı zaman elbette olumlu bir uygulamadır.

Fakat okullardaki kılık kıyafet özgürlüğü öğrenciler arasında bir moda yarışına dönüşeceği, maddi durumu iyi olmayan öğrenciler ile diğer öğrenciler arasındaki gelir farkının kıyafetler vasıtasıyla ortaya çıkacağı gibi eleştirileri  gündeme getirdi.

Yine bazı öğrencilerin kıyafet seçiminde toplumsal dengeleri, kültürel birikimi ve milletin gelecek tasavvurunu hesap etmeden sadece gençliğin vermiş olduğu heveslerle  ve modanın yönlendirmiş olduğu duygularla hareket etmesi de eğitimcilerin ve yöneticilerin şikayetleri arasında ifade edilebilir.

Spor ayakkabıyı kontrol ederken şimdi de terliklerle okula gelen öğrencilerle karşılaşılabilmektedir. Kumaş pantolonları kontrol eden eğitimciler şimdilerde yırtık kotlarla, taytlarla, önünde siyasi ya da ideolojik mesajlar yazan tişörtlerle uğraşmak durumunda kalmaktadır. Özellikle cep telefonlarının derslerde öğrencilerin elinde bulunması, internet kullanımının çok yaygınlaşması ve akıllı telefonlardaki uygulamalar başka bir özgürlük tartışmasını gündeme getirmiştir.

Eğitim disiplin gerektirir, özgürlüklerin pedagojik ve kültürel altyapısını dikkatlice incelemek ve toplumun değerleri, milletin gelecek planları doğrultusunda okullardaki kılık kıyafet ve teknolojiyi kullanma sınırları belirlenmelidir.

Kıyafet elbette öğrencilerin de görüş bildireceği bir formatta serbest olmalıdır. Fakat okulların birçoğu geçtiğimiz eğitim öğretim yılında okul aile birliklerinin almış oldukları kararlarla forma uygulamasına geçmiştir. Öğrenciler gençliğin verdiği heyecanla çok uç giyim tarzlarını tercih edebilmektedir. Fakat okulları eğitim öğretim yuvası olmaktan çıkarıp moda uygulama alanlarına çevirirseniz neredeyse iki asırdır düşülen hataların tekrarları yaşlanır ki Türkiye’nin böyle bir insan kaynağını ve zamanını israf etme lüksü yoktur.

 Tanzimat nesli modaya kurban edilmiş, Cumhuriyetin ilk elli yılının  gençleri ya köylü ya da balo gençliği olma noktasında uç yaşam biçimlerini yaşatmıştır bu ülkeye.

Batı’nın teknolojisini, bilimini alalım modasını kültürünü almayalım tarzı öneriler kontrolsüz ve sınırı belli olmayan özgürlüklerle heba edilmemelidir. Öğrenciler kılık kıyafetlerini okul dışında serbestçe seçebilmektedir fakat eğitim kurumlarında kontrollü serbestliğin daha faydalı olacağı kanati yaygınlaşmaktadır. Velilerin de öğrencilerin akademik, kültürel ve duygusal gelişimi üzerinde daha fazla durmaları, onların şekil talepleri konusunda itidalli ve okullarla işbirliği içerisinde olmaları hem gençlerin hem de milletimizin gelecek planında daha etkili olacaktır.

Hacı Sarı - memurpostasi.com

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum