Millî Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, Van Kültür Merkezi'nde, Öğretmen Ökullarının Kuruluşunun 161. yıl dönümü kutlamaları kapsamında düzenlenen törene katıldı. Burada konuşan Bakan Çelik, insanlığın tarım toplumundan sanayi toplumuna, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerek bugünlere geldiğini söyledi.

Tarım toplumunda insanların geçimlerini kas güçlerini kullanarak sağladığını belirten Bakan Çelik, "Sanayi toplumunda insanlar makineleri keşfettiler ve mekanikle insan gücünü birleştirerek zenginlik kazandılar" diye konuştu. Bilgi toplumunda ise insanların çok farklı evreye girdiğini vurgulayan Bakan Çelik, şöyle devam etti: "Kafaya önem verenler, bilgiyi ön plana çıkaranlar, dünyadaki en büyük zenginliğin sahibidir. Bilgi toplumunda, büyük sanayiye, fabrikalara veya yer üstü, yer altı kaynaklarına sahip olanlar, zengin sayılmıyor. Kimde bilgi varsa ve bilginin teknolojiye uyarlanması kimde en iyiyse onlar en zengin toplumlardır. Bill Gates'i dünyanın en zengini yapan fabrikaları değildir. Temelinde bu kafa meselesinin ön planda olması ve kafaya verilen önem yatmaktır. Japonya bu örneklerden biridir. Japonya'nın nüfusu Türkiye nüfusunun iki katıdır. Kişi başına 45 bin dolara sahip olan ve dünyanın en zengin teknolojisine sahip bir ülkedir. Yer altında ve üstünde madeni yok. Teknolojiyi ve bilgisayarı yakalaması Japonya'yı zengin hale getirmiştir. Bunun çok iyi okutulması ve iyi tecrübe edilmesi gerekiyor."

Malzemelerinin insan olduğunu ifade eden Milli Eğitim Bakanı Çelik, şunları kaydetti: "Yetiştirdiğimiz, yüceltmeye çalıştığımız ve aydınlatmaya çalıştığımız insandır. İşin şekli değişse de zamanın çarklarına göre yeni yeni uygulamalar ortaya çıksa da ruh ve öz aynıdır. Osmanlıcada bir atasözü vardır, 'Devlet kalem ile kılıç üzerinde durmaktadır.' İki türlü ordu vardır. Şüphesiz ki silahlı ordular idealimizi temin eder ama bizim kalemli ordularımız, bizim istikbalimizi temin eder. Dolayısıyla eğitim davası bir istikbal davasıdır. Öğretmen arkadaşlarım bizim kalemli kuvvetlerimizin komutanlarıdırlar. Onlar saygıdeğer insanlardır. Çünkü yeryüzünün en saygın mesleği öğretmenliktir. Öğretmenin yetiştirdiğine bir fiyat biçemesin. Kuyumcunun, elmasçının üretimine paha biçebilirsin ama öğretmenin yetiştirdiğine fiyat biçemezsin."

Yeryüzünün en büyük zenginliğinin insan olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, insan kaynakları konusunda Türkiye'nin son derece zengin olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, dünyanın en genç nüfusuna sahip olduğuna dikkati çeken Bakan Çelik, şöyle konuştu: "Bu bizim için çok önemli bir imkandır. Biz pergel gibi olacağız. Bir ayağımız Türkiye'de, diğer ayağımız bütün dünyayı içine alabilecek bir açı oluşturmalıdır. Antenlerimiz dünyaya açık olmalıdır. İnsanlıkla nasıl uzlaşacağımızı öğreten ve öğrenen bir gençlik yetiştirdiğimiz zaman biz bu meseleyi hep birlikte aşarız. Bu gençliği siz öğretmenler yetiştireceksiniz."



Ailelerin, 70 ve 80'li yıllarda çocuklarına ''Hiçbir şey olamazsan bari bir öğretmen ol'' dediklerini ifade eden Milli Eğitim Bakanı Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fakat bu şimdi değişmiştir. Eğitim fakültelerinin öğrenci alma yüzdeliği ile hukuk fakültelerinin öğrenci alma yüzdeliği hemen hemen aynıdır. Bu son derece önemlidir. Göreve başladığımızda toplam 102 öğretmen okulu vardı. Bu sayıya 91 Anadolu Öğretmen Lisesi daha ekledik. Öyle derme çatma binalar da değil. Üniversite kampüslerine benzeyen okullar yaptık. Açtığımız bu yeni okulların binalarına bakarsanız gerçekten çok güzel ve modern. Gençlerin ihtiyaçlarına cevap verecek okullardır. Bazı okullarımızın kendilerine ait kampüsleri yok ama TOKİ ile yaptığımız anlaşmada, 2010'da tüm Anadolu öğretmen liseleri söylediğim tarzda birer kampüse kavuşacak. Öğretmenler istikbale insan yetiştirmeye devam edecek."

Etkinliklere, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey, Milli Eğitim Müdürü Yahya Yıldız, okul müdürleri ve öğrenciler katıldı.

Bakan Çelik, daha sonra "Dünden Bugüne Van'da Eğitim Fotoğrafları" sergisinin açılışını yaptı.