Mustafa ÜLKEM
Müdür Bana MOBBİNG Yapıyor
İmdaaaat! Müdür Bana MOBBİNG Yapıyor
-Müdürüm bana psikolojik taciz uyguluyor.
-Müdürüm bana arkadaşlarımın içinde hakaret etti. Bağırdı, çağırdı, eleştirdi.
-Müdürüm benim hakkımda dedikodu yapıyor.
-Müdürüm çalışmalarımdan dolayı beni aşağılıyor
-Müdürüm beni takdir etmiyor hep eleştiriyor.
-Müdürüm beni angarya işlerde çalıştırıyor ve hep bu işleri bana veriyor
-Müdürüm benim oturmama kalkmama yememe içmeme hatta kıyafetime bile karışıyor.
-Müdürüm herkese “günaydın” diyor. Bana demiyor.
diyorsanız size geçmiş olsun. Siz bir mobbing kurbanısınız.
Batı dünyasında 1954 yılından beri gündemde olan ama ülkemizde hala bilinmeyen bir kavram mobbing. Oysa kurumumuzda çalışırken hemen her gün belki birkaç kez mobbinge uğruyor olabiliriz.
Mobbing Latincede “kararsız kalabalık” anlamına gelmektedir. İngilizler “psikolojik taciz, duygusal taciz” Amerikalılar “zorbalık” demişler. Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, ''mobbing'' kelimesinin birebir çevirisinde doğru bir Türkçe karşılığa ulaşılamadığını belirterek, ''Güncel Türkçe Sözlük ve Yazım Kılavuzu Çalışma Grubu'nun birkaç gün süren toplantısı sonucu bir veya birkaç kişiyi bezdirme' tanımından yola çıkarak bezdiriyi bulduk'' dedi. Başbakanlık 2011/2 nolu genelgesinde “Psikolojik Taciz” kelimesini uygun bulmuş. Mobbingin kurumsal bir terim olduğu “psikolojik taciz” ’in toplumun her alanında yaşanıldığı düşünüldüğünde “psikolojik taciz” değil “kurumsal bezdirme” tabirinin kullanmasının uygun olacağını düşünüyorum.
Kurumsal bezdirme okul müdürünün ya da yardımcısının yasal gücüne sığınarak öğretmenlerine ve diğer çalışanlarına kurumdan soğutma, baskı, yalnız bırakma, okuldan uzaklaştırma adına yaptığı kişiye zarar veren kasıtlı ve sistematik faaliyetlerdir. Bunun sonunda öğretmenlerde strese bağlı psikolojik rahatsızlıklar (ülser, deprasyon, panik atak, sinirlilik, hırçınlık, hatta intihar vs ) meydana gelmekte alkol ve sigaraya başlamaktadırlar. Kurumsal bezdirme kurbanın kurumdan ayrılması ya da yöneticinin tüm emirlerine boyun eğmesiyle son bulur. Kurumsal bezdirme çoğunlukla okul müdürü-öğretmen arasında gerçekleşebileceği gibi öğretmen-öğretmen arasında da olabilir.Öğretmen-öğretmen arasındaki kurumsal bezdirme davetlerde öğretmenler odasında ve birlikte çalışmalarda görülebilir.
Kurumsal bezdirmenin temelinde yöneticinin psikolojik ve ahlaki sorunları ön plana çıkarılmasına rağmen asıl neden yönetici ile çalışanların farklı siyasi görüşe, sendikaya, dine, cinsiyete, etnik özelliklere kamu yönetimi anlayışına ve düşünceye sahip olması ve yöneticinin kifayetsizliğinden kaynaklanmaktadır. Bunu kamu ve devlet görevinin gerektirdiği bahanesine sığınabilir.
Günümüzde özellikle resmi kurumlarda mobbing ya da kurumsal bezdirme çok sık karşılaştığımız bir durum. Ancak hangi davranışın kurumsal bezdirme olduğuna karar vermek çok zor. Bu kavram o kadar geniş bir alana yayılıyor ki kurumsal disiplini sağlama, başarıyı artırmada çalışanları eleştirme, kurum kültürü oluşturmada kişileri kurallara uymaya zorlama adına yapılan birçok faaliyet kurumsal bezdirme kapsamında değerlendirilebilir.
Bir okulda yöneticisi iseniz artık kurumsal bezdirmeye dikkat etmeniz gerekmektedir. Her an bir öğretmeniniz “ALO 170 Ben Mobbing kurbanıyım” diye ararsa yandı gülüm keten helva. Eğer ki bir öğretmen sizi kurumsal bezdirme uygulamakla suçlamışsa sizler psikologlar ve eğitimciler hatta adli makamlarca bir “narsist, zorba, ikiyüzlü, cahil, bencil, kıskanç, kötü ahlaklı, paranoyak” ve her hâlükârdahaksız olarak yargılanacaksınız. Öyle ki batı ülkelerinde yönetici göreviniz üzerinizden alınıyor, zorunlu psikolojik tedaviye tabi tutuluyorsunuz. Karşınızdaki öğretmen ise “işini mükemmel yapan, dürüst, işini seven, kültürlü, ahlaklı, kusursuz” ve haklı biri olarak görülecek.
Bir okulda öğretmenseniz sevmediğiniz idareciyi kurumsal bezdirme konulu genelge kapsamında her şey yaptırabilirsiniz. Ne güzel bir silah değil mi? “Müdürüm bana kurumsal bezdirme uyguladı” diyerek görevlendirmelere, angarya işlere, başarısızlığınıza bir bahane bulabilirsiniz. Ya da gerçekten buna ihtiyaç duyduğunuz anlarda da kullanabilirsiniz.
Ancak okul müdürlerinin de onurunu şahsiyetini korumak için her türlü şikayet ve iftiralara karşı korumak için öğretmenlerin kurumsal bezdirmeye uğradığını ispat etmesi zorunludur. En önemli iki ispat belge ya da şahit ve psikolojik rahatsızlığını ispatlamasıdır. Psikolojik rahatsızlık kendisini çok sonra gösterebileceği için bazı ülkelerde (Fransa ve İngiltere) 6-7 ay sonrası bile dikkate alınmaktadır.
Okul müdürünün öğretmene adaletsiz görev dağılımı yapması, istemediği halde daha fazla ders vermesi, nöbetini uygun olmayan gün ve zamana yazması, ek görevlendirmeler yapması, sürekli denetlemesi ve en küçük hatasını fırsat bilerek eleştirmesi ya da suçlaması, ceza vermesi, toplantılarda ismini zikrederek olumsuz örnekleri göstermesi, diğer öğretmenlere yanlış ya da kişinin hoşlanmayacağı özel bilgiler aktarması, tayin istemeye zorlaması, hatasını yakalamak için sürekli takip etmesi, izin verilmemesi gibi davranışlar kurumsal bezdirme davranışlarıdır. Ancak unutulmaması gereken nokta bu davranışların süreklilik ve kasıtlılık arzetmesi gerekmektedir.
Öğretmenin öğretmene kurumsal bezdirme davranışları ise öğretmenler odasında daha çok kendisini göstermektedir. Öğretmen içeri girdiğinde konuşmaların kesilmesi, öğretmenler odasında yalnız bırakılması ve kinayeli konuşmalar, çay veya yiyecek ikramlarında dışlama, okul dışı davetlere çağrılmama, görevde yardımlaşmama şeklinde görülebilir.
Milli Eğitim bakanlığını bir kurum olarak düşündüğümüzde il-ilçe milli eğitim müdürleri bakanlığın, okul müdürleri de il-ilçe milli eğitim müdürlerinin kurumsal bezdirmesi ile karşı karşıyadır. İl-ilçe milli eğitim müdürleri de okullarda gördükleri ufak hataları, kurum sınavlarındaki başarısızlığı, okulun temizliğini, mali konuları, yazışma hatalarını, sürekli denetleme, kurum adına gelen şikâyetleri, mesai saatinin takibi, sürekli görev verilmesi ya da verilmemesi şeklinde okul müdürlerine kurumsal bezdirme uygulamaktadırlar.
Kurumsal bezdirmeyi bir silah olarak kullanmaktansa bunun panzehri olan “kurumsal empatiyi” ya da “özeleştiriyi” kullanmak devamında iyi bir iletişim kurmak daha faydalı olacaktır. Kurum mutluluğu kurumda çalışanların tamamınının kurumda çalışmaktan zevk almasının çarpımına eşittir. Bir yönetici olarak elinizdeki yasal yetkilerle çalışanlara kamu yararı adına bazı istenmeyen davranışlar sergileyebilirsiniz. Her şeyden önce kurumsal empati ve iyi bir iletişim ile kurumsal bezdirmeye başvurulmayı engellemiş olursunuz. Kamu yönetiminde kişilerin siyasi görüşleri, sendikaları, dinleri, etnik özellikleri, cinsiyeti önemli değildir. Yaptığı iş ve kuruma olan katkısı öncelik olmalıdır. Çalışanlar da kuruma girdiklerinde taşıdığı farklılıkları kapıda bırakmalıdırlar. Tamamen kurumsal bir kimliğe ve kişiliğe bürünmelidirler. Çatışmalara neden olabilecek davranışlardan uzak durulması gerekmektedir.
Mustafa ULKEM / TurkiyeEgitim.Com