Fuat ÖZGEN
Memurlar Soruyor: Bekaya Cefa Mı Reva?
“Büyük Türkiye’den payımızı, yeni Türkiye’den haklarımızı, güçlü Türkiye’den payımıza düşen fırsat ve imkânları istiyoruz. Oransal zamla, devlet bütçesinde gerçekleşen dengelenmenin kamu görevlilerinin bütçesinde de gerçekleşmesini; taban aylığa zamla, kamu görevlileri arasındaki maaş makasının biraz daha küçülmesini; refah payıyla, maaş ve ücretleri kamu görevlilerinin üzerinden geçim derdi noktasında ferahlamasını; enflasyon farkıyla, olası sürprizlere karşı kamu görevlerinin maaş ve ücretlerinin enflasyona karşı koruma altına alınmasını teklif ediyoruz”
Yukarıdaki sözler MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN Bey’e ait. Kendileri, 1 Ağustos 2019 Günü başlayan 5.Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri açılışında çok net ifadelerle 3,5 milyon memurun sesi olmuş; popülizmden uzak, açıklanan ekonomik göstergelere uygun ve de miletten yana haklı talepleri ifade etmiştir. İlgili talepler Kamu İşveren Heyeti yani Hükümet açısından da yol gösterici bir nitelik taşıyor, maksadın bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olduğunu ispatlıyordu.
4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ile ilgili sıkıntılarla birlikte, bu yılki Toplu Sözleşme Görüşmeleri sürerken araya Bayram Tatili’nin girmesinin süreci daha da işlemez hale getireceği öngörüldüğünden, 09/08/2019 tarihinde yapılan Toplu Sözleşme Müzakerelerinde, MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN, “Masada tasnif ve komisyon sürecinin toplu pazarlık sürecinin dışına çıkarılması yerinde bir karar olacaktır…Zaman kısıtlılığı, sorunların sayısının çokluğu, kamu görevlilerinin sayısının 3 milyonun üzerinde, emekli sayısının 2 milyonun üzerinde oluşundan dolayı masanın etkin çalışması çok önemli. İşte bu yüzden bu tasnif süreci bizim teklifimizi sunduğumuz andan itibaren gerekirse gece gündüz çalışılarak yetiştirilmelidir. Bu süreç kapsamın dışına alınmalıdır.” sözleri ile bir iyi niyet beyanı daha ortaya koyuyor, adeta Kamu İşveren Heyeti’nin işini kolaylaştırıyor, aslında beklentilerin ve bu beklentiler ile ilgili çözümlerin iyi niyet gösterildiği takdirde ne derece kolay ulaşılabilir olduğunu ifade ediyordu.
15 Ağustos 2019 tarihinde yapılan 3.görüşmede ise MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN, “İşçi sendikacılığında 60 gün olan müzakere süreci biz memur sendikacılığında 30 gün ile sınırlı, tahkim süreci de dâhil. Bir de bu kısa süre zarfında tasnif süreci ile ilgili süreç bu zamandan çalıyor. Bu çok sağlıklı değil.” İfadeleri ile Toplu Sözleşme Görüşmelerinin sağlıklı işlemediğini ifade ediyor, buna karşın “Kamu İşveren Heyeti'nin bizim için müzakere edilebilir, kabul edilebilir bir teklifle masaya gelmesini temenni ediyoruz.” ifadeleri ile de 16 Ağustos’ta Kamu İşveren Heyeti tarafından sunulacak zam teklifi için her şeye rağmen iyi niyet sunumunu tazeliyordu.
Tüm iyi niyetli ve yapıcı yaklaşımlar ile rasyonel taleplere karşın, Kamu İşveren Heyeti 16 Ağustos tarihinde yaptığı teklifle, adeta gösterilen tüm iyi niyeti ayaklar altına alarak derin bir hayalkırıklığına ve teessüre sebep olmuştur. “Maaşlarda 2020'nin ilk 6 ayında yüzde 3,5, ikinci 6 ay yüzde 3, 2021'in ilk 6 ayında yüzde 3, ikinci 6 ayda yüzde 2,5 artış yapılmasını ve her altı aylık dönem sonunda gerçekleşen enflasyon oranının, o altı aylık dönemde yapılan artış oranını aşması halinde aradaki farkın bir sonraki altı aylık dönemin başlangıcından itibaren, kamu çalışanlarının aylık ve ücretlerine yansıtılması” teklifi görüşülmeye bile değer bulunmayacak bir teklif olduğu için, MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN’ın “Sayın Bakan biz sizden makul bir teklif bekliyorduk ama bu teklif malul bir teklif. Bu teklifi biz yok sayıyoruz” diyerek masadan kalkmasına yol açmıştır.
19 Ağustos 2019 tarihinde Kamu İşveren Heyeti’nin yeni bir teklif sunması üzerine MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN, “2020 yılı için yüzde 3,5+3, 2021 yılı için yüzde 3+2,5 şeklindeki ilk teklifin, 2020 yılı için yüzde 4+4, 2021 yılı için 3+3’e dönüşmesini önemsiyoruz. Bu nedenle Başkanlar Kurulumuzu toplayarak ortak akıl ve ortak tavır çerçevesinde teklifle ilgili değerlendirmemizi dün gece yaptık. Değerlendirme kapsamında, sunulan teklifi, yeterli zam oranlarını içermemesi nedeniyle uzlaşmaya ve müzakereye uygun görmüyoruz.” diyerek masanın sonuç ve çözüm üretme kapasitesinin sonuna kadar kullanılması gerektiği kararında olduklarını vurgulamıştır. Bununla birlikte, Genel Merkez olarak Toplu Sözleşme Görüşmelerinin en az iki gün daha sürmesini sağlayacak bir hamle de yaparak, Kamu İşveren Heyeti’ne, uzlaşmazlık hâlinde Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na başvurma süresini bir gün olarak kullanma, kalan iki günü müzakere aşamasına dâhil etme başvurusunu sunmuşlardır.
Nihayet 20 Ağustos 2019 tarihi gelip çatınca, bütün iyi niyetli çaba ve girişimler de sonuçsuz kalınca, eylem kararı alınmış; ilgili gün saat: 15:00’da iş bırakılmış, 17:00’da ise memurlar bakanlık önüne cüzdanlarını bırakmışlardır. Eylemde konuşan MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN, “6-7 saatlik bir süre kaldı. Memur-Sen’in toplu sözleşme sürecini yürütmekten sorumlu olan Hacı Bayram Tonbul Bey’in kendi sendikası (Enerji-Bir-Sen) bile henüz görüşülmedi. Sendikalarımız görüşülmedi. Bir kısmı görüşülür gibi oldu, ama devamı gelmedi. Sözleşmeliler daha görüşülmedi, ek ödeme, yardımcı hizmetler sınıfı personelinin genel idare hizmetlere aktarılması bunları ne zaman görüşeceğiz?” diye sorarak masanın düzgün işletilmesini ve sorunların giderilmesini istediklerini vurgulamış, toplamda 20 puan emekçiye dağıtılmadan da masadan sonuç çıkmayacağını ifade etmişlerdir. “Ekonomik anlamda bir sıkıntı olursa kamu görevlileri olarak kendi konfederasyonuma yapacağım çağrı; bizim bir maaşımızı kesin, bu ülke rahatlayacaksa rahatlasın!” diyerek de eşi görülmemiş bir fedakarlık örneği göstererek MEMUR-SEN camiasının kadirşinaslığını ve her bir ferdinin vatanperver duruşunu tüm Türkiye’ye ispatlamıştır.
Yukarıda ifade edilen satırların her bir harfinde gizli MEMUR-SEN’e ait özveri ve hüsn-i niyet toplumca da satın alınmış olmasına karşın, Kamu İşveren Heyeti süreci yönetememiş ve süreç uzlaşmazlıkla sona ermiştir. İlgili süreçte uzlaşmazlığın olması sürecin doğası gereği tabiidir; ancak, burada aşağıdaki soruların sorulması da elzemdir:
1- 21 Ağustos günü Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt SELÇUK’un yaptığı açıklamada müzakereler devam ederken Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti’nin 2020-2021 taleplerini daha da yükselterek ortak noktada buluşma ihtimalini zayıflattı iddiası hangi vicdanın ürünüdür? MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN’ın sürecin başında 2020 yılı için istediği %8+%7, 2021 yılı için istediği %6+%6 zam oranları toplamda salt %27 ederken, 20 Ağustos Günü bir iyi niyet beyanı ile %20 oranında zam talebi ile oranlarda tabiri caiz ise bir revizyona gitmesi mi talepleri yükseltmektir? Burada acaba Matematik mi, yoksa zihinler mi felce uğramıştır?
2- Yine aynı gün Bakan Hanımın Merkez Bankası enflasyon tahminlerini ileri sürerek enflasyona memuru ezdirmeme geleneklerinin sürdüğü iddiası, verdikleri zam teklifinin de bu çerçevede gerçekleştiğini belirtmesi, memuru mu yoksa son 5 yılda hiçbir tahmini tutmayan Merkez Bankasını mı sevindirmelidir? Hele ki 2017 yılı Merkez Bankası enflasyon hedefi %5 iken, %11,92 olarak, 2018 yılı Merkez Bankası enflasyon hedefi ise yine %5 iken, %20,30 olarak gerçekleşmişse memur ilgili teklifin neresine tutunmalıdır?
3- MEMUR-SEN Konfederasyonu ve yetkili sendikalarınca masaya sunulan tekliflerden azımsanmayacak bir bölümü Kamu İşveren Heyeti’nce kabul edilmesine rağmen hiçbir teklif kabul edilmemiş gibi bir tespit tutanağının tutulması salt acemilik mi, yoksa memurun cezalandırılması olarak mı anlaşılmalıdır?
4-Gezi Eylemleri, 17-25 Aralık, FETÖ Darbe Girişimi gibi ihanet süreçleri ile Referandumlar gibi kritik süreçlerde her daim devletinin ve milletinin yanında yer almış bir MEMUR-SEN Konfederasyonuna Toplu Sözleşme Sürecinde gösterilen yaklaşım “Yeni ve Güçlü Türkiye” iddiasına ne kadar uymaktadır? Yoksa MEMUR-SEN üzerinden “Yeni ve Güçlü Türkiye” mi hedef alınmaktadır?
5- Sadece Gezi Eylemleri ve 17-25 Aralık süreçlerinde ülkemiz 157 milyar dolar kaybetmişken, zamlarla belki de sadece 15-20 milyar TL tutacak bir yatırımı, hem de memuruna yani milletine çok görmek hangi akla sığar, hangi izanla açıklanır?
6- 2017 yılında gerçekleşen 4. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerinde MEMUR-SEN “Önce Millet, Memleket” düsturu ile “Beka” demişken, şimdi “Cefa” yı adres göstermek memura “Reva” mıdır?
Sorulacak soru, alınması gereken cevap çok! Önümüzde bir Hakem Kurulu süreci var ve MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN Bey ilgili kurulda hem itirazları hem de bu benzeri soruları mutlaka dile getirecektir. Burada şu hususu özellikle belirtmek gerekir ki; MEMUR-SEN ve EĞİTİM-BİR-SEN Genel Başkanı Ali YALÇIN Bey süreci muazzam bir hüsn-i niyetle yönetmeye çalışmış, memurun hakkını sonuna kadar savunmuş, tüm teşkilatını da duruşu ile onurlandırmıştır. Mücadele de meşru çerçevede şüphesiz devam edecektir. Peki ya hakkı teslim etmeyenler ne olacak? 27 yıllık Eğitim-Bir-Sen ile 24 yıllık Memur-Sen hakkı tutup kaldırmıştır, biz onu biliriz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.