Hükümet ile memur konfederasyonları arasında yaklaşık 3 milyon 200 bin memur ile 2 milyon memur emeklisinin önümüzdeki iki yıl için mali ve sosyal haklarının belirleneceği toplu sözleşme pazarlık maratonu bugün başlıyor. Memur-Sen Genel Başkan Ali Yalçın, ilk yıl için 8+7, ikinci yıl için de 6+6 olarak sundukları tekliflerini "makul ve rasyonel" olarak değerlendirirken, "Büyük Türkiye'den payımızı, yeni Türkiye'den haklarımızı ve güçlü Türkiye'den de fırsat ve imkanlarımızı istiyoruz" dedi.

Yalçın; bu yılki toplu sözleşme döneminde, önümüzdeki yıllarda kamu görevlilerinin bütününün yararlanacağı maaş ve ücretlere ilişkin tekliflerini oransal ile seyyanen zam, refah payı ve enflasyon farkı olmak üzere dört ana kalemden oluşturduklarını söyledi.

TOPLU PAZARLIK SÜRECİ BİR FIRSAT

Toplu pazarlık masasını, 3.5 milyona yakın kamu görevlisinin ve 2 milyona yaklaşan kamu emeklisinin doğrudan etkilendiği sosyal politika enstrümanı olarak gördüklerini belirten Yalçın, "Nüfusun neredeyse dörtte birinin doğrudan etkilenmesi nedeniyle göz verdiği, kulak kabarttığı bir pazarlık sürecinden, toplu sözleşme pratiğinden bahsediyoruz. Adil gelir dağılımı, vergi yükünün dengeli dağılımı, sosyal adalet, aksiyoner ve dengeleyici adalet noktasında somut durum üretilmek ve istendik sonuç alınmak isteniyorsa toplu pazarlık süreci ve masası emsalsiz bir fırsattır" dedi.

MAAŞ VE ÜCRETLER KORUMA ALTINDA OLMALI

Bu yıl toplu sözleşme masasında taleplerinin detayları hakkında da bilgi veren Yalçın, "Taban aylığına yapılacak zamla, kamu görevlileri arasındaki maaş makasının biraz daha küçülmesini, refah payına yapılacak zamla ise enflasyona bağlı geçim derdi noktasında çalışanlarımızın ferahlamasını istiyoruz. Diğer yandan enflasyon farkıyla da muhtemel sürprizlere karşı kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinin koruma altına alınmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

DOĞRUDAN REFAH PAYI İSTİYORUZ

Refah payının uzun yıllardır toplu sözleşmede kazanım olarak yer almadığını söyleyen Yalçın, "Bu yılki toplu sözleşme refah payı için milat olsun istiyoruz. Refah payına ilişkin teklifimizi de bir açıklık getireyim. Bizim refah payı teklifimiz, Türkiye'nin büyüme rakamları üzerinden bir oran tespitine ya da gerçekleşmiş bir refah artışının oransal olarak yansıtılmasına dayalı bir teklif değildir. Bilindik ifadesiyle büyümeden ve refah artışından kaynaklı bir pay değil doğrudan refah payı istiyoruz" şeklinde konuştu.

SÖZLEŞMELİ PERSONEL İSTİHDAMI TERK EDİLMELİ

Son olarak Kamuda Sözleşmeliliğe Son Şurası'nı gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yalçın, "Burada bir bildiri yayınladık. Belirli bir süre sözleşmeli personel olarak görev yapma ve sonrasında kadroya alınma (3+1, 4+1, 6+1 gibi) yöntemlerden vazgeçilmeli ve sözleşmeli personel istihdamı bütünüyle terk edilmeli, mevcut sözleşmeli personelin kadroya geçişini sağlayacak düzenleme ivedilikle hayata geçirilmeli. Türkiye'nin kamu maliyesiyle, fikri ve inanç birikimiyle sözleşmeli personelin sorunlarını çözmeye de en kısa süre içerisinde mevcut sözleşmeli personeli istekleri halinde kadroya geçirmeye de yeteceğine inanıyoruz" dedi.

Nur Banu Aras - YeniŞafak