Bir kaç gün önce Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşımda bulunmuş, İstanbul'da Sözleşmeli bir Aday Öğretmen tarafından gönderilen bir metni paylaşarak mobbing iddilarını gündeme getirmişti. 

Söz konusu Aday öğretmen, Türk Eğitim-Sen'e göndermiş olduğu e-postada; kendisiyle birlikte aynı okulda görev yapan 5 aday öğretmene okul müdürü tarafından bir sendikaya üye olunması yönünde sürekli baskı yapıldığını ifade etmişti. 

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, olayın derhal araştırılması gerektiğini ifade ederek okul müdürüne tepki göstermişti. 

Haber ve sonrasında yaşananlar karşısında bir açıklama da Memur-Sen İstanbul İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İstanbul 4 No'lu Şube Başkanı Talat Yavuz'dan geldi. 

Talat Yavuz, sosyal medya üzerinden yapmış olduğu açıklamada; bu tür haberlerin iftira olduğunu, iddiaları ortaya atanların ispiyoncu olduğunu ifade etmiş ve son bölümde "Münferit olaylar üzerinden devam ederseniz, altından kalkamayacağınız çok örneklerle karşınıza çıkarız ve utanırsınız." demiştir.

Sayın Yavuz'un bu son cümlesi adeta "Siz bizimkilerin yaptıklarını ortaya dökerseniz, biz de sizinkileri ortaya dökeriz ha!" şeklinde olmuş. 

İşte o açıklamalar:

***BİR TESPİT VE TARİHE NOT***

1) Son günlerde, sosyal medya sayesinde yeni bir sendikacılık ve habercilik şekli türedi. Önce bir iftira üretiliyor, sonra sosyal medyadan sırtını dayadıkları kim varsa etiketliyorlar.

2) Böylece, hem kimden güç aldıklarını örtük bir şekilde işaret etmiş hem de gücünün yetmediği muhatabını sahiplerine, abilerine ve makam sahiplerine şikayet etmiş oluyorlar.

3) Bu nasıl bir ruh halidir? İçinde ispiyonculuk var, sarı sendikacılık var, karşı tarafa savunma hakkı tanımadan infaz var. Devlet makamlarını küçük düşürmekten tutun da temsil ettiği üyelerinin saygınlığına halel getirmeye kadar değerlerimize aykırı içerik var.

4) Kendilerine basın süsü veren birkaç harami bir tarafa, bir sendikanın genel başkanı ve yardımcılarının bu şekilde davranması, sendikacılık adına geride bıraktıkları kirli mirasa ekledikleri yeni bir sayfa olacaktır.

5) Tavsiyem; bu ispiyonculuktan ve “abime söylerim seni döver” tavrınızdan, geç kalmadan vazgeçin ve kamuoyundan özür dileyin.

Münferit olaylar üzerinden devam ederseniz, altından kalkamayacağınız çok örneklerle karşınıza çıkarız ve utanırsınız.